Çete rapordan hiç korkmadı

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Polis mantığı basittir.

Suçun kime yaradığına bakılır, suçlu bulunur.

Gelin son Susurluk raporunu aynı mantıkla ele alalım, iz sürelim.

Sansürlü rapor, kamuoyuna yeni bilgi aktarmadı.

İnceleme raporu olduğu için yargıyı harekete geçirmedi.

Bari çeteyi korkutmuş, sindirmiş olsa diye umutlandık. Ama anlaşılan çete rapordan hiç korkmadı. Çünkü uzun zamandır aranan Ömer Sami Hoştan'ın bayramdan sonra DGM'ye teslim olacağı haberi duyuldu.

Demek ki rapor kime yaramış?

***

Ömer Sami Hoştan veya ‘‘Arnavut Sami’’, polis kayıtlarına 1974 yılında geçti. Bu tarihte Münih'te beş kilo baz morfinle yakalanan Hoştan'ın üstünden Mehmet Safi Gürkan adına düzenlenmiş sahte pasaport çıktı.

Hoştan, Hollanda'da eski ülkücülerle birlikte uyuşturucu kaçakçılığına bulaştı. 1988 yılında bir kişinin vurulduğu ciddi bir uyuşturucu hesaplaşmasından sonra Hollanda'dan ayrıldı.

Hollanda ve Macaristan'da çok sayıda şirket kuran Hoştan, İstanbul'da Ömer Lütfü Topal'ın işlettiği Intercontinental casinosuna ortak oldu. İstihbarat birimlerinin tespitine göre, Abdullah Çatlı ile yurtdışında uyuşturucu ticareti vesilesiyle dostluk kuran Hoştan, eski ülkücüyü Topal'la tanıştırdı.

İkinci MİT raporunda Hoştan için şu ifade kullanıldı:

‘‘Sami Hoştan, (Arnavut Sami): DEV-SOL ile ilişkili, özellikle İspanya, Hollanda ve Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor. Ataköy Galleria'da Natural ayakkabı mağazasının sahiplerinden ve İstanbul Intercontinental Oteli kumarhanesinin ortaklarından, grubun finansörü.’’

DGM'ye göre, özel tim polislerini, ortağı Topal'ı öldürtmeye azmettiren Hoştan aylarca saklandıktan sonra teslim olmaya karar verdi. Bu yöndeki haber dünkü Zaman Gazetesi'nin manşetinde yer aldı.

***

Başbakan Mesut Yılmaz'ın rapora dayanarak yaptığı açıklamalara bakılırsa, Abdullah Çatlı'nın ASALA'ya karşı eylemlerde devlet tarafından kullanıldığına ikna edildiği anlaşılıyor.

Çatlı için kullandığı ‘‘Devlet tarafından kullanılıp bir kenara atılmış, saatli bomba gibi olmuş’’ sözleri başka türlü izah edilemez.

İşte bu üslubun sakıncası önceki gece Avcılar Öğrenci Yurdu'nda yaşanan dehşet verici olayla kanıtlandı. Yurdu tekbir getirerek, ‘‘Kahrolsun komünistler’’ sloganları ile basan maskeli 15 kişi, beş öğrenciyi yaraladı.

Türkiye sanki zaman tünelinde 20 yıl geriye gitti.

‘‘Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz’’ söyleminde direnen başbakan, Bahçelievler'de yedi öğrenciyi işkenceyle öldüren Çatlı çetesi...

Avcılar'da basılan yurt, gelecek seçimde MHP oylarını kaptırmamak için Çatlı'yı kollayan üslupta genç bir başbakan...

***

Önce bir konuda anlaşalım: Eşkıyanın sağcısı, solcusu olmaz...

Eşkıyaya övgü düzmek zaten Türk geleneğinde vardır, azdırmaya gerek yoktur. (İnanmayan Eşkıya filmini veya İnce Memet romanını hatırlasın...)

Ama gerçek eşkıya, bu ülkeye hükümdar olursa kimseyi yaşatmaz.

Sakın unutmayın, aklımızı başımıza toplayalım.













Yazarın Tüm Yazıları