Bu aptesle 40 yıl namaz kılarız

ÖNCE Korkmaz Yiğit'in yargılandığı davada banka dolandırmanın DGM'lik suçlar kapsamından çıkmasına emsal olacak mahkeme kararı çıktı...

Aklıma bir turizm yatırımcısının birkaç hafta önceki sohbetimizde sık sık tekrarladığı söz geldi:

‘‘Bu aptesle 40 yıl namaz kılarız...’’

Sonra Devlet Bakanı Kemal Derviş, İstanbul'da konuştu:

‘‘Bankacıları baskıdan kurtarmalıyız. Gerçek suçlularla, aldığı 20 karardan ikisinde-üçünde hata yapanı ayırmalıyız.’’

Yine aynı söze takıldım:

‘‘Bu aptesle 40 yıl namaz kılarız.’’

Derken, 5 bin 395 yıl hapis istemiyle yargılanan Yurtbank'ın eski sahibi Ali Balkaner serbest bırakıldı.

Yine dilimde aynı söz:

‘‘Bu aptesle 40 yıl namaz kılarız.’’

Balkaner
serbest bırakılınca bir eski bürokrat hatırlatma yaptı:

‘‘Bankacılarla ilgili dolandırıcılık, çete davaları dayanaksız açıldı. Bunu daha önce de söylüyordum. Balkaner olayı bunu gösteriyor. Şimdi diğerleri de çıkacak. Peki bankacılıkta yaratılan tahribat ne olacak? Camdaki sineği taşla kırmaya çalıştılar. Sinek öldü, cam da gitti.’’

GELELİM APTESE

Peki, ‘‘Bu aptesle 40 yıl namaz kılarız’’ sözünü turizm yatırımcısı bana neden söyledi? O işadamı da bankalardan yana dertliydi. Üç saati aşan sohbetimiz boyunca, her 10 dakikada bir aynı sözü tekrarlayıp durdu.

Bir kamu bankasıyla sorunu vardı. Şöyle aktardı:

‘‘Biz krediyi 5 yıl vadeli almışız. Şimdi iş o noktaya gelmiş ki, neredeyse ‘Yahu senin gözünün üstünde kaşın var' deyip, bizden kredi borcumuzu kapatmamızı istiyorlar. Ülke o hale geldi ki, kredi kullandıran banka yöneticisine, kredi kullanan işadamına kötü gözle, soyguncu gözüyle bakıyorlar. Yani, 5 yıla yayılmış bir kredi borcunu, toptan kimden isterseniz isteyin, ödeyemez. Elinizdeki tesise bankayı ortak etmekten başka şans kalmıyor. Artık bankaların, kredi kullananların üzerine bu kadar gidilmemesi gerekiyor. Biz dersimizi aldık. Aldığımız aptesle 40 yıl namaz kılarız. Bu aptes bize 40 yıl yeter. Başka aptes almamıza gerek yok.’’

Banka dolandırmak DGM’lik suç olmaktan çıkıyor. İçerdeki bankacılar birer-ikişer çıkmaya başlıyor.

Derviş de, ‘‘Suçluyla hata yapanı ayıralım’’ diyor.

Belli ki ‘‘Bu aptes yeter’’ görüşü ağırlık kazanıyor.

Ne diyelim.

Umarım bu aptes bırakın 40 yıl, yüzyıllar boyu yeter.

Bıyıklı yabancıya içerde satış mı?

YAZARIMIZ Ege Cansen, Cumartesi sabahı IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'a iç borçlanmada dövize endekslemeyi sordu.

Fischer, yanıt yerine, soruyu diğer katılımcılara yöneltti. Bunun üzerine söz alan Ercan Kumcu, ‘‘Ben bir devletin içerde kendi parasıyla borçlanmasını doğru buluyorum. İçerde dövizle borçlanması yanlış’’ dedi.

Fischer'in Kumcu'ya yanıtı, ‘‘Ben de gençliğimde sizin gibi düşünüyordum. Şimdi fikir değiştirdim’’ oldu.

Kumcu da yanıtını yapıştırdı: ‘‘Benim sizden genç olduğumu unutmayın.’’

Fischer
, ‘‘Farkındayım’’ deyip konuyu kapattı.

Bu diyalog, Hazine'nin yeni dövizle borçlanmalara gidebileceğini gösteriyor.

Ne dersiniz, acaba Hazine ‘‘bıyıklı yabancılar’’a dışarda satış yapmak yerine onları içerde mi kucaklıyor?
Yazarın Tüm Yazıları