Cehennemlik yazı

İnsanlar birbirlerini kesip tanrılara kurban ettiler, baktılar ki kese kese bitecekler, vazgeçtiler.

Hayvanlara yöneldiler.

Ben ise dinlerin niye illa kan istediğini merak ederim.

Eğer amaç yoksulların karnını doyurmak ya da hayır işlemekse; diyelim ki niye yoksullar için buğday üretmek, bir meyve ağacını adak olarak yetiştirmek, bir üzüm asmasını büyütüp tanrıya sunmak değil de, illa kan?..

Ölümün o dehşetini sergilemek, bir tür yaptırım mı?..

Bilemeyiz...

*

Kurban kesimindeki curcunamız ise başlıyor.

Her sene bugünlerde önce hacı adaylarının kestikleri on binlerce koyunun, keçinin, devenin dozerlerle yere gömüldüğü haberleri gelir.

Yazık...

Eğer bu sevap insanı cennet'e götürüyorsa, ben cehennem'i isterim.

En az 600 milyon Müslüman aç... Afrika'da, Asya'da, Ortadoğu'da, yeryüzünün açlık haritasıdır bu.

Çocuklar açlıktan ölüyorlar.

Paris'te, Londra'da alışverişe gitmek için uçak filosu olan zengin Arap krallar-emirler-sultanlar, o etleri yoksullara ulaştırmak için hiçbir şey yapmıyorlar, yere gömüyorlar.

Bundan büyük günah olur mu?..

*

Bizim Diyanet İşleri ise, en azından Türk hacıların bu ibadetlerini daha hayra geçecek şekilde yapmalarını salık bile veremiyor.

Kıvırıp duruyorlar.

Oysa nasıl ki dinimizi, siyasetin ve günlük işlerin kirinden uzak tutan laiklik yüz akımız olduysa, Türk Diyanet İşleri de çağdaş yorumlarla çağdaş Anadolu Müslümanlığının rehberi olabilir.

Çocuklar acından ölürken, üç milyon kilo eti dozerlerle yere gömen ayıbın ortağı değil.

Ki ben de cehennem'e gitmekten kurtulurum.

Türkiye bir ekonomik krizin göbeğinde, birbuçuk milyon çocuk artık açlık sınırının altında, babaları işsiz kalmış aileler acı çekiyorlar.

Sen git petrol zengini Araplara kurban kes.

Onlar da dozerlerle yere gömsünler.

Eğer bu ibadet ise...

Bendeniz yine cehenneme.

Ve bence inançlı insanlar akıllı olmalı.

Akıllı, çağdaş...

Uygar...