Bazı tavsiyeler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Yazar olarak en önemli vasıflarımdan bir tanesi, gündelik hayatta edindiğim tecrübeleri siz değerli okuyucularıma sunmamdır.

Diğer vasıflarımın ne olduğunu ise şu anda hatırlamıyorum, belki zorlarsam sonra aklıma gelir.

Dolayısıyla bugün yazacağım konunun tecrübeli okurlarıma hiç de sürpriz gelmemesi gerekiyor.

Bugün bir spor kulübünde egzersiz yapılırken katiyen, ama cidden katiyen yapılmaması gereken şeyleri size aktaracağım.

Şunu bilmelisiniz ki bu yazıyı yazabilmek için hayli cansiperane çalıştım.

Yapılmaması gereken şeyleri tek tek sizler için denedim.

Böylece onların neden yapılmaması gerektiğini sizlere daha net aktaracak gerekli donanıma, deneyime, bilgi ve görgüye sahip oldum.

Sizin için bu yaptıklarımı hiç unutmayın ve bir gün bir spor merkezinin ücra köşesinde başıma bir iş gelirse eğer, o zaman mezar taşıma da ‘‘OKUYUCULARI İÇİN HER ŞEYİ YAPTI AMA YİNE DE ÖLDÜ’’ yazın.

Şunu da bilin ki bu yazı Türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda bir muhteşem örnek de teşkil edecektir.

Belki Türkiye'deki ödüllerle filan yetinmem, gider Pulitzer Ödülü'nü alırım, kimbilir?

İşte bir spor salonunda egzersiz yaparken kesinlikle yapılmaması ve hatta etrafta başkaları tarafından yapıldığında da ‘‘Bir felaket yaklaşıyor’’ diye düşünüp hemen oradan uzaklaşılması gereken hareketler:

***

1- Saunanın dışında birden fazla havuz duruyorsa, bunlardan hangisinin şok havuzu olduğunu anlamadan, ilk gördüğünüz havuza çırılçıplak bir şekilde atlamayın. Çünkü ilk atladığınız havuz şok havuzu olabilir ve bu havuzun sıcaklığı öylesine düşük ki, Titanic'in battığı gece deniz suyunun sıcaklığı o şok havuzundaki suyun ısısı yanında adeta yaz gelmiş etkisi bile yaratabilir. Bu şok havuzlarında nasıl olup da doğal buz dağları oluşmuyor, anlamak mümkün değil. Ayrıca meselenin bir de başka boyutu var. Bu havuzun bulunduğu alan ne yazık ki kamuya açık olduğundan, eğer siz utangaç bir yapıya sahipseniz, içine daldığınız anda bağıramıyorsunuz da. Bu kadar soğuk suda bir de bağırmamak için ıkınmak, ölüme kesin davetiye çıkarmaktır, bunu da bilin. Titremem iki gün filan sürdü, bir de bunu bilin.

***

2- Yürüme bandı üzerinde koşarken, yan bantta sizinle konuşmak isteyen insana kesinlikle cevap vermeyin. İsterse bu kişi sizin eşiniz olsun fark etmez, onu yine umursamayın. Gerçi bazı eşler bu umursamama olayından ajite olup bu kez de sizin omuzunuza filan vurarak konuşmak isteyeceklerdir, ama lütfen onunla yine de konuşmayın. Çünkü dikkatiniz dağıldığı bir anda ayağınız bandın yanına çarpabilir ve siz saatte 10 kilometre gibi katiyen doğal olmayan bir hızla koşarken aniden düşebilirsiniz. Ve bant siz düştüğünüz anda kendiliğinden durmayacağı için, arkaya doğru da fırlayabilirsiniz. Bu da toplumda geçerli davranış normlarıyla katiyen bağdaşmayan bir görünüm arz eder. Üstelik bütün bu arbededen sonra eşinizin size tamamen lüzumsuz, örneğin ‘‘Çıkınca salata yiyelim mi’’ gibi iki saat ve hatta bir ömür boyu bile sorulmasının ertelenmesi durumunda kozmik anlamda bir şey değişmeyecek bir soru sorduğunu da anlamanız ihtimali büyüktür. Bu da tabii ki sizin bütün sinir sisteminizi altüst edecektir.

***

3- Ağırlık kaldırma içeren bir hareket yapmadan önce mutlaka, ama mutlaka sizden önce o makinede çalışan beyin veya Godzilla'nın ağırlığı hangi düzeye getirip orada bıraktığını tespit edin. Ağırlığı kendi gücünüze göre ayarlamadan katiyen harekete başlamayın. Eğer bu dediklerimi yapmazsanız, normal olarak 30 kilo ile çalışmanız gerekirken ilk harekette aniden 70 kiloyu kaldırmak zorunda kalabilirsiniz. Bu ise başta hemoroitler olmak üzere vücudun hiç ama hiçbir organı için katiyen iyi değil. İnsan böyle bir yanlış yaptığında ölünceye kadar iktidarsız bile kalabilir vallahi.

***

4- Koşu bandının üstündeyken katiyen dinlememeniz gereken iki tür müzik var. Bir tanesi tekno, diğeri de Hint müziği. Bazen bizim spor salonunda 2019 müzik istasyonu çalıyor. Ben müziğin ritmine öyle bir kapılıyorum ki bir anda saatte 7 kilometreden 10 kilometreye çıkıveriyorum. Bu keyiften olan bir şey. Ama bazen de MTV'de Hint müziği klipleri gösteriliyor. O zaman da hızım aniden saatte 7 kilometreden 10 kilometreye çıkıveriyor. Çünkü müzik o kadar kötü, o kadar feci bir şey ki, kliplerde gösterilenler o kadar sinir bozucu ki, oradan kaçıp gitmek gibi bir his geliyor insana. Sabit bir noktada ne kadar hızlı koşarsam, bu felaket sesten o kadar çabuk kurtulacakmış gibi hissediyorum kendimi. Size tavsiyem, eğer istikrarlı bir egzersiz yapmak istiyorsanız bu iki tür müziği katiyen dinlemeyin.

***

5- Ve son tavsiye. Saunada otururken katiyen dergi okumayın. Katiyen başkalarından ödünç aldığınız dergiyle saunaya girmeyin. Çünkü dergi sıcaktan yaprak yaprak dağılıveriyor. Hem bunları o cehennem sıcağında toplamak acayip yorucu, hem de dergiyi sahibine geri verirken işittiğiniz azarlar hiç güzel değil.













Yazarın Tüm Yazıları