Arka koltuktaki inek

ARKA koltuktaki inek yavrusu, hemen hemen tüm Batı medyasında geniş yer aldı.

Televizyonlar onu uzun uzun gösterdiler, gazeteler sayfalarında geniş yer ayırdılar.

Sıvas'ta otomobilin arka camından fotoğrafı çekilen dana, birçok ülkede günün konusu oldu, dergiler Anadolu Ajansı'nın o fotoğrafını yayınlamak için yarışıyorlar.

Medya danamızı paylaşamadı.

* * *

Oysa politikacılarımız hiçbir zaman dana kadar Batı medyasında yer alamadılar.

Avrupa ülkelerine kadar gidiyorlar, açıklamalar, demeçler, bültenler, bildiriler yayınlıyorlar.

Satır yok.

Bu kez basın toplantıları düzenliyorlar.

Yabancı gazetecileri-yayıncıları davet edip, lüks otellerdeki resepsiyonlarda izzeti ikramla ağırlıyorlar, dünya kadar para döküyorlar...

İkinci gün bakıyorlar, bir harf olsun yok.

Bu kez ‘‘Tanıtma Fonu’’nu kurdular.

Yabancı basında olsun, televizyonlarda olsun, Türkiye'nin yer alması için bütçeden para ayırıyorlar. Basın ataşeleri, tanıtım kadroları, bu iş için en az altı bin memur çalıştırıyorlar.

Planlar, projeler, stratejiler hazırlıyorlar.

Devlet adamları ‘‘Bu sefer büyükçe girdik mi?..’’ diye sorduklarında, bürokratlar ‘‘Tabiii... Bu sefer manşet oldunuz’’ diyorlar.

İkinci gün bakıyorlar...

‘‘Tık’’ yok.

* * *

Ama arka koltuktaki inek sekiz sutuna.

Niçin?..

Çünkü o bir hayvan.

Bu ülke dışında, tüm ulusların önem verdikleri, yasalarla korudukları, sevdikleri hayvan.

O fotoğrafta sevgi var.

Bütün çağdaş toplumlar onların üzerine titrer.

Hayvanların gırtlaklanarak, kurşunlanarak, zehirlenerek öldürüldüğü, ilkel biçimde yok edildiği bir ülkeden gelen politikacıların saygınlığı ise oralarda olmaz.

Şefkat hayvanlardan yanadır.

Bu yüzden arka koltuktaki inek Batı basınında yer alır da, öbürleri yer almaz.
Yazarın Tüm Yazıları