Baykal’a kolay test soruları

UZMANLIK alanı ‘siyaset bilimi’ olan Deniz Baykal için minik bir test hazırladım.

Dört soruluk bir test bu.

Amacım şu: Siyaset pratiği açısından pek parlak bir icraat sergilemediği herkes tarafından kabul edilen Baykal’ın, ‘teori’de durumu kurtarıp kurtaramadığını anlamak.

***

İşte sorular:

BİR: Sizce aşağıdakilerden hangileri siyaset bilimi açısından doğrudur?

a- İktidardaki parti risk alır.

b- Muhalefetteki parti risk alır.

c- Siyasette risk almak yerine armudun pişmesini ve ağza düşmesini beklemek en iyisidir.

İKİ: İktidardaki parti ‘birinci parti’ konumunu sürdürürken, muhalefetteki partinin sürekli oy kaybetmesini aşağıdakilerden hangisiyle açıklarsınız?

a- Medya her şeyi çarpıtıyor.

b- Sakın anketlere inanmayın.

c- Devleti koruyan parti, vatandaştan pek yüz bulmaz.

ÜÇ: İktidardaki ‘sağcı parti’ ülkenin en önemli gerilim konularından biri hakkında çok radikal bir söz söylediğinde, muhalefetteki ‘solcu parti’ ne yapar?

a- İktidardaki partinin söyleminden daha da ileri bir açılıma işaret eder.

b- İktidardaki partiyi ‘devlet’e ihbar eder.

c- İktidardaki parti ne diyorsa onun tam tersini söyler.

DÖRT: İktidardaki ‘sağcı parti’, çoğunluğunu ‘solcu aydınlar’ın oluşturduğu bir heyeti kabul edip önerilerini dinlerse, muhalefetteki parti ne yapar?

a- O aydınların gerçek solcu olmadığını söyler.

b- O aydınların sözde aydın olduğunu söyler.

c- İktidardaki partinin kazandığı puanların hiç olmazsa yarısını kazanmak için aynı heyeti partiye davet eder.

***

NOT: Eğer Baykal, lütfedip test sorularını yanıtlarlarsa, puan durumlarını kendilerine bildireceğimden hiç kuşku duymasınlar.

Ne diyor bu Bekaroğlu?

ESKİ
Saadet Partili Mehmet Bekaroğlu, ‘Aydınlar, hükümetin halkla ilişkiler çalışmasına alet oldular, bu yüzden imzamı çekiyorum’ diye açıklama yapmış.

Ne diyelim şimdi bu tutum karşısında?

Başlatılan herhangi bir sivil girişime hükümet ilgi göstermese, ‘İşte bu hükümetler böyle. Sivil hareketlere sırtlarını dönerler’ denecek.

Hükümet, sivil harekete destek verse, o zaman da ‘Halka ilişkiler çalışması’ diye karşı çıkılacak.

Hadi Bekaroğlu, yardımcı ol da şu işin içinden çıkalım.

POLEMİĞİN POLEMİĞİ

USTALARIMIZ, üstatlarımız, büyüklerimiz, saygıda kusur etmediklerimiz...

Yani mesleğimizin cefasını çekmiş, sefasını sürememiş ekabirlerimiz, benim gibi ‘destursuz bağa giren’ acemi müptedilere haddini bildirmek üzere harekete geçmiş bulunuyorlar.

Aşağı yukarı şöyle bir şey diyorlar:

‘Evvel yok idi, bu icat yeni çıktı.

Genç köşe yazarlarımız polemik hastalığına düçar oldular.

Ona sataş, buna sataş, sonra da parseli kap.

Formülleri bu.

Aslında biz de biliyoruz bu formülleri. Ama uygulamıyoruz.

Neden?

Çünkü bizim böyle müptezelliklere harcayacak mürekkebimiz yok. Biz büyüklerimizden böyle görmedik.’

***

Bunu söyleyen büyüklerime haddim olmayarak şunları söylemek isterim:

Ey erenler.

İyi dersiniz, hoş dersiniz de, şunu bilmez misiniz:

Bizim dağarcığımız sizin gibi ‘yüksek fikirler, büyük görüşler ve ulvi düşünceler’ ile dolu değildir.

Biz nereden bulalım her gün satacak yüksek fikirleri.

Ne ilmi siyasetten anlarız, ne de incelmiş zevklerden.

Ne öğretecek adab-ı muaşeret bilgimiz var, ne de hükümeti uyaracak akıllarımız.

Ayrıca ne ‘Abdi Bey’in rahle-i tedrisatından’ geçmişiz, ne de ‘Uğur Mumcu ekolü’nden geliyoruz.

Bir geleneğe bile yaslanmayan nevzuhur zıpçıktılarız.

Yani... Ona buna sataşıp parsel kapmaktan başka çaremiz yoktur.

Ekmeğimizi buradan kazanıyoruz, lütfen hor görmeyin garipleri.
Yazarın Tüm Yazıları