Bekir Coşkun: Fazilet nasıl değişmedi...

Bekir COŞKUN

Kaç gündür bizim medya yakından izliyordu:

‘‘Fazilet değişecek mi?..’’

Kimisi ‘‘Değişir’’ dedi, kimisi ‘‘Değişmez’’ dedi.

Bendeniz de devamlı telefonla bile olsa, yoklamadım değil:

‘‘Değişti mi?..’’

‘‘Kim?..’’

‘‘Fazilet?..’’

‘‘Ya değişir, ya değişmez...’’

Bir yandan da bakıyorum; neyi değişecek?..

Çünkü adı, amblemi, tabelası en çok değişen, ama kendisi asla değişmeyen tek partidir; Fazilet...

*

Nitekim ileriye doğru ‘‘değişmek’’ üzere toplanan kongrelerinde, Peygamber Efendimizin Uhud Savaşı'nda okçularının taktiği esas alınırken, karşı taraf da Bedir Savaşı'nı temel alınca, bendeniz de Hendek Savaşı'nı örnek alıp ‘‘Deveye hendek atlatmak, benim bu kongreye gitmemden daha kolaydır’’ diyerek Reha Muhtar'ın karşısına geçip oturdum.

Tabii ki telefonu elden bırakmayarak:

‘‘Değişti mi?..’’

‘‘Kim?..

‘‘Fazilet...’’

*

Neyi değişecekti Fazilet'in?..

Bu partinin var oluş nedeni değişmemek değil mi?..

Yani siz Faziletlilerin, muhterem Müslüman kardeşimiz Erbakan'ın peşinden gitmeyi bırakıp, bağnazlığa-irticaya-tutuculuğa karşı çıkmalarını mı bekliyordunuz?..

Fazilet; diyelim ki türbana-mürbana karşı çıkar da, laikliği içine sindirebilir mi?..

Ya da ‘‘Kanlı mı olur, kansız mı olur?..’’ diyenler gitse, ‘‘Minareler süngümüz, cami kubbeleri miğferimizdir’’ diyenler gelse, Fazilet değişmiş mi olur?..

Ne gezer?..

*

Doğrusunu isterseniz Abdullah Gül gibi kimi genç Faziletlilerin ‘‘Değişim’’ girişimi bana da bir an umut vermedi değil.

Ama boşuna...

Muhterem Müslüman kardeşimiz Erbakan, binbir suçtan evinde otururken, kongre salonunda ‘‘O burada...’’ diye pankart açabilen bir siyasi yapının nesi değişir?..

Bu partinin değişik yanıdır zaten:

Değişmemek...