Ayşe'nin gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Bir gün mutlaka Aspendos'ta...

Mimar Zeno'nun ruhu şad olsun!

Kralın kızına yaranmak için yaptığı o tiyatroyu nasıl sağlam yapmışsa, binlerce yıl sonra bile, hâlâ bütün ihtişamıyla ayakta.

Tanrım ne adamlar...

Ne aşklar var!

* * *

Aspendos Antik Tiyatrosu'nun önü inanılmaz kalabalık.

Bu da ‘‘opera aşkı’’ olsa gerek!

Sürekli tur otobüsleri yanaşıyor ve tozu dumana katıyor ama bu, yanakları, omuz başları (eminim bedenlerinin başka parçaları da!) Antalya güneşinden nasibini almış yerli ve yabancı turistlerin heyecanına, Otello'yu seyretme aşkına, ‘‘bana mısın’’ demiyor.

Sıcağı kim takar.

Tozu kim takar.

- Biz Arab'ın intikamını seyredeceğiz!

* * *

Beşinci Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali'nin kapanışı olduğunu duyan gelmiş sanki.

Artık geleneksel olmuş bu festivali, yerli halk da canı gönülden destekliyor: Yaşlı kadınlar gözleme yapıyor, erkekler köfte-ekmek eşliğinde, aklınıza gelecek her türlü içeceği satıyor. Bu gibi durumlarda kutu bira satılmasına alışığım da soğuk Çankaya'ların satıldığına ilk kez tanık oluyorum. Küçük çocuklar, gün boyu antik tiyatronun taşları güneşte ısındığı için, operayı seyrederken popolar, taşla temas etmesin ve ‘‘yanmasın’’ diye, düşünceli davranıyor; ‘‘kissen-kissen’’ diye bağırarak ikiyüzelli bir liraya ‘‘yastık’’ kiralıyor.

Anasını satayım herkes Almanca konuşuyor!

Birazdan başlayacak olan Otello'yu, Batum Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu sunacak, doğal olarak İtalyanca olacak.

Ama kimin umrunda?

Herkesin keyfi tıkırında...

Bir curcuna, bir curcuna...

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği Beşinci Uluslararası Aspendos Festival'i için herkes hazır orada...

* * *

Bir de o siyahlı beyazlı, koca kulaklı anne-köpek.

Ben ölürüm ona!

Memeleri sarkmış toprağa.

Dolaşıyor, gözleme yapan kadınların, köfte satan adamların arasında.

Yeni doğmuş çocukları da içeride sahnenin altında!

Ara ara dalarmış o anne-köpek, antik tiyatronun içine.

Aldırmazmış seyirciye, sahnedekilere...

Bu sefer dalmadı.

Bizi Otello'yu seyrederken Batum Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu'yla baş başa bıraktı. Dalsa, bu da ‘‘anne-köpeğin intikamı’’ olacaktı! Ama yapmadı. Sanırım Aspendos Opera ve Bale Festivali'ni o da destekleme kararı aldı. Farketti ki, bu çok iyi bir şey, faydalı bir şey. Hali olsaydı, o gözlemeleri mideye indirip yeşilliklerde bir uyku çekmeseydi, bizim gibi, o da bu festivalin gerçekleşmesine sebep olan sponsorlara teşekkür edecekti.

Ya da bilmem...

Belki festivali çok sevdi.

Kapanış için seçilen Otello ona biraz ‘‘ağır’’ geldi.

Bana öyle geldi...

* * *

Herşeye rağmen, festivaller şenliktir.

İnsanları bir araya getirir.

Kültür-turizmi denilen de budur.

Ve bu tür festivallerin çoğalması en büyük arzumuzdur.

HAMİŞ: İzninizle, benim teşekkürüm geldi! Öncelikle beni çok eğlendiren o müthiş anne köpeğe; Antalya sokaklarında asla görünmeyen ama birden bire Aspendos Opera ve Bale Festivali'ni seyretmek için ortalığa çıkan turistlere, bu festivali düzenleyenlere, tüm sponsor arkadaşlara, muhteşem bir denizi olan ve karışık ızgarayı iyi yapan Otel Antalya'ya; festivalin halkla ilişkilerini yıllardır Allah için başarıyla yürüten N.PR'a, can arkadaşlarım Pelin ve Gülümhan'a, bir de kırmızı kafalı patronları Nur'a. Ayrıca, iki gün boyunca beni çektikleri ve onlar denizdeyken ağzımda onlara sigara taşımayı becerdiğim için beni takdirle karşılayan, can ciğer kuzu sarmam Sanlı ve Kanat'a, bizi kırmayıp yorgun olduğu halde Otello seyretmeye gelen Yurtsan'a, Batum Orkestra'sında zil çalan o komik bıyıklı adama, 30 koruma faktörlü güneş yağı satan bütün Antalya esnafına sevgiler, saygılar.






 








Yazarın Tüm Yazıları