Beyaz Saray’ın first köpeğini tanıyalım

Barack Obama, geçen yıl kasım ayında ABD Başkanı seçildiğinden beri, Amerikan medyası işi gücü bıraktı, saraya ne cins köpek alınacağını tartışıyor.

Başkanın CBS News’e verdiği ilk röportajda ulusal güvenlik, ekonomik kriz gibi sorular konuşulurken bir anda araya “Bu arada kızınıza hangi cins köpeği hediye edeceksiniz” sorusu sıkıştırılmıştı. Sonunda tüm spekülasyonlar, eşi Michelle Obama’nın People Dergisi’nin 20 Şubat sayısında söyledikleriyle son buldu: “Portekiz su köpeği almak istiyoruz.” Barack Obama Jay Leno’ya verdiği son röportajde bu bilgiyi kesin doğrulamamış olsa da, artık geriye kalan tek sorun, köpeğin isminin ne olacağı gibi görünüyor.

Beyaz Saray’a yerleyen ilk köpek, 1923’te başkan seçilen Calvin Coolidge’e aitti. Coolidge’in tam beş köpeği vardı. Barack Obama da Chicago’daki zafer konuşmasında, kızları Malia (10) ve Sasha’ya (7) köpek alma sözü verdi. O andan itibaren, tüm ülke seferber oldu. Televizyon kanalları, gazeteler, radyolar ve internet sitelerinde Obama’nın kızlarına hangi cins köpeği alacağı tartışıldı. Buna sokak hayvanlarının korunmasına yönelik çalışmalar yapan ASPCA’nın başkanı Ed Sayres de dahil oldu. Köpek barınaktan alınıp tüm ülkeye örnek olunmalıydı. Malia’nın alerjisi olduğu için tartışmanın bir tarafında da hayvan eğitmenleri vardı; alerji yapmayan bichon frise ve poddle cinslerini önerdiler.
Bloglarda ve çeşitli internet sitelerinde anketler açıldı. En çok ilgiyi ünlü magazin dergisi People’ın “Obama Ailesi hangi cins köpeği alsın” başlıklı anketi gördü.

ANKETTE CAIRN TERİYER AÇIK ARA ÖNDEYDİ

Seçenekler arasında bichon frise, poddle, cairn terrier ve greyhound vardı. Cairn terrier, yüzde 40 oyla öndeydi.
Ancak tüm bu tartışmalar, First Lady Michelle Obama’nın yine People Dergisi’ne verdiği röportajla son buldu. Karar verilmişti; Beyaz Saray’ın yeni First Köpek’i bir Portekiz su köpeği olacaktı. Ancak köpeğin ASPCA başkanının tavsiyesi üzerine bir barınaktan mı alınacağı henüz belli değil. Michelle Obama bununla ilgili şöyle dedi: “Herhangi bir köpek olmayacak. Yaşama döndürülmüş, alışkanlıkları düzeltilmiş bir barınak köpeği olacak.”
Michelle Obama’nın sahiplenecekleri köpekle ilgili yaptığı bu açıklama, hayvan gönüllülerini de yüreklendirdi. Barınak köpeklerinin sahiplendirilme oranının artacağı umuluyor.

FACEBOOK, MYSPACE VE FLICKR’DA GRUPLARI VAR

Hatta www.obamafamilydog.com adlı site kuruldu. Sitede barınakta yaşayan, henüz bir eve sahip olmayan köpeklerin alınmasının ne kadar faydalı olduğundan bahsediliyor. Obamalar’ın bu site üzerinden bir köpek seçebileceği de düşünülüyor. Siteyle bağlantılı olarak aynı isimle Fac ebook, Myspace ve Flickr’da gruplar açılmış. Bu gruplarda bir eve ihtiyacı olan hayvanların fotoğrafları ve karakteristik özellikleri görülebiliyor.

AĞDAN KAÇAN BALIKLARI YAKALIYOR

Genellikle orta büyüklükte olan Portekiz su köpeği (Cao de Agua), kaslı olduğundan çok dayanıklı. Temel özellikleri canlı, kavgacı, aceleci, duygusal ve arkadaş canlısı olması. Çocuklarla arası her zaman çok iyi. Portekiz su köpeği ismini almasındaki en büyük etken, yüzyıllarca Portekizli balıkçıların teknelerinde vakit geçirmiş olması. İyi yüzen bu köpekler, ağdan kurtulan balıkları dişleriyle yakalayıp sahiplerine yardım ediyorlardı. Bir diğer görevi de tekneden kıyıya atılan halatı dişleriyle yakalamaktı. Ancak uzun zamandır büyük şehirlerde yaşıyor. Çok iyi bekçilik ve can kurtaranlık yapıyorlar. Evde beslenenler iyi birer arkadaş oluyor. Siyah, beyaz ve kahverengi olabilen Portekiz su köpeği, 10-14 yıl arası yaşıyor.

ONLARIN DA YOLU BEYAZ SARAY’DAN GEÇTİ

Beyaz Saray’da şimdiye kadar pek çok hayvan barındı. Ve hepsi de köpek veya kedi gibi ev hayvanları değildi. Timsah, ayı, aslan ve kaplan yavruları, eşek, at, tavşan, koyun, rakun, fare ve keçi bile görüldü.
George Washington: Tazı, maymun, at.
Theodore Roosevelt: 7 cins köpek, kedi, midilli, domuz, fare, tavuk, papağan.
William Howard: Köpek, inek.
Calvin Coolidge: 5 cins köpek, rakun, maymun, eşek, kaz, kedi, 2 aslan yavrusu, antilop.
Herbert Hoover: 2 timsah, 7 cins köpek.
Franklin D. Roosevelt: 7 cins köpek.
Harry S. Truman: Köpek, boğa yılanı.
John F. Kennedy: Köpek, kedi, kanarya, papağan, midilli, tavşan, at.
Lyndon B. Johnson: Av köpeği, hamster ve muhabbet kuşları.
Richard Nixon: 4 cins köpeğinden en mehşuru Checkers oldu.
Jimmy Carter: Köpek, tazı, Siyam kedisi.
Bill Clinton: Kızı Chelsea’ya ait bir kedi, labrador
retriever cinsi Buddy ve kedisi Socks.
George W. Bush: İskoçya terrier’i Barney.

Hayvanseverler Studio Live’da buluşuyor

İki yıl önce Özgün Öztürk’ün kurduğu Yaşam Hakkına Saygı Platformu, özellikle sokak ve barınak hayvanlarına yönelik çalışmalar yapıyor. Okullarda çocuklara eğitimler veriyor, hayvanlar yararına konserler organize ediyorlar. Bu konserlerden biri, 8 Nisan’da İstanbul Studio Live’da olacak. Şarkıcı Sarp, ritm ve vokalist Kaan Şolcum ve DJ Yasemin Kozanoğlu “Yaşam Hakkına Saygı” sloganıyla hem müzikseverler, hem de hayvanseverler için çalacak. Tüm organizasyon düzenlemelerinin gönüllüler tarafından yürütüldüğü geceden elde edilecek gelir, Yaşam Hakkına Saygı Platformu farkındalık ve eğitim çalışmalarında kullanılacak. Kürke Hayır Platformu ve İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu da bilgilendirme yaparak geceye katkıda bulunacak. Konser saat 21.00’de, Biletler Biletix’te.

Fazla kilolu kaplumbağaların ömrü kısalır

Tabiatta ve doğal ortamlarında aşırı kilo alma ile ilgili problemleri çok fazla olmayan kaplumbağalar, evde beslenirlerken bir çok sebepten dolayı gereğinden fazla kilo alıp şişmanlayabilirler. Fazla kilo, tüm canlılarda olduğu gibi kaplumbağalarda da önemli bir çok sağlık problemine ve hastalığa yol açabilir. Bu sağlık sorunlarının iki temel sebebi vardır. Yeterince enerji harcamama ve uygun olmayan besin maddeleri ile fazla miktarda yemekle ilgili durumlar.
Doğal ortamlarında avlanmak, yiyecek bulmak için son derece fazla çaba ve enerji harcayan kaplumbağalar, ev ortamında beslendiklerinde yiyeceklerini önlerinde bulurlar. Beslenmek ve avlanmak için harcanması gereken çaba ve egzersiz çok az olunca kilo almaları da çok kolaylaşır.
Bunun yanı sıra bir çok kaplumbağa türü özellikle üreme ve kış uykusuna yatma dönemlerinde kullanmak üzere vücutlarında doğal olarak yağ ve enerji depolar. Evde beslenenler üremek için çiftleşmediklerinde ve kış uykusuna yatmadıklarında, depoladıkları yağ aşırı kilo olarak vücutlarında birikir kalır.
Ayrıca kaplumbağalar soğuk kanlı hayvanlar olduklarından vücut ısılarını enerji harcayarak kendileri oluşturmazlar. Bunun yerine bulundukları ortamdaki ısıyı alarak vücut ısılarını oluştururlar. Bu açıdan da bakıldığında sıcak kanlı evcil hayvanlar kadar yiyecek maddesine ihtiyaç duymazlar. Enerji ihtiyaçları ve buna bağlı olarak beslenme gereksinimleri de oldukça düşük düzeydedir.
Uzun süre yemek yemeden durabilen ve sağlıklı yaşayabilen kaplumbağaların fazla miktarda ve çok sık olarak beslenmesi, kilo almayı çok kolaylaştırabilir. Her ne kadar yavru iken daha sık beslenmeye ihtiyaç duysalar da erginleştikçe miktar ve beslenme sıklığı açısından daha kontrollü olunmasında fayda var. Hazır yemlerin kullanma önerilerine uymak önemli. Yüksek enerjili ve lif oranı düşük beslenme uygulanması da sindirim sistemi hastalıklarına neden olabilir.

Pako pano

6 aylık, yeşil gözlü, upuzun pofidik tüylü bir sokak kızıyım. Biraz alerjim vardı ama tedavimi oldum, artık çok sağlıklıyım.
Karma aşım ve parazit tedavilerim yapıldı. Sakin ve uslu bir kızım.
“Bir ömür boyu boyunca” diyen varsa, haydi durmayın beni arayın...
Tel: (533) 622 44 59.

Ailesinin yurtdışına gitmesinden dolayı sokağa bırakılacaktı, durumuna çok üzüldüğümüzden dolayı geçici olarak evimize aldık. 10 aylık, çok uysal, kısırlaştırılmış, tüm aşıları yapılmış. Bu güzel kızı bir daha terketmeyecek bir aile arıyoruz. Evde büyümüş bu kızın sokakta yaşama şansı çok az. Tel: (216) 384 51 65, (555) 986 97 30.
Yazarın Tüm Yazıları