Avrupa global ısınma işini sıkı tutmaya kararlı

Hafta ortasında Avrupa Komisyonu önemli bir karar aldı.

Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso televizyonda, global ısınma nedeniyle av bulmakta güçlük çeken dolayısıyla nesilleri tükenme tehdidi altındaki bembeyaz kutup ayılarını seyrettikten sonra karşıma çıktı.

Dedi ki, "Avrupa global ısınmaya karşı, 2020 yılına kadar sera gazlarını yüzde 20 oranında indirmeye hazır."

Barroso
’nun bu açıklamasından sonra, çeşitli yabancı televizyonlarda konuyla ilgili yorumlara rastladım.

Yorumlar genellikle iyimserdi.

Avrupa’nın kararını uygulamaya koyduktan sonra ABD ve Kanada üzerinde baskı yapacağı söylendi.

Dünyayı en fazla kirleten Çin ve Hindistan üzerinde böyle bir baskı şimdilik söz konusu değil.

Zira Avrupa, bu ikisi "gelişmekte olan ülkeler" arasında bulundukları için baskının haksız olacağını düşünüyormuş.

Kim demiş Avrupa’nın "adil" olmadığını.

Çin, Hindistan bir yana esas mesele Kyoto Anlaşması’nı imzalamayan ABD’ye bu baskı söker mi?

İşte bu noktada bazı olumlu işaretler var.

ABD’DEKİ YEŞİL DALGA

Amerikan yönetiminden değil ama özel sektörden gelen bazı işaretler.

İddialara göre, Amerikan iş dünyasının yüzde 90’ı "global ısınmaya" karşı daha aktif bir politika izlenmesinden yana.

Bush Yönetimi’nin bu konudaki pasifliğinden şikayetçi.

Laf aramızda, Irak batağından kurtulmak için yeniden asker yollamak gibi çılgın bir kumar oynayan korkunç Bush’un "global ısınmayı" filan düşünecek hali yok.

Kendisi bu aralar, Ortadoğu’yu daha fazla ısıtmakla meşgul.

Her neyse, ABD’nin ünlü mağazalar zinciri Wal-Mart iş dünyasında çevreci akımın başını çekenlerden.

Teksas ve Kolorado’da "yeşil felsefe" uygulayan mağazaları devreye sokma hazırlığında.

Wal-Mart’ın çevreci bir politika izlemesi 60 bine yakın tedarikçi şirketin etkilenmesi anlamında.

Bu yüzden, "Wal-Mart bu işi başarırsa Amerikan ekonomisine yeşil bir dalga yayılır" diye düşünenler haksız değil.

Bir de madalyonun öbür yüzü var.

Amerikan özel sektörü, "yenilenebilir enerji" gibi alanlar yeni bir kazanç kapısı olduğu için bu işe bu kadar gönüllü.

Yani bu işe sadece beyaz ayıların nesli tükenmesin diye sevdalanmış değil.

AMBARGO UYGULANIR MI?

Bir de işi bu kadar ciddiye almış bir Avrupa’nın Amerikan şirketlerine günün birinde ambargo uygulayabileceği endişesi de var.

Ne olursa olsun, Amerikan özel sektörünün "global ısınma"nın dünyanın geleceği için ne kadar tehlikeli olduğunu kavraması bile olumlu bir gelişme.

Bu arada şükür ki Greenpeace gibi örgütler de asla boş durmuyor.

Avrupa Komisyonu’nun kararı örneğin bu örgüte yetmemiş.

2020’ye kadar sera gazının yüzde 20 yerine yüzde 30 oranında azaltılması yönünde kampanyalara hazırlanıyor.

Dünyanın en sıcak yıllarından birisi olacağı söylenen 2007 yılı bakalım "global ısınma"yla ilgili daha nelere gebe?
Yazarın Tüm Yazıları