Bekir Coşkun Günü

O ne mail bombardımandır! Böyle bir şey görmedim, Bekir Coşkun röportajı üzerine gelen mail’lerin haddi hesabı yok.

Yazanların yüzde 80’i, tahmin edeceğiniz üzere, Bekir Coşkun’a haksızlık edildiğini (ve ettiğimi) düşünenler. Can hıraş bir biçimde ‘köpeklerin, kuşların, yunusların, ağaçların, çocukların babası’nı savunuyorlar. Beni de sorularımı sevmedikleri için dövüyorlar. Saygısızlık ve iktidar yalakası olmakla suçluyorlar. Bütün bunların çok önemi yok. İster inanın ister inanmayın beni en çok Bekir Bey’in bu kadar seveni olması mutlu etti. Unutmayın, ‘köpeklerin, kuşların, yunusların, ağaçların, çocukların babası’ benim de favori yazarım. Mail’lerin (çok az) bir kısmını yayınlayabiliyorum, daha uzundu, Attilá İlhan’ı kaybettiğimiz için yazıyı kısa tutmamı istediler...

BEN DE ÖYLE DÜŞÜNÜYORUM

Bekir Coşkun gibi ben de bu iktidarın, AB konusunda samimi olmadığına inanıyorum. Sizlerin bunu benden iyi bildiğinizi biliyorum. Buradaki amacın, AB maskesiyle kamuoyunu susturmak ve şeriata doğru gerekli altyapıyı oluşturmak olduğunu, biraz kafası çalışan (ve bundan çıkarı olmayan) herkes görüyor. (Fikret K.)

NİYE CAMİ AVLUSU DEDİN


Bekin Coşkun röportajını okurken gerçekten hüzünlendim. Eşim ve çocuklarıma çaktırmadan, elimin tersiyle nemlenen gözlerimi sildim. Bekir Coşkun, ‘Evet, cami avlusundayım. Yalnız kaldığımızı hissediyorum. Ama tedirgin değilim. Böyle dönemlerde istenmeyen adam olmaya, suçlanmaya, hatta dışlanmaya alıştım...’ diyor. Bekir Coşkun’u ailecek çok severiz, hatta hayranıyız desem mübalağa etmiş olmam. O yalnız değildir, yalnız da kalmayacaktır. Hele tedirgin? Asla olmayacaktır. Dürüst yazarlarımızı, lütfen yerden yere vurmayalım. Onlara güven vererek destekler mahiyette bir davranış sergileyelim. Sorarım size, ona hemen ‘cami avlusunu’ hatırlatmak niye? (R.M)

İKİ AVRUPA VAR


Sizin ve Bekir Bey’in Avrupası aynı değil. Kendisine en son ne zaman yurtdışına çıktığını soruyorsunuz, o çok beyefendi bir kişilik olduğu için, size tersini sormuyor. Israrla, Bekir Bey’e AB karşıtı olduğunu söyletmeye çalışıyorsunuz, AKP’yi bir kere olsun övsün istiyorsunuz. AKP’ye gelince soruyorum, ne yaptılar? Biz ülke olarak, Avrupa kültür mozaiğinin bir parçası olarak görülüyorsak AKP’nin hangi sosyal-siyasal-kültürel ekonomik projesi bizi buraya getirdi? Ayşe Hanım, iki Avrupa var: Birisi Bekir Bey’in savunduğu Hakkari’den Porto’ya, renkleri sadece rüyasında görmeyen çocukların yaşadığı, tecavüzcüsüyle evlenmenin gelenek ve kültürümüz olmadığı, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede halkının yüzde 99’unun Müslümanlığı ile değil, yüzme bilmesiyle övünen bir ülke olmasını isteyenlerin ama bunu savunmanın da ulusalcılık olmadığını söyleyenlerin Avrupası. Öbürü ise sizlerin savunduğunuz AB’den para gelecek, subvansiyonlar gelecek vb. rüyalar. Amacım sizi kırmak değil, tek suçum köpeklerin, kuşların, yunusların, ağaçların, çocukların babasını çok seviyorum. O kendini savunur ama ben gene de dayanamadım. (Aziz G.)
Yazarın Tüm Yazıları