Bağımsızlık hot-zot değildir

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Geçen gün biraz olsun anlatmaya çalıştım. Ne var ki gelişmeler bu konunun üzerinde tekrar durmak gerektiğini gösteriyor.

Peşinen söyleyeyim ki, ben bağımsızlıkçıyım. Ama bu duygu ve düşüncemi bir kez daha açmak isterim.

Bugün dünya giderek enternasyonalleşiyor. Tüm devlet ve uluslar birçok yönden birbirlerine bağımlı duruma giriyorlar.

Kısaca, kimse dünyada yapayalnız yaşayamıyor; kendi kendisine yetemiyor. Kültürler bile birbirinin içine geçiyor.

Ne var ki, Lenin'in dediği gibi, enternasyonalizm, milliyetçiliği zedeleyemiyor. Milliyetçiliğin çoğu, gariptir ama enternasyonalizme götürüyor. Yani ne kadar milliyetçi iseniz o kadar da enternasyonalist oluyorsunuz. Bu bir diyalektik kader oluşturuyor.

Ama bir yerde insanoğlunun özü duruyor. İşte bu öz, insanoğlunun doğduğu, büyüdüğü, özümlediği toprakların, şarkıların, dansların, dilin, kültürün potası oluyor. Bundan ödün veremiyorsunuz.

Bu anlamda bağımsızlıkçı olmak, düşünceden çok duygu anlamına geliyor.

* * *

Ben bağımsızlıkçıyım ve bağımsızlıkçılığımın temelinde iki şey vardır:

1- Ben yurtdışından hiç kimse ya da devletin bize herhangi bir şeyi dikte etmesini istemem. Böylesi baskılara karşı çıkarım. Ama eğer benim imzaladığım ve anayasamın da üstünde olan uluslararası anlaşmalar yoluyla bir şey dikte edilirse, buna karşı boynum kıldan incedir.

2- Ülkemde yapılan herhangi bir uygulamanın yurtdışına şikâyet edilmesine de karşı çıkarım. Türkiye'nin yurtdışında ulu orta eleştirilmesi beni de gocundurur. Ama eğer Türkiye gene kendi imzasıyla yurttaşlarına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru hakkı vermişse, bunun karşısında kimsenin sesi çıkmamalıdır.

Ancak meselenin temelinde ilk satırlar asıl, sonrakiler istisnadır. Gönlüm isterdi ki bu istisnalar da olmasın. Ama bu istisnaları da biz yarattık. Biz acayip bir anayasa kabul ettik ve halkımızı devletin elinde bir köle durumuna bile bile düşürdük.

Biz antidemokratik yasaları koruduk ve sürdürdük. Biz antidemokratik olağanüstü mahkemelerle adaleti ortadan kaldırdık.

Biz kendi mahkemelerimizi bile bağımsız kılamadık.

Sonra da kalkıp bağımsızlıktan söz ettik.

* * *

Bağımsız olabilmek, bu duyguyu içinde yaşamak ama bu duygu uyarınca davranabilmektir. Bağımsız olabilmek, temel konularda bağımlı olmamaktır.

Eğer silah dahil temel konularda, başta Amerika olmak üzere Batı'ya bağımlı duruma onlarca yıllık süreçte girmişseniz, kalkıp istediğiniz kadar hamaset yapın, istediğiniz kadar, ‘‘Bir Türk dünyaya bedeldir’’ deyin, bir doların iki yüz bin liraya bedel olmasını önleyemezsiniz.

‘‘Biz uydu değiliz’’ diye feryat ederseniz, büyük bir sessizlik olur.

Bize düşen, dış baskı ile değil kendiliğimizden demokratikleşmektir.

Korkularımızdan kurtulmak ve önce kendi kendimizle barışmaktır.

İşte o zaman başımız dik, yüreğimiz pek olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları