Bilgeler bilgesinden öğütler

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Cuma akşamı TV kanalları arasında büyük bir hızla dolanıyordum. Daha doğrusu karşıma çıkan zırvalıklardan kaçıyordum.

TRT 1'e geldiğimde çakıldım kaldım. ‘‘Osmancık’’ dizisi oynuyordu.

Yıllar önce yayınlanmış olan dizinin en ilginç bölümü ekrana gelmişti.

Osmanlı'nın atası Kayı Aşireti'nin Bey'i Ertuğrul Gazi yaşlanmış, köşesine çekilmek istiyor.

Yerine geçecek beş aday var... Kardeşi ve dört oğlu.

Ertuğrul Gazi seçimde zorlanıyor. Karar veremeyince aşiretin önde gelenlerini topluyor ve şöyle diyor:

‘‘Can yoldaşlarım, silah arkadaşlarım, artık kocadım. Yerime bey seçmek gerekir. Kimi önerirsiniz, kimi istersiniz?’’

Konuşanların hepsi Ertuğrul Gazi'nin gönlünde en küçük oğlu Osmancık'ın (en küçük olduğu için Osman'ı herkes Osmancık diye çağırıyor) yattığını biliyorlar.

Ama genç Osmancık için tereddüt var. Onu aşırı hırslı ve beylik için yeterince olgunlaşmamış buluyorlar.

Aşiretin bilgesi Şeyh Edebali de, damadı olmasına rağmen Osmancık konusunda aynı düşüncede.

Ama toplantıda hepsi de Ertuğrul Gazi'nin Osmancık'ı istediğini anlıyor ve şöyle diyorlar:

‘‘Ertuğrul Gazi Beyimiz. İsteğin başımızın üstünedir. Osmancık'ın beyliği ve de emirleri başımızın üstünedir.’’

* * *

Toplantı sonunda Osmancık, bey seçiliyor ve huzura çağrılıyor.

Genç bey çadıra girip babasını ve ileri gelenleri saygıyla selamlıyor.

Ertuğrul Gazi, Osmancık'a bey seçildiğini bildiriyor ve şöyle diyor:

‘‘Beni iyi dinle. Beni dinler gibi dinle. Deden Süleyman Şah'ı dinlermiş gibi dinle. Dedene söylenenleri, deden dinlermiş gibi dinle. Benim, dedemi dinlediğim gibi dinle. Dedenin, dedesini dinlediği gibi dinle.

Şeyhim Edebali'nin sana diyecekleri var.’’

Şeyh Edebali, yeni beye tane tane şu altın öğütleri veriyor:

‘‘Ey, Osmancık. Allah, gözünü ve gönlünü ve yolunu ışıtsın.

Bileğinin, yüreğinin gücünü pekiştirsin.

Haktan, adaletten, merhametten, azimden ve sebattan garip komasın.

Ey, Osmancık. Gayrı Osman Bey'sin.

Beyliğin bil, beyliğin unutma, unutturma.

Eşine, dostuna, düşmanına unutturma. Anana, atana dahi unutturma.

Ey, Osman Bey. Beysin...

Bundan gayrı öfke bize, uysallık sana.

Güceniklik bize, gönül alma sana.

Suçlama bize, katlanma sana.

Bundan geri yanılgı bize, uyarı sana.

Acz bize, yardım sana.

Huysuzluk bize, hoşgörü sana.

Anlaşmazlıklar, çatışmalar bizde, adalet sende.

Kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlamak sana.

Ey, Osman Bey. Bey Osman.

Bundan geri bölmek bize, bütünlemek sana.

Üşengenlik bize, gayret sana.

Uyuşukluk bize, uyarmak sana.

Rahat bize, şevk urmak sana.

Bey Osman, ey... Yükün ağır, işin çetin. Allah yardımcın olsun.

Beyliğini kutlu kılsın. Hak yoluna yararlı kılsın. Işığını parıldatsın, uzaklara iletsin. Yükünü taşıyacak güç, sürçtürtmeyecek akıl versin.’’

Osman Bey, yine saygıyla eğilip çadırdan çıkıyor.

* * *

Dizide yansıtılan o töre, o adap, o erdem, o mertlik, o dürüstlük, o saygı, o sevgi insanı çok etkiliyor.

Ve hele bilgeler bilgesi Şeyh Edebali'nin o şiirsel öğütleri...

Keşke, bu akşam 22.15'te yeni bölümü ekrana gelecek TRT'nin bu unutulmaz dizisini başta Türkiye'yi yönetenler olmak üzere herkes izleyebilse.













Yazarın Tüm Yazıları