BDDK mı Tüketici Kurulu mu?

KREDİ kartlarıyla ilgili bir süredir çok şey yazıldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ‘görevden vazife’ çıkararak, kredi kartlarıyla ilgili bir düzenlemeye soyundu.

Bankaların da uzun zamandır düzenleme istekleri vardı ama son dönemde bu isteklerinin ‘çok sert bir düzenleme’ye gittiğini görünce, mevcut haline bile razı olmaya başlamışlardı.

Ancak durumdan vazife çıkaran BDDK, vazifesini şaşırmış görünüyor.

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin dün hazırladıkları Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası Taslağını tanıtırken, aynı bir politikacı gibi konuşmuş. Bilgin, taslağın internet sitesine konduğunu ve 10 gün içinde görüşlerin alınacağını belirtip, ‘15 Mart Tüketici Günü’nde son şekli verilerek Devlet Bakanlığı’na arz edeceklerini’ söylemiş.

Bunu duyunca inanın kafamız karıştı. Taslağı hazırlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu mu, yoksa Tüketici Kurulu mu anlayamadık...

Bilgin, bu düzenleme nedeniyle serbest piyasaya müdahale olup olmadığı yönünde eleştiriler alabileceklerini kaydedip, kredi kartı borcu yüzünden intihar ve boşanmaların had safhaya ulaştığını belirtip, ‘sosyal sorumlulukla bunları önlemeye çalıştıklarını’ söylemiş.

Aynen bir Tüketici Kurulu Başkanı’nın yapacağı bir konuşma değil mi?

Bu arada başka BDDK yetkilileri de gazetecilere, 1 ay kadar önce BDDK’da temizlik işleri yapan bir kişinin kredi kartı nedeniyle intihar ettiğini söylemişler. Kendini asarak intihar eden temizlik işçisi, asgari ücret alırken, toplam 10 milyar lira limiti olan 4 kredi kartına sahipmiş. Yani, bu tür intihar eylemlerine duyarlı oldukları için bu taslağı çıkardıklarını, kısıtlama yaptıklarını ima etmiş.

Tüketicilerin korunması gerektiğine, bunun için rekabet mekanizmalarının kurulması gerektiğine, vahşi kapitalizmin insanlığa aykırı bir sistem olduğuna yürekten inanın bir kişi olarak diyorum ki; bu taslağı tüketici kurulu ya da derneklerinden biri verebilirdi ama böyle bir taslağı vermek BDDK’nın işi değil. Bu taslağı düzenleme boyutuyla hazırlayıp, teknik demeçlerle açıklayan bir BDDK olsun, sonradan Meclis’te bu maddeler konulsun ve bu tür konuşmalar yapılsın, tamam... Ama BDDK’nın başındaki bir kişinin bu tür konuşmalar yapıp, böyle bir taslak sunmaya hakkı olmadığını düşünüyoruz.

Bu taslağın içinde yani BDDK’nın sunduğu taslağın içinde şahsen, bunun bir ‘risk unsuru’ olarak görülmesini ve buna göre teknik önlemler alınmasını beklerdim. Yani çağdaş bir BDDK, böyle bir taslak hazırladığında; şu kadar kart limitine şu kadar ek sermaye, bankanın bilançosuna göre kredi kartı sınırlaması gibi düzenlemeler yapardı. Ama bunlar taslakta yok..

POPÜLİZMİN DOZU ARTABİLİR

Bankalarla konuştuğumuzda bu ‘ilkesel sıkıntı’nın dışında, yani taslağın maddelerine dönük çok büyük sıkıntılar görülmediğine şahit oluyoruz. Ancak kimsenin anlamadığı, ‘böyle bir taslağı neden BDDK’nın hazırladığı’ oluyor...

Bankalar, zaman içinde sıkıntı yaratacak bazı maddelerin düzeltileceğini umuyorlar. En çok takıldıkları konulardan biri kredi kartının kaybolması ve bu kartla alışveriş yapılması ya da nakit çekilmesi halinde bankalara yüklenen sorumluluk. Burada ‘kredi kartının çalındığının kendisine bildirilmediğini ispat etmek zorunda kalmak’, bankalar tarafından herşeyden önce hukuka aykırı bir ispat zorunluluğu görülüyor. Yani; bankalar bu maddeye itiraz edecek.

Taslağın sıkıntı yaratan unsurlarından biri de gelir beyanına göre kart limitleri saptanması ve bir zorunluluk getirilmesi. Ücretinin dışında, yani beyan edebileceği geliri dışında serveti olanlar ya da başka geliri olanlar, bu imkanlarıyla ilgili kart limitleri alamayacaklar. Yani herkes gidip, çok sayıda bankadan kart çıkartacak. Cebinde onlarca kartla gezecek.

Tamam, vatandaşın kredi kartlarını kullanma tarzında bir sıkıntı var ama piyasa ekonomisi içinde bakıldığında bunun sorumlusu vatandaş değil mi? Siz teknik bir Kurul olarak böylesine popülist bir söylemde olursanız, bu taslak TBMM’ye geldiğinde daha nice popülist unsurlar bu taslağa eklenmez mi? Unutulan; tüketici kredilerindeki banka aleyhine düzenlemeler gibi bu tip örnekler çoğalıp da bankalar zor durumda kalırsa, yine kredi kullanan kalmayacak...
Yazarın Tüm Yazıları