Bir Japon geleneği

MİLLİ Takımımız’ın zirve yaptığı 2002 Dünya Kupası’nda Japonya ve Güney Kore ile oldukça yakınlaşmıştık. İki ülkede hem takımımıza hem de taraftarlarımıza gösterilen ilgi önemli dostluk bağları oluşturmuştu.

Haberin Devamı

Japonya ile futbol anlamındaki bağımız devam etti sonraki yıllarda. İlhan Mansız ve Alpay Özalan Japon Ligi’nde forma giydi, ülkemizi temsil etti.
Alpay’ın da bir süre formasını giydiği Urawa Red Diamonds Japonya’nın en popüler takımlarından biri. Ve bu önemli takımın sponsorlarından biri Türk Hava Yolları.
Evet yanlış okumadınız. Japonya’daki 20.yılını kutlayan THY, Urawa’nın sponsoru oldu bu sezon. İki ülke arasındaki bağları daha da sıklaştırmak, sportif, ticari, ekonomik ve kültürel anlamda işbirliğini geliştirecek bir proje THY’nin sponsorluğu.
Geride bıraktığımız hafta THY’nin konuğu olarak Tokyo’ya gittim ve Urawa Red Diamonds’ın Shimizu ile oynadığı karşılaşmayı seyrettim.
Kalite olarak bizim ligimizin çok gerisinde bir futbol oynuyorlar. Ama sporun sadece mücadele ve kazanmak olmadığını vurgulayan çok güzel geleneklere sahipler.. Aynı zamanda şeffaflar.. Maçı 45186 biletli taraftar seyretti. Ve seyirci sayısı maçın ikinci yarısında dev skorbordda ilan edildi.
Ev sahibi Urawa’nın kale arkasındaki fanatik taraftarları sürekli takımlarını desteklediler. Ama maçı 1-0 kaybettiler. Maçın bitiminde iki takım oyuncuları orta çizgiye geldi. Voleybol maçlarındaki gibi birbirlerinin ellerini sıktılar. Ardından kazanan Shimizu taraftarlarına giderek onları selamladı ve soyunma odasına girdiler..
Sıra kaybedenlerdeydi.. Urawa’lı oyuncular sırayla bütün tribünlerin önüne gidip toplu halde eğilerek taraftarlardan özür dilediler.. Evet özür dilediler.. Taraftarlar da onları alkışladı. Öğrendik ki son 4 maçta hiç gol atamamış ve hiç kazanamamış Urawa. Buna karşın taraftarı maç boyu desteğini esirgemiyor, maç sonunda da oyuncuların özrünü kabul ediyor..
Bizim ligimizde bu tür görüntüleri görmek şimdilik mümkün değil. Ancak nasıl ki maçlardan önce milli marşımızı toplu halde söylüyorsak, nasıl ki İngiltere Ligi’nde maç bitimi iki takımın menajerleri birbirinin elini sıkıyorsa, nasıl ki basketbol maçlarından sonra selamlaşmak gelenekselleşmişse, futbol dünyamızda da birbirimize saygı duyduğumuzu gösterecek hareketler yapabiliriz..
Stada gelen seyirci kaybettiği zaman dünyası yıkılmışcasına evine gitmezse, kaybetmeyi öğrenip rakibe saygı duymaya başlarsa rekabet tamamen saha içine yönelir..
Türkiye’nin bütün bölgelerinde, özellikle çocuklar arasında futbolu yaymaya çalışan Federasyon umarım bu yönde de adımlar atar.

Haberin Devamı

Rekabet zayıf

Haberin Devamı

BUDAPEŞTE’de seyrettiğim Fenerbahçe ile bir hafta önce Kadıköy’de seyrettiğim Fenerbahçe arasında önemli bir fark vardı.. Her türlü bahaneyi ortadan kaldırın.. 5-1’lik farkı, sakatları, seyircisiz ortamı falan unutun..
Fenerbahçe’de hala ciddi bir rekabet unsuru oluşmuş değil.. Hala “koşmadan oynayanlar” var.
Galatasaray Aydın gibi bir gençle, Nonda gibi gönderilmesi düşünülen bir forvetle gözdağı verdi Avrupa Ligi’ne.. Fenerbahçe’de Abdülkadir, Furkan ortada yok.. Sol ayaklı İbrahim Akın sağ kulvarda Beşiktaş savunmasını çökertti.. Uğur Boral’ı orada kullanmak Daum’un aklına bile gelmiyor da Deniz’den sol bek yapmaya çalışıyor..
Bu sorunların çözümü Daum’a kalmış.. Daha hızlı, daha organize ve daha savaşçı bir onbir sahaya sürebilecek mi Alman teknik adam?
Yoksa Avrupai futbol anlamında doğru adımlar atan Rijkaard’ın gölgesinde mi kalacak? Hep beraber göreceğiz..

Haberin Devamı

Boş bir açılış

SONUNDA lig başladı. Birbirinden sürpriz transferlerin ardından herkes takımının ne yapacağını merak ediyor kuşkusuz. Görünen o ki geçen yıla göre daha renkli ve bol yıldızlı bir lig seyredeceğiz..
Cuma günü açılış maçı için Olimpiyat Stadı’ndaydım. Açıkçası sezonu çifte kupayla kapatmış Beşiktaş’ın daha fazla seyirci önünde oynayacağını düşünüyordum. Ulaşımının güçlüğü yüzünden taraftarlar Olimpiyat Stadı’na gelmiyorlar. Bu kadar büyük bir yatırımın böylesine atıl halde kalması da herkesi üzüyor. Ayrıca ağustos ayında kaliteli futbolu oynamayı engelleyecek düzeyde rüzgar alıyor stad. Sen kalk 130 milyon dolar civarında bir yatırım yap, ama o statta futbol oynanacak ortamı tam olarak hazırlama..
Olimpiyat Stadı yapılacaksa dünyadaki benzerleri örnek alınmalıydı.. Tamamı kapatılmalıydı.. Metro başta olmak üzere toplu taşıma organize edilmeliydi. Yolları bitirilmeliydi.. Stadın çevresinde taraftarların oyalanacağı yerler yapılmalıydı.. Ama ne yaptık? Stadı açtık, ıssız ve yalnız bıraktık.. Sonra tribünlerin dolmasını bekledik. Boş açılışlara mahkum olduk..

Yazarın Tüm Yazıları