Cari açıkta revize üstüne revize

CARİ açıkla ilgili kaygıları dile getirenler, bundan daha birkaç ay önce ‘karamsar’ olarak nitelendiriliyorlardı. Ama şimdi herkes cari açıkta aşırı büyümeyi kabul ediyor.Devlet Bakanı Ali Babacan, ABD’deki IMF Dünya Bankası yıllık toplantıları sırasında konuşurken, bu yıl cari açığın milli gelire oranının yüzde 6’ya çıkacağını söylemiş.Bizce bu oranın da üzerine çıkabilir...Çünkü Reuters anketinde Ağustos ayı beklenti düzeyi ihracatta 5 milyar 334 milyon dolar, ithalatta ise 10 milyar 230 milyon dolar olarak çıkmış. Yani Ağustos ayındaki dış ticaret açığı beklentisi 4 milyar 896 milyon dolar olarak gerçekleşmiş.Piyasalardaki beklenti aslında bu rakamın da üzerinde. Ağustos ayında dış ticaret açığının 5,5 hatta 6 milyar dolara kadar çıkabileceğini söyleyenler bile var.Piyasalarda cari açıktan hala korkulmaması gerektiğini düşünenlerin tahminleri, Eylül ayından itibaren ihracatın artacağı yolunda. Ancak unutuluyor ki; ihracat arttıkça ithalat, katıyla artıyor. Yani dış ticaret açığı, ihracat büyüdükçe daha da büyüyor.Banka iktisatçıları birkaç ay öncesine kadar yıllık cari açık rakamlarını revize etmişlerdi ama yine de 20 milyar doların altında gerçekleşeceğini söylüyorlardı. Şimdi bu tahmin çok daha büyümeye başladı. Piyasa iktisatçıları ve dealarlar şimdi ‘cari açık toto’ oynuyorlar. Şurası bir gerçek ki, piyasalar tahminlerini revize üzerine revize ediyorlar. Yılsonu yaklaştıkça her seferinde cari açık rakamı yukarı doğru gidiyor. Son sıralarda 20 milyar doların üzerinde cari açık kesin görülürken, tahminler 25 milyar doları bile bulabiliyor.Devlet Bakanı Ali Babacan yakından takip ettiklerini ama ‘cari açık için şimdilik önlem alınmasına gerek olmadığını’ söylemiş.Bizce artık bir şeyler de yapılması gerekiyor. ‘Açık mühim değil finanse edildikten sonra sıkıntı çıkmaz’ anlayışından çıkmak gerekiyor. Hakkını vermek gerekiyor; Babacan artık son sıralarda ‘finanse edildikten sonra sorun yok’ söyleminden vazgeçti. Şimdi artık çok daha dikkatli konuşmaya başladı.Bizce bunun bir adım ötesine geçilmesi ve yavaş yavaş, finans edilse bile cari açığın nasıl kısıtlanacağının araştırılması gerekiyor. Belki panik gösterilerine gerek yok ama bu, önlem alınmaya gerek olmadığı anlamına gelmemeli. ENFLASYON HEDEFLEMESİ TEHLİKEDE Dün Babacan’ın yanısıra Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin yine ABD’den verdiği, ajans ve televizyonlara yansıyan demeçleri de dikkat çekici idi. Serdengeçti bu yılın enflasyon ve büyüme hedeflerinin gerçeklemesinde sıkıntı bulunmadığını ama gelecek yılın yani 2006’nın enflasyon hedefleri için kaygılı olduğunu söylemiş. Bunun kaygının nedenini de petrol fiyatlarındaki gelişmeler ile hizmet fiyatlarındaki katılık olarak göstermiş.Aslında Serdengeçi bir süredir bu uyarıları yapıyor. Zaten beklenen faiz indirimlerinin gelmemesinin en büyük nedeni de 2006 yılına ilişkin enflasyon hedeflerine ilişkin tedirginlik.Bizce bunlar biliniyordu ama Serdengeçti’nin yeni olarak 2006 yılı başında geçilmesi planlanan enflasyon hedeflemesi konusunda henüz koşulların oluşmadığını söylemiş. Yani korkulan oluyor ve yılbaşında enflasyon hedeflemesinin devreye girmesi tehlikeye giriyor.Düşünsenize, hala sosyal güvenlik reformu konusunda Hükümet ayak diriyor. Önümüzdeki yıllar buradan gelecek açık bilinemiyor. Bunun yanısıra mali disiplin sağlandı ama mali disiplinin kalitesi ve mali hesaplarda şeffaflık ciddi ciddi konuşulmaya başladı. Yani mali disiplinin kalitesi sağlanmaz, Hükümet hala o ödenekten bu ödeneğe aktarma yapmaya devam ederse, fiyat istikrarını sağlamak mümkün mü?Bizce AB hedefinin tehlikeye girmesi başlı başına bir çıpanın sürümesi anlamına geliyor. Ancak IMF çıpası da bir o kadar önemli. Yani IMF şartları yerine gelmeden, piyasalar yeniden önünü görmeden, ne enflasyon hedeflemesi yapılabilir ne de düşüş enflasyondaki başarılı düşüş trendi korunabilir. Artık çalan alarm zillerini duyup, ona göre harekete geçmeli.
Yazarın Tüm Yazıları