Benim tablolarım Bedri’ye 22 bin Euro fark atıyor

Geçen yıl Contemporary İstanbul’da eserine biçtiği 2.5 milyon lira ile çok konuşulan Batmanlı ressam Ahmet Güneştekin bu yıl yine yaptı yapacağını. ‘Saf Adalet’ isimli yeni eseri için 2 milyon dolar fiyat belirledi. Geçen yıl kendisini çok eleştiren yakın dostu Bedri Baykam ile artık görüşmeyen Güneştekin, öyle şeyler söyledi ki, ressamlar arası böyle bir ‘atışmaya’ ilk kez tanık oldum. Bu arada ben de eziklendim, baştan söyleyeyim...

Haberin Devamı

Yaşayan en pahalı Türk ressamı Burhan Doğançay’ın ardından yine yaşayan en pahalı ressamlardan biri olan Ahmet Güneştekin ile de geçen hafta bir araya geldik.
Geçen yıl Contemporary İstanbul’da sergilediği ve 2.5 milyon lira değer biçtiği ‘Güneşe Açılan Kapılar’ eseriyle çok tartışılan Güneştekin bu yıl altıncısı düzenlenen aynı etkinlikte yine 2 milyon dolar civarı değer biçtiği ‘Saf Adalet’ temalı eseri ve o başlık altındaki heykel ve resimleriyle katıldı. Güneştekin’in bugüne kadar en yüksek fiyatlı satılan eseri 1.5 milyon dolar ile ‘Çağ Tufanı’ oldu.
Ünlü ressam büyük emekle hazırladığı çalışmalarına biçtiği fiyatların çok daha yukarısının konuşuluyor olması gerektiğini söylüyor: “450 bin sanatçının yer aldığı Art Price’ın listesine bu yıl sadece sekiz tane Türk sanatçı giriyor ve dördüncü sıradaki benim” diyen Güneştekin, ilk kez kamuoyunda kendisi sayesinde rakamların bu kadar gündeme geldiğini belirtince önceki yıl Burhan Doğançay’ın 2.2 milyon dolara satılan ‘Mavi Senfoni’sini hatırlatıyorum... “Doğru, haklısınız” diyor Güneştekin ama ‘Saygı duyulacak huysuz ihtiyar’ olarak tanımladığı Doğançay’a kırgın olduğunu şu sözlerinden anlıyorum: “Benim için, ‘Everest’in tepesine helikopterle çıkmaya çalışıyor’ demişti. Desin, o ne derse kabulüm ancak imkanım varsa niye helikopterle çıkmayayım, eğer ışınlanma olsa kendimi ışınlardım.”
Güneştekin’in en büyük kızgınlığı, eski dostu Bedri Baykam’a: “Bay Kamber her şeye müdahildir. Kendisi spor, siyaset, Atatürkçülük, sanat her şeyin içinde olan değerli bir arkadaşımız. Bir programa telefonla bağlanıp, ‘Güneşe Açılan Kapılar’ için, ‘Bu eser bu parayı etmiyor’ dedi ama birkaç yıl önce kendisi bir eserine 2.5 milyon lira istemişti. Onun o telefonu üzerine 5 milyon dolara çıkarttım fiyatı. Meydan okudum, bunun adı meydan okuma.”
Peki satıldı mı o eser?: “Hayır, satılmadı. Zaten bir eve girecek eser değildi. 3 metreye 10 metre devasa bir yapıt. Bir kurum ya da müze dışında şansı yok. ‘Saf Adalet’in ağırlığı da 1 tona yakın. 3.5’a 10 metre civarında” diyor sanatçı ve şu iddialı cümleyi savuruyor: “Eğer bu çalışmamı koleksiyonerlere satsaydım, kimsenin hayatında göremeyeceği rakamları alırdım.”

Haberin Devamı

2005’E KADAR PASAPORTUM YOKTU YURTDIŞINA BİLE ÇIKAMADIM

Haberin Devamı

Bedri Baykam’ın Art Price listesinde kendisinden alt sıralarda olduğunun ve Baykam’a tablo başına 22 bin Euro fark attığının da altını çiziyor. Baykam’ın ressamlığını sorgulamasına fena içerlemiş: “Bedri Baykam benim kaç yıldır resim yaptığımı, yurtdışında hangi müzelere girdiğimi, hangi bienallere katıldığımı sordu. Yahu ben 2005 yılına kadar yurtdışına çıkmadım. Politik duruşum ve hayat şartları nedeniyle o tarihe kadar pasaport bile alamamış bir adamım. Popüler değildim belki ama çocukluğumdan beri resim yapıyorum. O zaman ben de soruyorum; o niye bugün dünya müzelerinde yok?”
Güneştekin ile başka konuları da uzun uzun konuştuk. Ancak yerim kısıtlı, onun için iyisi mi ben size özetleyeyim:
- 2005 yılında ‘81 İl 81 Sanatçı 81 Sergi’ projesini başlattım. Çeşitli sanatçılarla birlikte Anadolu’yu karış karış gezdik, sergiler açtık, insanları ilk kez gerçek bir sanat eseriyle yüz yüze getirdik. Alınan tepkiler muhteşem. Bugüne kadar 56’sını gerçekleştirebildim. Organizasyonun finansmanı tamamen bana ait. Devamını getireceğim. Sanattan kazandığımı yine sanata yatıracağım.
- Yıllarca Anadolu’da mitlerin izini sürdüm. Yerel bir öykünün, tadın bugüne nasıl geldiğini , nasıl zenginleştiğini araştırdım. Oralardaki çocuklarla birer günlük atölye çalışmaları düzenledim. Çocukları özgür bıraktım. Yeteneği olmayan birini özgür bıraktığınızda M harfiyle dağ çizer ortaya bir güneş atar, aşağıya bir nehir. Bunun dışında bir şey yapıyorsa belli ki o çocuk koyun değil; sıra dışı biri olacak. Yetenekli çocukların bir yılık kağıt ve pastel boya ihtiyacını karşıladım. Bugün binlerce çocuk var; “Sizinle resim yapmıştık” diyen... Bu çalışmaları yaparken hiçbir kurumdan destek almadım. Her yıl, güzel sanatlarda okuyan 6-10 öğrenciye burs veriyorum.

Haberin Devamı

ABİMDEN TUHAF İSTEK

- Kendi eserlerimin yanına en çok Bubi’ninkileri yakıştırıyorum. Yapıtlarımız iyi arkadaşlık ediyor.
- Batmanlı bir ailenin yedi çocuğundan biriyim. Beş abim, bir kızkardeşim var. Bir abim, tabii ki indirimli fiyattan, benim resimlerimi topluyor. Ama diğer abim daha benim ne iş yaptığımın pek farkında değil. Batman’da yeni bir ev aldı, beni aradı, “Yeni ev yaptım, 4-5 tane tablo göndersene” dedi. Benden istedikleri, satın aldığı evin fiyatından fazla! (Gülüyor.)
- Ailede benden başka saçı uzun, marjinal yaşayan, alkol kullanan yok. Kalabalık bir aileyiz ama ben sanatçılık kontenjanından dokunulmazlık elde ettim. “O sanatçı, ona karışmayın” diyorlar.
- Tablolarımın satışından gelen parayla atölyemin etrafında üç bina daha aldım. Yakında burayı bir müzeye çevireceğim. Yalova’da da arsa bakıyorum. Oraya da hem yaşam alanı hem de bir müze kurmayı planlıyorum.

Haberin Devamı

YIKILDIĞIM AN!

Ressam Güneştekin, “Evinizde bir sanat yapısı yoksa olay bitti demektir. İmitasyon ya da röprodüksiyon kopyaları gidip de 50-100 liraya alıyorsanız bu, dışı süslü içi eyvahlarla dolu bir durumdur” dedi. Evinde bırak röprodüksiyonu, bir müze afişi bulunduran biri olarak titrek bir itirazda bulundum: “Türkiye’de kaç sanatseverin gerçek bir sanat eseri alacak parası var!” Aldığım cevapla öyle ezildim ki, ikinci bir soru sormamam gerektiğini anladım: “Bütün eserler milyon dolarla satılmıyor İpek Hanım, 10 bin dolara da çok güzel eserler var!”

Yazarın Tüm Yazıları