Avrupa’daki gibi oynarsa işi zor!..

Emre Belözoğlu, "F.Bahçe’de Can Bartu ve Cemil Turan gibi sembolleşip, efsane olmak istiyorum" dedi. Bu mümkün mü?

MÜMKÜN tabi ki. Ama öncelikle Emre Belözoğlu’nun benim gibi biraz da basketbolcu olması lazım!.. Şaka bir tarafa, Emre Belözoğlu sarı lacivertli forma altında başarılı olmak, Fenerbahçeliler’in sevgilisi olmak, tekrar kendinden söz ettirmek ve tarihe geçmek istiyor. Bu onun en büyük ideali. Bunu da başarabilecek kalitede.

Ancak, Emre Belözoğlu’nun şunu iyi bilmesi gerekiyor. Avrupa’da sergilediği performansın ve sahadaki oyununun aksini Fenerbahçe’de sergilemeli. Çokça şut atmalı. Fazla miktarda pozisyon hazırlamalı. İleriye doğru oynamalı. Sol bekten topu alıp, sağ beke vermek oyun kuruculuk değildir. Emre Belözoğlu yetenekleriyle şut atacak, adam geçecek, verkaça girecek, asist yapacak ve forveti besleyecek. Defansına yardım edecek, hücuma katkı sağlayacak. Ondan beklenen bu. Avrupa’daki gibi korkak ve şahsiyetsiz oynarsa, F.Bahçe’de sıradan futbolcu olur.

Öncelikle her şeyin düzgün gitmesi için kendine iyi bakacak. Sık sık sakatlanmayacak ve kafasını değiştirecek. O zaman Fenerbahçe’de sevilen ve vazgeçilmeyen bir yıldız olabilir. O taraftar da onu bağrına basar, yüceltir.

Aykut ve Orkun’a inanmadılar

Galatasaray İtalyan kaleci De Sanctis’i kiraladı. Aykut ve Orkun varken bu takviye gerekli miydi?

BEN
her zaman söyledim. Galatasaray Yönetimi Aykut ve Orkun’u yeterli görmedi. Avrupa maçları düşünülerek De Sanctis’i kiraladılar. İnşaallah, iyi düşünüp bir karar vermişlerdir. Çünkü, ellerindeki kalecilerini de demorolize ettiler. Bana kalsa, Aykut ve Orkun ile yola devam ederdim. Kötü kaleci değiller ve geçen sezon onlarla şampiyonluğa ulaştılar. Bakalım, İtalyan file bekçisi ne performans sergileyecek, katkısı ne olacak.

Her şey bir yana Galatasaray’daki en büyük sorun ne kaleci, ne forvet. En büyük sancı Lincoln. Adam kafasına göre takılıyor. Kamptan erken dönüyor. Sakatlığını bahane ediyor, idmana çıkmıyor. Hazırlık çalışmalarına katılmıyor. Hep bir bahanesi var ve profesyonelce davranmıyor. Galatasaray’a gerçekten yazık. Lincoln bir kere saygısızlık yapıyor. Bütün hepsinin üzerine en büyük yanlışı da arkadaşlarına karşı yapıyor.

Salonda çalışıyor. Hep salonda zaten. Bu gidişle basketbolcu olacak. Geçen sezon hiçbir şey oynamadı. Bu sezon da bir şey verecek gibi gözükmüyor. Yönetimin bu sorunu derhal çözmesi, Galatasaray için en hayırlı iş olacak.

Futbolda kolay rakip yok

Devler Ligi ve UEFA Kupası’nda F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş ile üçte üç yapabilir miyiz?

ÜTE üç yapmamamız için bir neden yok. Fenerbahçe, MTK’yı geçer mi? Elini kolunu sallayarak geçer. Ondan sonra büyük ihtimalle Partizan çıkarsa, rakip biraz daha zorlaşacak. Sırplar, yıldızlarını Avrupa kulüplerine kaptırsa da eski Yugoslav ekolünün en iyi temsilcilerinden. Ama, Fenerbahçe onlardan daha iyi takım.

Steaua Bükreş zorlu bir rakip. Futbolda çantada keklik bir takım yoktur. Bunu, Türk spor yazarlarının çok iyi bilmesi lazım. Sahada kazanırsan, oynadığın oyunla kazanırsın. Öncelikle rakibine saygı duyacaksın. G.Saray için kolay bir rakip değil Steaua Bükreş. Beşiktaş’ın Siroki Brijeg engelini geçeceğini sanıyorum. Balkan takımlarıyla oynamamız da futbol bakış açıları bize benzediği için bir avantaj.

Süratli oynuyorlar...

Delgado ve Nobre, Beşiktaş’ın bu kez çok farklı olduğunu söylüyorlar. Siz yeni sezon öncesi böyle bir fark görüyor musunuz?

BEŞİKTAŞ
, oynadığı hazırlık maçlarında genelde iyiydi. Özellikle Schalke’yi yendikleri maçta onları çok beğendim. Ancak, geçen sezon ile arada büyük fark göremedim ben. Birbirlerine daha alışmış bir takım havasındalar ve biraz daha süratli oynuyorlar. Sezon başı hazırlıklarını iyi geçirdikleri ortada. Bu da takımda disiplin havasının olduğunun bir göstergesi.

Tello henüz istenen formda değil. Çizgisinin üzerine çıkan bir Cisse var. Fransız bu sezon daha fazla oyunda görünüyor, istekli. Delgado daha çabuk oynarsa, çok çok faydalı olur. Nobre, kalpten oynuyor. Yetenekleri kısıtlı ama varını, yoğunu ortaya koyuyor. Holosko, bunların içinde Delgado ile takıma sürat kazandıran, deparlı oynayan ve çok koşan faydalı bir isim. Ertuğrul Sağlam, onu iyi değerlendirip, doğru yerde oynatmalı. Zapotocny ve Sivok ileride çok faydalı olacak görüntüde. Seric, bana o intibayı vermedi. Beşiktaş’ın futbolcusu değil.

Yerlilerde, Serdar Özkan biraz daha ön plana çıkmaya başladı. Futbolcuların gerçek durumlarını ve takımlarına verdiklerini görmek için en az 6 haftaya ihtiyaç var. O süre zarfında oyuncuların kaliteleri belli olur. Bu takımlara ve ligin gidişatına da yansır.

Ceza hataydı

Beşiktaş’ta tek olumsuz taraf, iki İbrahim’in gönderilmesiydi. Bu büyük bir hata. Uzun maratonda onları aramaman yanısıra, ceza çok abartılı. Bu aile içinde olur. Bu kadar ön plana çıkarmamaları lazımdı. Bir oyuncu yemeğe frak ve smokin ile mi inecek? Böyle bir kavga Beşiktaş çatısı altında olmamalıydı. İki oyuncunun kaderiyle oynadılar. Bir de transferde önlerini kesiyorsun. Rakiplere gitmesinler diye. Olacak iş değil. Futbol Federasyonu’ndan bu konuyla ilgili ses çıkmıyor. Tık yok. Federasyon da bilmiyor ki ne söyleyeceğini.

Bu takıma sabır göstermeliler

Trabzonspor, Werder Bremen’i 3-1 yenerken göz kamaştırdı. Bordo mavilileri nasıl buldunuz?

T
RABZONSPOR’un golcüleri çalışmaya başladı. Umut ve Gökhan büyük uyum içinde. Savunmada Song ve Egemen de öyle. Burada önemli olan Ersun Yanal’ın kurduğu takımın adaptasyonu. İyi oyunculara sahipler ve başarıya ulaşmamaları için de önlerinde engel yok. Trabzonspor’un en büyük handikapı seyircisi.

Bu takım kötü netice alsa da seyirci arkasında durup alkışlamalı. En önemlisi, sabretmeli. Sabır göstermeli. Werder Bremen gibi bir takımı farklı yenmek kolay bir iş değil.

Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’i çok iyi tanırım. Yakın dostumdur. İstanbul beyefendisidir. Asla, "Ben bilirim. Benim dediğim doğru" demez. O yüzden de diğer kulüp başkanlarından farklı görürüm onu. Türkiye’de başkansanız, her şeyi bilirsiniz. Ama Sadri Şener, danışır. Sorar, araştırır. İnce eleyip, sık dokumayı seçer. Transferleri de öyle yaptı. Trabzonspor yarışta olacak. Olmalı da. Buna en başta Türk futbolunun ihtiyacı var.
Yazarın Tüm Yazıları