Çarşamba postası

BİR SORU

Ayın Biri Kilisesi’ne gitmek istiyorum 1 Eylül’de. Sabah saat 6’da falan mı gitmek lazım? Bir de sen gitmemi tavsiye eder misin? Var mı senden başka dileği kabul olan tanıdıkların? Teşekkürler. Öpüyorum. (Ayla K.)

- Vefa’daki Ayın Biri Kilisesi, bir çocuğum olması için dua ettiğim yer. Bu yüzden mi hamile kaldım, yoksa Dubai’ye taşındığımız için mi bilmiyorum. Çünkü Dubai, İstanbul harala gürelesinden uzak bir yer. Kendini kasmadığın zaman, pek çok şey daha kolay oluyor. Dolayısıyla, "Kiliseye gittim, adak adadım, dileğim gerçek oldu, Alya geldi" diyemem. Ama şunu söyleyebilirim: İkinci kez hamile kalmamı kesinlikle istemeyen sevgilim, o kilisenin yakınından bile geçmemi istemiyor! Sorularının cevabına gelince 1- Evet, uzun bir kuyruk oluyor. (Bence ille de ayın birinde gitmen gerekmiyor.) 2- Evet, adakları gerçekleşen başka tanıdıklarım da var. Ben de öpüyorum seni.

BİZ AYAK FETİŞİSTLERİ

Önce biz zavallı (!) fetişistlerin aklını başından aldınız, "Yeni özel bir fetişist dosyası hazırlıyorum" diye, sonra da "Geçsin artık bu düz ayakkabı modası" diye duygularımıza tercüman oldunuz. Tamamen haklısınız. Yaşasın yüksek topuklar! Çünkü çok seksiler. Çünkü çok daha kadınsılar ve kadınları çok daha çekici gösteriyorlar. Ben ve ayak sever arkadaşlarım heyecanla fetişizm dosyasını bekliyoruz. (Tankut S.)

- Siz ve diğer tüm ayak sever dostlar! Maillerinizi aldım, öykülerinizi okudum. Çok çok teşekkür ediyorum. Değişen bir şey yok. Devam ediyoruz. Söz verdiğim gibi fetişizm dosyası yayınlayacağım. Ama biraz zaman alacak. Bazılarınızla yüz yüze konuşmak istiyorum. İsminizin bende saklı kalacağına emin olabilirsiniz.

NİHAL’İN ÇEKİCİLİĞİ

Nihal Bengisu Karaca, tesettürün seksüel duygu uyandırmamak için olduğunu söylemiş, fakat röportajınıza iliştirdiğiniz fotoğrafı, itiraf etmeliyim ki, bana son derece çekici geldi. Tabii ki Allah sahibine bağışlasın ama bu benim hislerimi değiştirmiyor. Bana çekici gelmesi de, onun tesettür anlayışı ile çelişiyor. Ben, tesettürün amacının başka olduğuna kuvvetle inanmaktayım. Bu bir üniforma. En azından altta siyah ya da beyaz bone olacak. O ise öyle örtünmemiş, onunki "örtünmemiş gibi duran bir örtünme biçimi". Tesettürlü genç kızlarımız için cesaret verici ve motive edici bir karakter durumunda. Kanımca yanlış örnek oluyor. (Ahmet K.)

- Size tek bir konuda katılıyorum. Nihal B. Karaca güzel bir kadın. Ve yapabileceğimiz bir şey yok. Onu ne kadar örtsek de, güzel ve çekici olmaya devam edecek. Bu da bence kötü bir şey değil. Sizin onu çekici bulmanız da kötü bir şey değil. Ne isterseniz düşünürsünüz. Onun buna karışacak hali yok. Ama lütfen siz de onun kılık kıyafetine karışmayın. Nasıl isterse öyle giyinir. "Örtünmemiş gibi duran örtünme biçimi" de hoşuma giden bir kavram oldu. Keşke Nihal gibi açık görüşlü kapalılar artsa!

AHLAKSIZLIKMI?

Madem ilişkiler diye bir sayfa hazırlıyorsun cumartesi günleri. Ve madem hayatın içindeki pek çok ilişkiden söz ediyorsun. O zaman neden bir gün evli erkeklerle ilişki yaşayan bekár kadınlara değinmeyesin? Sana ahlaksızca mı geliyor? Benimle mesela röportaj yapabilirsin, evli bir erkekle bitmeyen, bitemeyen bir ilişkim var. Eminim, benim gibi binlerce kadın var. (Aslı V.)

- Neden olmasın? Kabul etsek de etmesek de, onaylasak da onaylamasak da, bu da hayatın bir gerçeği. Tabii ki ahlaksızca gelmiyor. Ne onaylıyorum ne de onaylamıyorum. Hayatta her şey olabilir diyorum. Ama hazır ol, çok sıkıştıran sorular sorarım!

TATLI ILIK BİR DUYGU

Seni okumak heyecan ve tatlı ılık bir duygu katıyor bedenime. Senelerdir bu böyle. Anlattığın her şeyde kendimi orada buluyorum. Ya evin canlanıyor beynimde ya da sevgilimle bloody marry içiyoruz bir butik otelde. Üzerimde uçuşan bir gecelik... İşlerimin yoğunluğu nedeniyle tatile çıkamıyorum. Anlattıkların tatil gibi geliyor bana, en azından o duyguyu çok güzel hissettiriyorsun. Geçen gün Atatürk Havalimanı’ndayken Dubai uçağı indi, yine o an gayri ihtiyari, seni görür müyüm diye baktım etrafa. Belki bir gün makarna yeriz The Marmara’da. Sana, yazdıklarına kızanlara, ben de kızıyorum içten içe. Kimseye karışmadan, herkesin fikrine, düşüncesine, yaşayışına saygı duyarak yazmana, herkesi olduğu gibi kabullenmene rağmen bunu göremeyen insanlara üzülüyorum. Seni eleştirenleri kafana takacak kadar duyarlı biri olduğunu biliyorum. Ama bil ki, ben ve benim gibi düşünen birçok insan senin hayatımızda olmandan ve senin çizdiğin sınırda hayatında olmaktan memnunuz. Yaşım henüz 26 ama ileride senin tecrübelerin ve "Mutlaka yapın"larına paralel bir hayat sürmek istiyorum. Alya’yı ve seni çok öpüyorum. (Emel T.)

- Ne şahane yazmışsın. Çok mutlu ettin beni. Makarna yemem. Sadece salata yiyen Nişantaşı kadınlarından da olmak istemem, balığa ne dersin? The Marmara’da değil ama... Balıkçı Sabahattin?
Yazarın Tüm Yazıları