Artık sevgi "çete" işi

DOĞ-ÇEV’in "Hayvan Hakları" panelinde de gündeme geldi.

Çevre duyarlılığı, hayvan hakları konusunda önemli adımlar atılsa da yitirilen bir çok şey var.

Çocukluğum Bahçelievler’de geçti.

Hemen tüm hatıralarımın, hikayelerimin, eski fotoğraflarımın fonunda bir köpek, bir kedi silueti var.

Her oyunumuzda, saklambaçta, "yakan top"ta yanımızda zıplayan bir köpek olduğu gibi...

Sokak köpeklerinin, sokağın değil, sokağımızdaki bizim köpeğimiz olduğu yıllardı.

O zamanlar "melek çeteleri"ne bugünkü kadar ihtiyaç yoktu belki.

Melek çetesi ile hayvanseverleri kast ediyorum.

Kışın ayazında, gecenin köründe, atkılarına sarınmış, ellerinde poşetler, sokaklara mama, yemek bırakan sevgi insanlarını.

Ayıp bir şey yaparmış gibi gizlice...

Apartmanların kuytusuna bir kap su.

Kuşlara ekmek kırıntısı...

Evet, benim çocukluğumda, ilk gençliğimde hemen herkes "melek çetesi"ndendi.

Mahallelerde kilimler, minderler, bahçenin kuytusundaki tahta sedirler köpeklerin, kedilerin doğal evleriydi.

Mahalle kasabından kemik, et almak, mahalle sütçüsünden kedi payı almak olağandı.

Hatta sütçünün, kasabın bir tür mahalleye ayakbastı payıydı.

* * *

Sadece köpekler, kedilerle mi...

Çiçeklerle konuşan, dertleşen komşularımız vardı.

Hiç unutmam bir gün çiçekleriyle konuşan yaşlı bir komşumuza olanca hınzırlığımızla yanaşıp, yarı alayla "Amca kiminle konuşuyorsun" diye kıkırdamıştık.

O da çiçeklerin başlarını, yapraklarını usulca okşayıp, "Sizlerle yavrularım, sizlerle" yanıtını vermişti.

* * *

Anılar yüreği diri tutar, derler.

Ağrıtıyor da, bazen...

Yazarın Tüm Yazıları