Bu son olsun

Dört gün geçti, 24 Nisan telâşından hâlâ kurtulamadık.

Her yıl böyle mi olacak?

Haberin Devamı

Her 24 Nisan’da bu soykırım paranoyası bir kompleks olarak ruhumuzu mu saracak?

Kelimeyi kullanır mı, kullanmaz mı diye bu millet hep ABD Başkanı’nın ağzının içine mi bakacak?

Yeter artık.

Soykırım suçlamasından daha büyük bir töhmet altındayız.

***

Bence ABD, bütün hatlarıyla, bütün organlarıyla soykırım’ı resmen kabul etsin.

Ve bitsin bu iş.

Sırf ABD değil, dünyada ne kadar devlet varsa, hepsi birden soykırım’ı tescil etsin... Etsin.

Ben soykırım yapmadım diyorum, onlar yaptın desin.

Ben o bir felaketti, her iki taraf da acılar çekti diyorum, onlar hayır, seninki tek taraflı bir katliamdı desin.

Ne isterse desin.

ABD’yi ikna etmekle mükellef değilim. Hele Fransa’yı ve Almanya’yı hiç değilim.

***

Velhasıl...

Onlar tarih yazmaya devam etsin. Ama ben Ermeni kardeşlerimle kucaklaşmak ve helâllaşmak istiyorum.

Haberin Devamı

Ermenistan rakibimiz değil bizim.

Rakibimiz, öbürleri.

Duygu ticareti yapan, öbürleri.

Her seçimde, Ermenileri sömürerek oy dilenen, hep öbürleri.

Sırf bize değil, Ermenilere de ayıp etmektedirler.

***

Bir soykırım’ın cezai yaptırımı,

şimdi çektiğimiz çileden daha ağır olamaz.

Koca bir Türkiye halkı, Başkan Obama’nın yahut aptal Bush’un ağzından çıkacak kelimeyi her yıl böyle titreyerek bekleyemez.

Diliyorum ki bu son olsun.

Ve gelecek yıl Nisan’da, ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsun... Yeter.

Yazarın Tüm Yazıları