Bir tetikçinin hayatı!

DÜNYAYI peşinden koşturan adam, 30 yıl cezaevlerinde yattıktan sonra bugün (yasal bir engel çıkmazsa) özgürlüğüne kavuşuyor.

Haberin Devamı

Mehmet Ali Ağca’nın hayatı, bir polisiye roman gibidir. Silah, kan, suikast, cinayet, cezaevinden kaçış... Hepsi var onun yaşam hikâyesinde...

Ağca’nın 1 Şubat 1979’da Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’yi öldürdüğü günü dün gibi hatırlıyorum. O dönemde ben Günaydın Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni idim. Akşam saatlerinde, gazetedeki işleri yeni bitirdiğimiz sırada polis telsizinden Abdi İpekçi’nin vurulduğunu öğrendik.

Muhabirlerimizi derhal olay yerine yolladım. Bizden önce harekete geçen gazete olmamıştı. İpekçi’nin hastane morgunda, vücudunda kurşun delikleri olan cansız resmini sadece Günaydın polis muhabiri çekmeyi başarmış, daha sonra morgun kapısı herkese kapatılmıştı. Siyah-beyaz çekilen o fotoğrafları, Milliyet dahil bütün gazetelere bir meslek dayanışması olarak ben yollamıştım.

* * *

Haberin Devamı


Abdi İpekçi
suikastını en iyi bilenlerden biri olduğumu sanıyordum. Değerli dostum Saygı Öztürk’ün kitabını okuyuncaya kadar bu kanıdaydım ama... Onun yeni çıkan “Taşeron Mesih” adlı kitabını okuyunca bilgilerimin eksik olduğunu anladım. (Doğan Kitap)

Saygı Öztürk her zamanki titizliğiyle, tamamı belgelere dayanarak Ağca olayını tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitabı okurken, o müthiş olayları yeniden yaşadım sanki...


Ağca, 21 yaşında, simsiyah saçlı bir delikanlı olarak girdiği hapisten bembeyaz saçlarla çıkıyor. Yaşı artık 52... Dünyayı peşinden koşturan adamın hayat hikâyesinin özeti şöyle:

* * *


*
9 Ocak 1959: Malatya’da doğdu.


*
1 Şubat 1979: İstanbul’da Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’yi öldürdü.


*
25 Haziran 1979: İstanbul’da yakalandı, 16 gün sürekli sorgulandı.


*
11 Temmuz 1979: Tutuklandı, Maltepe Askeri Cezaevi’ne kapatıldı.


*
5 Kasım 1979: Hastaneden kaçırılmak istendi, ancak başarılı olunamadı.


*
24 Kasım 1979: Asker elbiseyle Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırıldı.


*
30 Nisan 1980: Cezaevinden kaçırıldıktan sonra İran’a götürülen Ağca, Türkiye’ye döndü, Ankara Mebusevleri’nde gizlendi.

Haberin Devamı


*
30 Ağustos 1980: Faruk Özgün adına düzenlenmiş pasaportla Bulgaristan’a gitti.


*
13 Mayıs 1981: Vatikan’da Papa Jean Paul’ü tabancayla vurdu. Papa suikasttan yaralı olarak kurtuldu. İtalya’da hapse mahkûm oldu.


*
15 Haziran 2000: Roma’daki cezaevinden Türkiye’ye getirildi, aynı gün Kartal Cezaevi’ne konuldu.


*
12 Ocak 2006: Koşullu olarak tahliye edildi, ancak İpekçi Ailesi itiraz etti.


*
20 Ocak 2006: Tekrar cezaevine konuldu.


*
18 Ocak 2010: Yaklaşık 30 yıl cezaevlerinde yattıktan sonra cezası bugün bitti.

* * *


Ağca’
nın sırrı henüz tam olarak aydınlanmış değil. Dünya basınının ilgi odağı olan bu tetikçiyi bugüne kadar kimse çözemedi. Hayal gücü o kadar geniş ve o kadar rahatlıkla yalan söyleyen bir yapıya sahip ki, herkesle âdeta oynuyor. Avukatına kendisini “Mesih” diye tanıttığı, hatta Mesih olduğuna neredeyse inandırdığı vakit avukatı şöyle demişti:

Haberin Devamı


“Ağca’nın kandıramayacağı, inandıramayacağı kimse yok! Onun birkaç yüzü var. Hangi yüzünü göstermek istiyorsa onu gösteriyor!”


Yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın tanıdığı ünlü tetikçi artık aramızda!

Yazarın Tüm Yazıları