Paylaş
Başbakan'ın çok yoğun bir perşembe programında yaşanan görüşmenin ana hatta tek gündemi, Kızılay'dı.
Kızılay'ın yeniden Başkent'e yakışan bir merkez olması...
Görüşmenin içeriği kadar, atmosferi/iklimi de çok önemli.
Şöyle ki:
* Tanık Başbakan'ın bölgeyle son derece ilgili/bilgili olduğunu, sorunları gayet iyi bildiğini ve takip ettiğini vurguluyor.
* Kızılay'dan her sabah geçiyor, sıkıntıları yakından izliyor, inceliyor.
* Erdoğan Kızılay'ın "yaya yaşar" bir bölge olmasını, meydanı ve meydanda yeşil alanları arzuluyor.
* Tanık Başbakan Erdoğan'ın Kızılay ile ilgili düşünce ve hayallerini tek cümleyle özetliyor aslında:
"Bizden daha radikal..."
* * *
Başkan Tanık görüşmede Kızılay'ın Başkent'in, hatta Türkiye’nin misafir odası olduğunu da vurguluyor.
Ve kentlisiyle, yayasıyla, esnafıyla, gündüzü-gecesiyle, daha yaşanılır bir hale gelmesi gerektiğini...
Başbakan'ın verdiği desteği de, "çok sevindirici" buluyor.
* * *
Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım zirvesinin ardından yaptığı bu görüşme, kendime yasakladığım bir analojiyi öne çıkartıyor.
"Açılım" sözcüğünün her fırsatta/örnekte "mağrip" hevesiyle kullanılmasına karşıyım.
Hani "Bu da aşı açılımı..." gibi başlıklar mesela.
Bu tür analojilerin, bazı örneklerde "demokratik açılım" vurgusunu sulandırdığını düşünüyorum.
Ancak Erdoğan-Tanık buluşmasının ardından, o sözcüğe yakalanıyorum:
Kızılay açılımı...
Ve bu görüşmenin ardından, bu konuda bir açılım sürecinin başlayacağını kuvvetle umut ediyorum.
Çünkü Başbakan, her sabah Kızılay'da...
Paylaş