Boyalı Çin

HAFTASONU 80. kuruluş yıldönümünü kutlayan Çin Komünist Partisi'nin şeref tribününde ön sıra kodamanlarının fotoğrafını gördüm, hepsinin saçı boyalıydı.Olur a... Konfüçyüsçü toplumlarda beyaz renk ölüm ve mateme tekabül ettiğinden, binlerce yıllık adettir, ak tel göstermek uğursuzluk addedilir.Diyalektik materyalizm lafazanlığına boş verin, tıpkı Mao gibi, bir kaç istisna hariç ‘kızıl’ liderler berber koltuğundan boyalı kelleyle kalkarlar.Zaten kendi tecrübemi de hatırladım. Nerdeyse çeyrek asır oluyor, ‘cinnet yıllarımda’ bendenize ÇKP ile irtibat koordinatörlüğü görevi tevdi edilmişti.Paris'in 5. George caddesindeki Çin elçiliğine gidip Çang Çung ‘yoldaş’la konuştuktan sonra ayağa kalktığımızda, ‘yoldaş’ın oturduğu koltuğa baş dayamak için konulmuş beyaz patista örtülerin kapkara siyaha kestiğini farkederdim.Zahir, Pekin'den yollanan kozmetik maddenin kalitesi pek kötüydü... Her neyse, demek istediğim şu: Kolektif bilinçaltını belirleyen payandalar insanlarda öyle kök salmıştır ki, bunları dönüştürmek hem çok zordur; hem de değiştirmek iddiasında olanlar dahi aslında onlardan kurtulabilmiş değildir.Hele hele, ‘itaat toplumu’ özellikleriyle donanmış Çin gibi ülkede...*ÉÉ * *BURADA Han uygarlığı tarihine uzanacak değilim ama ÇKP'nin 80. kuruluş yıldönümünde yaşananlar, ‘Merkez İmparatorluğu’nu binlerce yıldır tayin eden temel parametrelerin özünde hep aynı kaldığını tekrar ortaya koydu.Malum, eskiden ‘Büyük Serdümen’in ‘Mao Zedung düşüncesi’ vardı ve sonra buna, aynı Mao'nun kodese tıktığı ‘Küçük Serdümen’in ‘Deng Şiaoping düşüncesi’ eklendi. Yüzde yüz zıd olmalarına rağmen, ‘baba’ya ihtiyaç duygusunu bilen Deng'in pragmatizminden dolayı ikisi birden kardeş kardeş yaşayıp gittiler.Ve şimdi de bunlara, bugünkü parti yöneticisi Jiang Zemin'in ‘düşüncesi’ yamalandı. Etti, üç... Artık ‘Bücür Serdümen’ mi denecek, orasını bilemiyorum.Bildiğim şu ki, zaten isminden başka komünizmin ‘k’sıyla ilgisi kalmamış olan ve ‘sosyalist piyasa ekonomisi’ (!) gibi garabet bir yafta altında uyguladığı iktisadi sistemle 19. asrın vahşi kapitalizmine taş çıkartan Çin, söz konusu ‘Jiang Zemin düşüncesi’yle Konfüçyüsçü geleneği daha da pekiştirdi.Başka bir deyişle, Zemin'in törende Mao ve Deng'le beraber putlaştırılması ve üçüncü bir ‘düşünce’nin (!) üretilmesi, İsa'dan önceki 6. yüzyıl filozofu henüz resmen ‘iade-i itibar’ına kavuşmasa dahi, O'nun vaaz ettiği ve Çin'de daima sürmüş olan otoriteye itaat ve takip felsefesinin devamını oluşturdu.Jiang Zemin hem saçlarını boyayarak, hem de kendisine ‘düşünce’ mal ederek, gerçek adı olan K'ung Tzu filozofun izini sürdü.*ÉÉ * *ANCAK felsefede olduğu gibi gerçekte de; dün olduğu gibi bugün de, dev Çin son derece karmaşık ve çetrefil bir ülkedir. Evet ‘itaat toplumu’dur ama, ‘itaat’in birdenbire muazzam ‘isyan’a dönüştüğü tarihi olaylar da sonsuzdur.Ve, merkezi otoritenin ÇKP ve ‘Zemin düşüncesi’ şu an herşeye kadir olduğu izlenimini verse dahi, aslında, 1,3 milyar nüfuslu ÇHC tümden kaynamaktadır.En zirvede, hem Zemin'le Başbakan Zu Rongci ve müstakbel lider Hu Cintao arasında, hem de üst düzey ordu generalleri arasında derin çelişkiler vardır.Bölgesel eşitsizlikler de Kuzey - Güney ayrışımını güçlendirmektedir.Yoğun işsizlik ve kente göç ise sınıfsal zıtlaşmayı keskinleştirmektedir.Bütün bunlar da bir yandan kendi içinde patlamaya hazır; diğer yandan, büyük Han milliyetçiliğini kullanarak bu patlamayı dışarıya taşırabilecek zafiyetli bir devlet portresi çizmektedir. Riziko oranı Çin kadar devasadır.Konfüçyüsçü ‘itaat toplumu’ kolektif bilinçaltı gereği saçını boyasa da, üçüncü defa yaratılan put ‘düşünce’ye rağmen ve Çin tarihinin defalarca ortaya koyduğu gibi, o ‘itaat’ın birden isyana dönüşmesi şimdi bir an meselesidir.
Yazarın Tüm Yazıları