Beşiktaş'a ne oluyor

HER şeye, her koşulda, hatta hayata bile amatör gönlümle bakan ve de profesyonel oynanan bir oyunun yorumcusuyum. Profesyonel sevgim olmadı.

Herhalde beceremiyorum. Bana bunları söyleten, son Diyarbakır oyunu. Rıza’nın gelmesiyle bu takıma yeni bir heves, yeni bir de taşınmış nefes gelmişti. Oynanan ilk 4 oyun var. Futbol oynama iştahları üst seviyede oyuncular seyretmiştim. Son oyunda içime kurt düştü.

Biz, maç kritiklerinde sınırlı satırlar kullanıyoruz. Gazeteyi yönetenler, ‘aman ağabey 15 satırı geçmeyelim, sakın ola 20’yi de aşmayalım’ der. Orada kullandığım kulvar, kısıtlı. Hafta arası yazısı, benim için de nefes payı. Çok uzatalım istemiyorum da ama benim konuşma tarzım böyle.

Kazanmak için 4 tane itici güç var. Bir takım ‘Büyük takımım’ diyorsa ve bunu kullanamıyorsa, içime düşen kurt, beni kemirir. Tabii ki, takımı da. Şöyle sıralayım istiyorum.

Öyle bir hakem var ki, geçmiş sezon Beşiktaş’ın dibini oymuş. Top Beşiktaş’ın yarı sahasına geldiğinde eli-ayağı titriyor. ‘Eyvah, Beşiktaş gol yerse’ diye ödü kopuyor adamın. Böyle büyük bir avantaj varken, nasıl kullanılmaz? Rakibin 7 tane oyuncusu yok. ‘Bir beraberlik çıkarırsam, işimi hallederim’ diye oynuyorlar. Oyun öyle de bitiyor. Demek ki, sen Beşiktaş olarak kazanacak hiçbir şey yapmamışsın. Rakip takımın sarı kart gören bir oyuncusu yok. Demek ki, faul yapan da yok. Daha yumuşak bir deplasman maçı oynama şansın da yok. Onu da kullanamıyorsun.

Bir Diyarbakır seyircisi var, kuzu. Ne küfür var, ne kafir var. Tribünde oturan insanların hepsi ‘Şu maç berabere bitsin, göbek atacağız’ diye maç seyrettiler. Öyle de bitti. Meşhur bir şarkıları var; ‘lorke lorke...’ Maçtan sonra söylendi.

Rıza’ya özür borcum var

O maçı seyrederken bir şeyi atladım. Bir afedersin borcum var, o da Rıza’ya. İbrahim Akın’ı niye çıkarıyorsun diye yazdım. ‘Gol atar diye mi korkuyorsun?’ diye de ilave ettim. İbrahim sakatlığından dolayı çıkmış. Ben tribünden çözemedim. Çünkü o gün için Beşiktaş’ta oynayıp, aklı fikri öbür kalede olan bir tek gol yapma uğraşı veren İbrahim’di. İçimden geçirdiğim, ‘Rıza başka bir maç seyrediyor’ diyeydi. Yanılmışım.

Beşiktaş’ın önümüzdeki sezona arayışlar içinde olduğunu biliyorum. Bana kalsa, 5 tane oyuncu tutarım, gerisini zebil dağıtırım. Haa, şimdiden isim söylemek olmaz. 8 hafta kalmış bir ligin bu futbolculardan başka oyuncu oynatma şansı olmadığından bu da bana yakışmaz. ‘Gereken yapılacaktır’ temmenisinde bulunmuyorum. İnanıyorum..


TÜMER KARDEŞ


TÜMER yakından bilesin ki, eski futbolcu tekaütü Vedat ağabeyin seni çok beğenir. Sen iyi futbolcusun. Ama, maraton koşamıyorsun. Hep kısa koşular yapıyorsun. Bir periyot yakalıyorsun, iki maç, üç maç götürüyorsun. Sonra seni araki bulasın. Saklambaç oynuyorsun. Benim seni beğenmem, göz keyfimden dolayı. Sen topun ambalajını iyi yapan adamsın. Oyunu süslüyorsun. Topa istediğin şekli verebiliyorsun. Herkes topla oynuyor, sen iyi bir gününde balonla oynuyorsun. Takunyayla oynayan oyunculardan değilsin.

Ben son Diyarbakırspor maçında her zaman olduğu gibi takıma ayrı bir gözle, sana da ayrı bir gözle bakıyorum. Bu aynen Sergen’de de böyle. 10 tane korner attın. Başka gördüğün iş yok. Bu nasıl Tümer’lik?

Kötü oynamaya hakkın yok

Bak Tümer kardeş, büyük oyuncu, kaza ile koca sezon bir maç kötü oynar. Kötü oyuncu kaza ile bir defa iyi oynar. Senin kötü oynamaya hakkın yok. Yeteneğin buna müsaade etmez. En azından ben böyle düşünüyorum. Demek ki, psikolojik olarak iyi hazırlanmıyorsun. Yoksa, senin kötü oynamana imkan yok. Olmamalı. Sahanın içinde ne kadar şeytanlık varsa, iyi oynadığın maçlarda düşünebiliyorsun. Gözünü seveyim kendinden vazgeçme. Sana da yazık olur, Beşiktaş’a da...

KULAĞINA KÜPE

BANA takım kadar, ‘İbrahim Üzülmez’in başına ne geldi?’ diye soruluyor. Ben, hiçbir futbolcunun bugüne kadar özeline girmedim. İbrahim’le de karşılaşmadım. Eğer karşılaşırsam, yalnız ve yalnız ‘geçmiş olsun kardeş’ derim. Ama tabii ki, bir ilavem de var.

İbrahim, evine ekmeği bu yaptığın işten götürüyorsun. Herkesin başına bir kaza gelebilir. Ama sakınacaksın. Yazın tatilde bile havuza, denize girerken, mayoyla gir de dışarıya çıktığında üstüne havlu değil, battaniye bile al. Grip olmak bile futbolcunun yolunu keser. Bu başına gelenden muhakkak ders çıkaracaksın. Çünkü sen iyi bir profesyonel olduğunu sahanın içinde yaptığın kilometre ile herkese gösteriyorsun. Senin koştuğun kadar başka bir oyuncu taksi tutsa, o kadar yol yapamaz. ‘İnşallah kulağına küpe olmuştur’ diyorum.
Yazarın Tüm Yazıları