‘Çaresiz saatler’de mucize yaratan Türkler

YIL 1933... Almanya'da Hitler felaketi başlıyor.

Naziler iktidarı ele geçirmişler. Hitler başbakan olmuş.

Faşizmin iktidara gelmesi, Almanya'daki demokratları, özellikle Musevi asıllı Alman vatandaşlarını büyük korku içine sürüklüyor.

Bilim adamları son derece tedirgin.

Mustafa Kemal, Almanya'daki gelişmeleri dikkatle izliyor ve Hitler'in dünyanın başına açacağı felaketi seziyor.

Hiç zaman yitirmeden Musevi asıllı bilim adamlarının Türkiye'ye davet edilmelerini emrediyor.

200'den fazla bilim adamı, kendilerine kucak açan Türkiye'ye koşa koşa geliyor.

O yıllarda olanaksızlıklar içinde büyük sorunlarla boğuşan cumhuriyet hükümeti, bu değerli bilim adamlarına, üniversitelerde çok yüksek maaşla görev veriyor.

Musevi bilim adamlarının gayretleriyle üniversitelerdeki eğitim kalitesi bir anda yükseliveriyor.

Bu bilim adamları yıllarca Türkiye'de huzur içinde yaşıyorlar ve savaş sona erdikten, dünya Hitler felaketinden kurtulduktan sonra ülkelerine dönüyorlar.

Ama hiçbiri bu soylu davranışı unutmuyor ve her zaman Türkiye'yi ikinci vatanları olarak görüyorlar.

* * *

1940'lı yılların başları...

Behiç Erkin, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi... Namık Kemal Yolga aynı elçilikte memur ve Necdet Kent Marsilya Konsolos Yardımcısı.

Bu üç diplomat, kendilerini tehlikeye atarak Fransa'da yaşayan binlerce Musevi'yi Almanların toplama kamplarına götürmelerini önlüyor.

Behiç Erkin yüzlerce Musevi'ye Türkiye vatandaşlığı veriyor. Namık Kemal Yolga ile Necdet Kent de aynı şeyi yapıyorlar.

Hatta Namık Kemal Yolga, Marsilya'da toplama kampına gönderilmek üzere olan bir tren dolusu Musevi'yi kurtarmak için büyük çaba harcıyor.

Trenin hareketine engel olamayınca o da biniyor ve mücadelesini sürdürüyor.

Sonunda bir tren dolusu Musevi'nin ölüme götürülüşünü önlüyor.

Yine o yıllarda Rodos'ta görevli Türk diplomatı Selahattin Ülkümen çok sayıda Musevi'yi Almanların elinden kurtarıyor.

Almanlar Selahattin Ülkümen'e o kadar kızıyorlar ki Türk Konsolosluğu'nu bombalıyorlar.

Bu bombardımanda Selahattin Ülkümen'in eşi ölüyor.

Bu yürekli Türk diplomatı sayesinde yüzlerce Musevi hayatta kalıyor.

* * *

Türkiye Cumhuriyeti'nin ve diplomatlarının tarihe mal olmuş bu soylu ve insancıl davranışları, Amerika'daki Museviler tarafından bir belgesel olarak hazırlandı.

Bütün dünyada gösterilmeye başlanan 64 dakikalık bu çarpıcı belgesel, geçtiğimiz günlerde Uluslararası CNN'de tanıtıldı.

Sanıyorum önümüzdeki günlerde CNN Türk de bu belgeseli oynatacak.

Yurtdışında sürekli olarak Türkleri ve Türkiye'yi binbir iftira ile karalayan yayınlardan bunaldığımız bir dönemde, böylesine gerçekleri yansıtan bir minnet belgeseli insana gurur veriyor.

Amerika'daki Türk dostu Musevileri, tarihi gerçekleri insanlığın bilgisine yüreklice sundukları için kutluyorum.

Onların, Türklerin yaptığı insanlığı dile getirmeleri derin bir vefa örneğidir.

Sanıyorum Museviler bu belgeseli bütün dünyada gösterecekler.

Bu belgesel tarihten kin, düşmanlık çıkarmak için uğraşanlara iyi bir yanıt ve bir insanlık dersi olacak.
Yazarın Tüm Yazıları