Çiller'in bu yaptığını Erbakan bile yapmadı

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

30yıldan fazla süren politika yaşamında Erbakan, takkeli posterini yaptırıp altında konuşmadı.

Oysa Erbakan neler yapmadı ki.

Din silahını politikada bol bol kullandı.

Halkın inancını oy toplamak için sonuna kadar istismar etti.

Ama Çiller'in yaptığını yapmadı.

Bırakın Erbakan'ı RP'nin en azılı silahşorları olan Şevki Yılmaz, İbrahim Halil Çelik ve Hasan Hüseyin Celan bile yapmadı.

Hiçbiri takkeli, sarıklı resimlerini çizdirmedi.

Ama Çiller'in kapıldığı hırs ve kin öylesine gözlerini bürümüş ki, onların bile yapmadığını yaptı sonunda.

Televizyonlarda Bafra mitingini izlemişsinizdir.

Konuşmasını yaptığı seçim otobüsünün hemen arkasındaki binaya boydan boya kendi türbanlı posterini astırmıştı.

Onun altında konuşuyordu ve şöyle diyordu:

‘‘Dinden bahsedeni hapse atacaklarmış, camiye gidenin de canına okuyacaklarmış. Ben de diyorum ki 'Deccal olsanız ne yazar?' Biz karşınızdayız. Cami, din ve türbandan bahsedeni irtica sayanlarla mücadelemiz çok çetin olacak.’’

Bu görüntüleri ve sözleri DYP'liler iyi değerlendirmelidir.

Kimse demokratik hakkını, yasaları çiğneyerek, cumhuriyetin temel değerlerini hiçe sayarak ve yalana dayalı politika yaparak kullanamaz.

* * *

Tansu Hanım, Bafra'da pervasızca ve vicdansızca dini politikaya alet ederken bir sürü DYP milletvekili de arkasına sıralanmıştı.

Demokrasi kahramanını(!) kendilerinden geçmiş bir şekilde dinliyorlardı.

Hiçbiri ama hiçbiri, ne o türbanlı posterden, ne de o baştan aşağı yalan olan din, cami, türban sözlerinden rahatsız olmuyordu.

Hele o dinleyenlerin içlerinde biri vardı ki onun tutumu içler acısıydı.

Hayri Kozakçıoğlu...

Yıllarca laik, demokratik cumhuriyete bürokrat olarak hizmet etmiş, devletin en yüksek mevkilerine yükselmiş bir insan...

Böyle bir tablo karşısında nasıl bu kadar hazımlı olabildi?

Laikliğin, dürüstlüğün bu kadar çiğnenmesine nasıl ilgisiz kalabildi?

Herhalde milyonlarca insan Tansu Hanım'ı değil, ama Kozakçıoğlu'nu yerin dibine batarak izlemiştir.

Yazık...

Devlette bu kadar büyük görevler, sorumluluklar üstlenmiş bir bürokratın böyle bir günaha ortak olması çok yazık.

Üstüne üstlük bildiğim kadarıyla Hayri Bey, bu mitingin de düzenleyicilerinden biriydi.

* * *

İşte ilkesizlik ve yozlaşma, politikayı bu düzeysizliğe taşıyor.

Belki de Türkiye'nin içinde bulunduğu bunalımdan kurtulamamasının baş nedeni de bu.

Türkiye'nin çimentosu olduğunu iddia eden bir partinin lideri bunları yaparsa, o partinin üyeleri buna ses çıkarmazsa, Refah Partisi'ni kapatmanın ne anlamı var?

Belli ki Tansu Hanım, Refah tabanından oy alabilmek için bu oyunu sahneye koyuyor.

Eğer DYP'deki sağduyu harekete geçip Çiller'e ‘‘Dur’’ demezse, bu oyun giderek daha da pervasızlaşacak.

Tansu Hanım, meydanlarda Erbakan'ın boşluğunu doldurup oy toplamaya çalışacak.

Bugün türbanlı Tansu Çiller'i izliyoruz.

Yarın, öbür gün Anadolu'nun bir başka yerinde çarşaflı Tansu Çiller'i de izleyeceğiz.

Bundan hiç kuşkunuz olmasın.













Yazarın Tüm Yazıları