Bize bişi olmaz!

Akşam arkadaşlarla dışarıdan yemek siparişi vereceğiz. Gündüz muhabbette bir şekilde lahmacun muhabbeti dönmüş; o saatten beri lahmacuna aş eriliyor.

Bayağı da namlı bir kebapçıya sipariş vermek üzere yemeksepeti.com’un başına çöktük. Ve fekat...

Ortama bir n’olur n’olmaz paranoyası düştü:

- Abi lahmacunların kıymasına tavuk eti de karıştırıyorlarmış ya...

- Evet, evet, ben de duydum; öyle hamburger, lahmacun gibi muhteviyatı "tekinsiz" şeylerde, karışıma tavuğun kemiğini kıyıp salladıkları bile oluyormuş.

Ben ağlamaklı bir suratla kulaklarımı kapattım:

- Allah aşkına bi’ susun be abi. Bazı konularda mümkünse konu cahili kalmak istiyorum!

Deli dana döneminde de aynen böyle olmuştu. İç kaldıran kasap vitrinleri gösteriyorlar, benim dişlerim uzuyor; o etlere bakarken, nıhıhıhaaa nidalarıyla sığır budu sıyıran Erol Taş’ın "çiğden de olsa yeriz" modeline dönüşüyorum; evden kendimi dar atıp, gidip bir yerlerde artık hamburger mi olur, tük’rüklü köfte mi olur, yaprak döner mi olur, biftek bonfile mi olur; ne olursa olur ama illá ki et olsun; salyalarımı akıta akıta et yiyorum. DUM...

Sırasıyla en çok deniz mahsullerini, sonra kırmızı eti, sonra hamur işlerini, sonra da sebzeyi severim. (Dipsomanın mühim notu: Sütünden alkolüne, çorbasından suyuna, likitleri ayrı bir kategoride değerlendirelim mümkünse!) Besin olarak kanatlı hayvan ürünleri, obur bünyenin tercih sırasının son sıralarında yer alıyor.

Yine de şu kuş gribi feláketi gündeme düştüğünden beri, sabahları iştahım yağda yumurtaya uyanıyor, akşam saatlerinde canım bir ocakbaşına çöküp ölümüne kanat yemek istiyor.

Az gelişmiş ülke neferiyiz netekim. "Bize bişi olmaz" üç öğün bünyeye gömmekten haz duyduğumuz, en sevdiğimiz besin.

Yine de: Kuş gribi tespit edilen iller arasında bulunan Aydın’ın Valisi Mustafa Malay’ın, "Yiyin gari!" beyanatı karşısında ne denilir, bilemiyorum.

Yeni Asır gazetesinde yayınlanan habere göre, bu gibi dönemlerde, "Bize bişi olmaz abi, bakınız nahan da ben yiyorum, bişi olmuyo’" beyanatı vermeye ahdetmiş "büyüklerimizden" biri olarak Malay, vatandaşlara, "şüphelendikleri" tavukları, 70 derecenin üstünde kaynatılması şartıyla afiyetle yemelerini tavsiye etmiş bulunuyor:

"Ben tavuk eti de, yumurta da yiyorum. Kuş gribi olsa bile hiçbir şey olmaz. Vatandaşlarımız şüphelendikleri (Muharrirenin notu: Yani hasta!) tavuklarını kesip yiyebilirler. Yeter ki 70 derecenin üzerinde kaynatsınlar. Ben yiyorum, herkese de tavsiye ederim."

Ve yani, "en kahraman" devlet büyüğü, büyüyünce Demirel olası Malay, bunu dün gönderilen bir genelge ile valilerin kuş gribi ile ilgili açıklama yapmaması istenmesine "rağmen" ve "binaen" yapıyor, binaenaleyh (!)...

Ben bunun üzerine Aydın’ın efeler efesi valisine bir empati besle, bir sempati besle... Empatime, sempatime, kümes inşa etmeyi planlıyorum. Sonra bütün empatilerimi sempatilerimi, şüphelendiğimde kesip yiyeceğim afiyetle...

Yaşasın "bize bişi olmaz" kafası!

Buyrun burdan çelişin. Ben çelişeyim yani. Buyurayım burdan...

Büyüyünce devlet şeysi olacam. Tamam inşallah!
Yazarın Tüm Yazıları