Bakan Yıldırım’la, deniz altında röportaj

Türkiye’de her meyvenin bir festivali var ama dört tarafımız deniz olmasına rağmen (üç değil; Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz’le dört) elle tutulur bir deniz festivalimiz yok...

Anadolu’ya geleli 900 yıl geçmesine rağmen göçebe toplumun etkilerini atıp hálá denizle barışabilmiş değiliz.

Bakın bugün sadece İstanbul’da 800 bin çocuk hayatında daha denizi görmüş değil.

22-26 Ekim arasında İzmir’de başlayıp İstanbul’da devam edecek Deniz Festivali’nin en büyük hedefi de bu...

İstanbul’da 25 bin çocuğu denizle buluşturmayı hedefliyorlar. Haliç, Beşiktaş ve Boğaz’da gerçekleşecek festivalde çeşitli etkinlikler, paneller, sergiler düzenlenecek...

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da bu festivalde, deniz altında Mithat Bereket’e röportaj verecek.

Bu röportaj için astronotlarınkine benzeyen özel kasklar getirilmiş Amerika’dan.

Bakan Yıldırım ve Bereket bu kaskları giyip denize girecekler ve denizaltında bir yandan yürüyüp bir yandan röportaj yapacaklar.

Sadece Bakan’ın değil, bugüne kadar ateş hattı da dahil olmak üzere pek çok zorlu işe imza atan Bereket’in de en ilginç röportajı olacak sanırım...

Iphone çok farklı

Tam bir delilik bu Iphone, insanın kanına giriyor, bağımlılık yapıyor, sürekli kendini kurcalatıyor.

Öncelikle şunu söyleyeyim:

Daha önce yurtdışından getirip kırdıran ve ’register’ etmeden kullananlar bugüne kadar Iphone kullanmış değiller.

Çünkü onlar aletin en zayıf özelliğini, telefon yanını kullanabildiler sadece...

Oysa Iphone telefondan önce bilgisayar ve inanılmaz zeki bir buluş.

Çünkü bugüne kadar bütün telefon üreticileri, sadece makineyi satarak müşteriden bir kez para kazanıyordu.

Iphone makineyi sattıktan sonra da kazanmaya devam ediyor. Register olurken kredi kartı numarasını veriyorsunuz.

Sonra giriyorsunuz telefondaki apple store...

99 cente, 1.99 dolara binlerce oyun, isteyene Çince öğreten program bile var, isteyene 2,5 dolara kitap ve her birinin başında saatler geçireceğiniz eğlencelikler.

Bu ara habire program indirip kurcalıyorum, ay sonuna kadar apple’a bir 100 dolar öderim...

Bu yanıyla tam bir para tuzağı Iphone... Tabii ücretsiz olan programlar da var.

Bir de buna, facebook’u, msn’i, internete sörfü, müzik dinlemeyi, mesajlaşmayı, telefonda konuşmayı eklerseniz Iphone’un nasıl gün boyu elden düşmediğini anlarsınız.

Peki Blackberry’e göre daha mı iyi? Blackberry mesajın ve mailleşmenin kralı, Iphone eğlencenin...

Ancak Blackberry Bold’la internette sörf yapmak, 8830 ve 8300 gibi eski modellerine göre çok daha zor.

Bold’ta daha iyi yapacağız diye bir çuval inciri berbat etmiş Blackberry...

Iphone’a rakip çıkaracakları dokunmatik telefonlarında durumu nasıl kurtardıklarını göreceğiz.

Her şey magazin değil

Pazar günü Vatan’da Hülya Avşar röportajı yayınlandı, aynı röportajın bir bölümü pazartesi Hürriyet’te çıktı, günlerdir ’kedi’ mevzusu konuşuluyor. Türkiye’de bir gerçek var; haber Hürriyet’te çıktığı zaman haberdir.

Hürriyet’te çıktığı zaman daha çok konuşulur, gündeme gelir, tartışılır, konuşulur.

Bunun sayısız örneği var; bir haberi başka gazete manşet yapar gündeme gelmez, Hürriyet alıp birden küçük görür günlerce konuşulur.

Ancak bu örnekte söz konusu olan sadece Hürriyet’in gücü değil, yazıişlerinin habere bakış açısıdır da...

Aynı röportajı Vatan, Sadettin Saran üzerinden verdi, "Kaybettiğim kadınsı duyguları Sadettin’le yaşıyorum" başlığıyla...

Ne ana gazetedeki anonsta, ne de pazar ekinin birinci sayfasında Erdoğan’la ilgili sözleri görmediler...

Hürriyet ise bir gün sonra röportajın satır arasına sıkışmış Erdoğan sözlerini buldu...

Şimdi günlerdir konuşuluyor Erdoğan kedi mi, aslan mı diye...

Bu sadece Hürriyet’in gücü değil, aynı zamanda yazıişlerinin de başarısıdır.

Bir magazin figürünün sözüne bile sadece magazin üzerinden bakmadığı için...
Yazarın Tüm Yazıları