Bir paşanın, darbe ve terfi senaryosu yorumu

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Yapay darbe tartışmaları ile tozu dumana kattılar. Halkı şaşkına çeviren senaryolar yazdılar. Silahlı Kuvvetler'de terfi sıkıntısı olduğunu uydurup, zaten kıt olan istikrarı yerin dibine batırdılar. Ve bunu siyaset sandılar.

85 yaşındaki babamı duysalar böyle siyaset yapmayı bırakırlardı:

‘‘Neler oluyor Başşehir'de? Rahat mı battı? Onlar üstte tepişiyor, altta bizler eziliyoruz. Söyle onlara, millet hepsinden soğudu. Sağ, sol kalmadı. Halk peşinden gidilecek bir lider, oy verecek bir parti arıyor.’’

Senaryo yazmak yerine yapacak işleri de var. Ülkenin onca sorunu çözüm bekliyor. Cumhurbaşkanı Demirel'in reçetesini kullansalar yeter. Birlikte dolaşırken gözledim. Ateş çemberindeyiz, ama çok güzel işler yapılıyor. Siyaset adamlarımıza tavsiye ederim. Ankara'da bunalan otomobile atlayıp Eskişehir'e gitsin. Yolun iki yakasındaki fabrikaları karşıdan seyretsin. Bu bile yeter! İsterse, içerdeki üretimi de görebilir. Bozöyük, Bilecek, Yenişehir-İnegöl üstünden Bursa'ya gitsin. Adapazarı ve Düzce'ye, Denizli veya Gaziantep'e uzansın. Türkiye'nin nerelere sıçradığını görüp kendisine güvenmeyi öğrensin. Dilerlerse toplu da gezebilirler.

Üretime doyunca eğitime baksınlar. 8 Yıl hamlesine katılan vatandaşların yaptırdığı okulları dolaşsınlar. Ankara'ya dönünce ne yapay senaryolara ihtiyaç kalır, ne söylentilere! Demirel, ‘‘Halkın gündeminde darbe de yok terfi sıkıntısı da yok’’ derken attığı temellere ve kestiği açılış kurdelelerine dayanıyor. Haklı olarak, ‘‘Sürekli gündemi değiştirerek halkı tedirgin etmeyin’’ diye basını da uyarıyor. Bunda 50 yılın deneyim ve birikimi yatıyor. Ecevit'in, ‘‘Silahlı Kuvvetler'deki atamalar ve özlük işlemleri siyasetin etki alanı dışındadır ve öyle kalması ulusal güvenliğimiz açısından da zorunludur’’ demesi de aynı endişeden kaynaklanıyor.

ORTAK DÜŞMAN YARATMAK Çok saygı ve güven duyduğum bir Paşa'nın sözleri de bu paralelde idi:

‘‘Seni kastetmiyorum, ama karışıklığı biraz siz yapıyorsunuz. Bizim bir şey yaptığımız yok. Saçma sapan işler ve senaryolarla sanıyorum ki siyasetteki tıkanmaları aşmaya çalışıyorlar. Ama böyle aşılmaz. Yanlış!’’

Bu saptamadan sonra ilginç bir değerlendirme yaptı:

‘‘Bir grubu, bir aileyi, ortakları veya bir milleti bir arada tutmanın en kolay yollarından biri, ortak bir düşman yaratmaktır. Düşman kaynaklarınızı götürür, ama sizi bir arada tutmaya yardım eder. Bir ortaklıkta düşman rakip firmadır. Uluslararası devlet idaresinde de böyledir. Soğuk harp döneminde düşmanlığı öyle ileri seviyeye ulaştırdılar ki, dünyanın yarısı birbirine düşman oldu. Sırf, diğer yarıyı bir arada tutabilmek için. Politikada da böyledir. Politikada tıkanıklık olduğu zaman, bizlere sataşarak bir arada durmaya çalışıyorlar. Ama hata ediyorlar, yanlış yapıyorlar.’’

ASKERLE UĞRAŞILMAZ Siyasetçilerin suni gündem oluşturup kendilerine yol açmaya çalıştığını vurgulamak istedi. Ve sohbeti ders verir gibi noktaladı:

‘‘İyi bil ve hiç unutma ki; tarih boyunca silahlı kuvvetleri ile uğraşan hiçbir millet olmamıştır. Hayat bulamamış, yaşayamamıştır. Bizden başka da ordusuyla uğraşan demokratik bir ülke yoktur. Kalkıp her şeyi üstümüze atmak istiyorlar. Arkadaşlarına da söyle, müşterek düşman yaratmasınlar. Bir arada durmak için başka ortak paydalar bulmaya çalışsınlar.’’

İğne çuvaldız misali!













Yazarın Tüm Yazıları