Başım öne eğik

Dün sabah...

Haberin Devamı

Hakkari’den gelen o kara haberle vuruldum.
Evde kimsenin yüzüne bakamadım. Sokağa çıktım, kimsenin yüzüne bakamadım.
Gazeteye geldim, kimsenin yüzüne bakamadım.
Başım öne eğik.

***
Sonra fark ettim ki, herkesin başı öne eğik.
Kimse kimseyle göz göze gelmiyor.
Kimsenin ağzını bıçak açmıyor.
Bizi bu mahcubiyete sürükleyen nedir? Neden utanıyoruz?
Tamam, buldum:
Başımıza meğer çuval geçirdiler.

***
Radyoyu, televizyonu, hepsini kapattım. Odamdaki gazeteleri katlayıp kaldırdım. Bütün fişleri çektim. Perdeleri indirdim. Uzun bir süre tek başıma kalmak istedim.
Canım acıyor. İçim yanıyor. Gururum inciniyor.
Başım öne eğik.
Zaten başımda çuval.

***
Eğer o çuval olmasaydı, bugün uzlaşma komisyonunu yazacaktım.
Ama elim varmıyor.
Ne anayasa, ne demokrasi, ne tarih, ne coğrafya. Gözüm bugün hiçbir şey görmüyor.
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdı olmak kolay mı? Sırtımda böylesine kutsal bir yük var: Eziliyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları