Çalışma Bakanı isyan edebilir

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, belli ki, son günlerde tartışılan kıdem tazminatı yasa tasarısı konusunda rahatsız.

Haberin Devamı

Çelik dün böyle bir şeyin gündemde olmadığını, taraflarla görüşmeden böyle bir düzenlemeyi gündeme getirmeyeceklerini söyledi. Çelik’i biraz tanıyan bir gazeteci olarak, vücut dilinin “Birileri işgüzarlık yapıp ortalığı karıştırıyor, sonunda faturası yine bana çıkıyor” demek istediğini, rahatlıkla söyleyebilirim.

Bakan Çelik bu kadar kızmakta haksız da sayılmaz. Mevcut hükümet iktidara geldiğinde, ilgili bakanların, “Her şey Hazine’de düzenlenmiş, ilgili bakanlıklara sorulmadan reformlar yapılmış, o nedenle uygulamaya geçememiş” diye yakındıklarını, bazı yasal değişiklikleri yaparken, bu argümanı kullandıklarını çok iyi hatırlıyorum.

Bence Hazine odaklı çalışılan, “toplam tasarrufları artmış gösterelim” kaygısı taşıyan, sonunda faturanın çıkacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın onayı alınmayan bir yasal düzenleme ile karşı karşıyayız.

Bakan Çelik’in ise doğal olarak, hem kendisine sorulmadan bu işin yapılmasından, hem de kendisini sendikalar nezdinde zor durumda bırakacak bir konuma itilmekten rahatsız olduğunu tahmin ediyorum.

Memurlara yapılan zamlar nedeniyle oluşan tepkiyi zaten zor geçiştirdi. Ardından sendikaların yetki sıkıntısı başladı ve TBMM tatile girmeden bu sorunun çözülmesi gerekirken, iktidar partisi bu işi bilerek sürüncemede bıraktı. Sendikaların çok yoğun baskısı altında olan bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, bir de bunun üzerine sendikaların şiddetle karşı çıkacakları çok açık olan yeni kıdem tazminatı düzenlemesi gündeme gelip tartışılınca, kim olursa olsun, mutlaka rahatsız olur.

Şahsen, Bakan Çelik’in TV kameralarına yansıtmamak için özel çaba sarfettiği belli olan tepkisini, kapalı kapılar ardında dile getirdiğini düşünüyorum.

Sendikalar zaten tepkili iken, süresi biten toplu sözleşmelerin yerine yenisi yapılamaz durumdayken, kıdem tazminatı tasarısının neden ortaya atıldığı tabi ki tartışma konusu. Bu konuda “yeni kıdem tazminatı düzenlemesine razı edebilmek için sendika düzenlemesinin bir koz olarak kullanıldığı” yolunda iddialar ortalıkta dolaşıyor.

Bu durumda Çalışma Bakanı Çelik de, şimdiye kadar mümkün olduğunca barış içinde götürdüğü çalışma yaşamına rağmen, kıdem tazminatını silah olarak kullanan bir Bakan durumuna düşmüş oluyor. Kızmakta haklı değil mi?

Haberin Devamı

BAŞBAKAN SENDİKACILARLA GÖRÜŞECEK

Haberin Devamı

Sendikaların güncellenmiş üye istatistikleri, 2012 yılı başından beri sorun oldu. Çünkü yapılan reformla toplu sözleşmelerde yetkili olacak sendikaların üye sayısının SGK verileri esas alınarak oluşturulması öngörülüyordu. Mükerrer kayıtlar silinince, yüzde 10 barajını aşacak Türk-iş’in 11, Hak-iş’in 1 sendikası dışında sendika kalmayacaktı. Bu nedenle istatistik yayımlanması sürekli ertelendi ve son olarak yeni yetki barajını yüzde 3’e indirip, mevcut sendikaların yetkisini 5 yıl süreyle koruyan bir yasa tasarısı hazırlandı. Ancak bu tasarı da özellikle TOBB tarafından yapılan kulisler sonucu, TBMM’den çıkarılamadı.

Şu anda başvuran sendikalara Bakanlık yetki veremiyor ve bu nedenle Çalışma Bakanı Çelik, yoğun bir baskı altında. Çünkü bu nedenle zam alamayan işçi sayısı 180 bine ulaştı, Kasım’a kadar bu sayı 550 bin işçiye çıkacak...

Bu arada kulislerde sendikaların, sorunun çözümü için Başbakan’dan randevu istedikleri, bu günlerde görüşme yapabilecekleri konuşuluyor. Yani sorunu çözmek için çaba gösterip formülü bulan, Başbakan son anda kabul etmeyince yasa çıkmadığı için zor durumda kalan Bakan Çelik, şimdi Başbakan’ın yeniden sorunu çözmesini bekleyecek...

Belki de kıdem tazminatı tasarısı, bu görüşmelerde koz olarak ortaya konacak, kim bilir?

Bildiğimiz bir şey var ki; bu dönemde “Gerçekten Bakan” olmak da çok zor...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları