Bu ne sevgi böyle?

AMERİKA, Avrupa Birliği, iç ve dış iş çevrelerin bir bölümü, ekonominin sıkıntıya düşmemesi için siyasi istikrarın bozulmamasını savunuyor.

Bunun için de AKP’nin yeniden iktidar olmasını istiyor.

Bu isteğin nedenlerini irdelemeden önce bazı gerçekleri hatırlatalım:

Türkiye, milli gelirine oranla içeride ve dışarıda dünyadaki en borçlu ülke.

Enflasyonu en yüksek ülke.

En fazla ithalat yapan ülke. (Milli gelirinin 1/3’ü kadar.)

İşsizliğin en yüksek olduğu ülke.

Dünyada en yüksek faizi veren ülke.

Dış ticaret ve cari açığı en yüksek ülke.


Gelir dağılımı en bozuk ülke.

Vergi adaleti bakımından dar gelirlilerin en fazla ezildiği ülke.

Yukarıda saydıklarım, AKP’nin devri iktidarında sağladığı istikrarın sonucu.

Şimdi bunları biraz açalım. Açalım ki bazı gerçekler ortaya çıksın.

* * *

Türkiye’nin borç karnesi gerçekten de içler acısı.

AKP iktidarı, 4.5 yılda dişe dokunur büyük bir yatırım yapmadığı halde Cumhuriyet tarihinin 80 yılda yaptığına yakın iç ve dış borç yaptı.

Enflasyon konusunda Başbakan kürsülerde sık sık başarı nutukları atar.

Gerçekten de 57. hükümet tarafından hazırlanan ekonomik paketin titizlikle uygulanması sayesinde enflasyonda ciddi bir düşüş sağlanmıştır.

Ama Başbakan bu başarıyı dile getirirken, bugün gelinen noktanın programın öngördüğü hedefin yüzde yüz üzerinde olduğu gerçeğinden hiç söz etmez.

İthalat konusunda ise durum hiç iç açıcı değil.

Türkiye, milli gelirinin 1/3’ü kadar ithalatla dünyada birincidir ve bir ithalat cennetidir.

İthalatın bu kadar yüksek olması, milli sanayiyi giderek yok etmektedir.

Türkiye 100 dolarlık bir mal satabilmek için 70 dolarlık ara mal ithal etmektedir.

2007’de 100 milyar dolar ihracat hedefleyen Türkiye bunu gerçekleştirirse gerçek ihracatı 30 milyar dolar olacaktır.

* * *

Faize gelince, iş gerçekten vahim bir noktaya gelmiştir.

The Economist Dergisi’nin araştırmasına göre, en gelişmiş 5 ülkede faiz yüzde 3.5’tir.

Avrupa Birliği ülkelerindeki faiz ise yüzde 4’tür.

Uzak Asya ülkelerinde yüzde 6’dır.

Pakistan’da 10 yıllık bonoların faizi yüzde 7.95’tir.

Latin Amerika ülkelerinde yüzde 6’dır.

Mısır’da yüzde 5’tir

Türkiye’de ise yüzde 19-20’dir.

İşin daha şaşırtıcı yönü var. Yaman Törüner’in verdiği bilgiler şöyle:

"11 Mayıs itibarıyla Merkez Bankası’nın döviz rezervi 112 milyar 798 milyon dolar. Türkiye bu parayı yabancı bankalara yüzde 4 faizle yatırır.

(Hangi ülkenin parasını rezervinizde tutarsanız bunu o ülkenin bankalarına yatırmak zorundasınız.)

Yabancı bankalar da bu paranın 80 milyar dolarını hazinemize ve borsamıza sıcak para olarak yatırır ve yüzde 22 faiz alır.


112 milyar doların ne kadarının mevduat alınan ülkeye yatırılacağına ise değerlendirme şirketleri karar verir. Buna, ülke riski denir.

AKP iktidarında Türkiye bu yolla sıcak paraya yaklaşık 90 milyar dolar faiz ödedi."

İşte Türkiye böyle soyuluyor.

Avrupa Birliği ve Amerika, işte bunun için AKP’nin yeniden iktidar olmasını istiyor.
Yazarın Tüm Yazıları