Münir Özkul ve Aydın Abi

Gülhane Hattı Şerif-i Türkiye’de batılılaşmanın ilk adımıdır.

Haberin Devamı

Modern eğitim, teknolojik yenilikler, insan hakları ve birçok konuda maddeler okunmuş orada.
Yer: Gülhane Parkı. Sene: 1839.
O yıllarda Kars’tan bir edebiyatçı çıkmış mıdır diye soranlara söylüyorum.
Namık Kemal, “Vatan yahut Silistre”nin Zekiye’sine hayat veren kalem daha nice Ermeni çıkaracaktır Türk tiyatro sanatının göbeğine.
Şarkıları türküleri derken, biz Gülhane Parkı’nda bir ceviz ağacı olana kadar yani 1902 senesinde Nazım Hikmet’i bize verene kadar Osmanlı Ermeni oyuncuları ve Türk yazarlar müthiş bir işbirliğiyle ülkemizin adına harita denilen yol eşliğine kattıkça katıyordu dilin yoksunluğunu, kelimelerin ekonomik kullanıldığında ne denli değerli oluşunu.
Münir Özkül, Aydın Boysan...
Tıpkı Yesari Asım Arsoy’u bugün Denizkızı Eftelya’sız düşünemeyeceğimiz gibi, tiyatrosuz, sanatsız, insansız, yeniliksiz düşünemeyeceğimiz insanlar onlar.
Evinizdeki çocuğu eğitmek için ne kadar yenilikçi olursanız olun taşıdığı genetik şifreyi daima deklare eder.
Ancak, toplumları değiştirmek, yön vermek, kendi yönlerini yapıcı bir dille evcilleştirmek ve anlamlandırmak ozanların işidir.
Mustafa Kemal Atatürk’ü böylesine ölümsüz yapan şey, ülkesini şiir gibi yönetmesidir mesela. Bu değerler paranın çok üstündedir.
Paha biçilmezdir.

Haberin Devamı


Yakup restorandayız.
Aydın (Boysan) abi diyor ki: Ah sevgili kızım, bu sokak çok önemli.
Bu Beyoğlu Bedia Muvahhit’i, Muhsin Ertuğrul’u taşımış bir sokak.
Burada hangi dükkanı açsan. Sıradan olamaz artık.


Fotoğraf çekimi yapılacak. Aydın abi Süpermen kıyafeti giyecek. Kolay iş değil.
Süpermen’i anlatmak gerekiyor. Öylesine eğlence adamı değildi.
Eğer hippilerin 68 kuşağının barış ve sevgi diye bağırışlarını Vedat Türkali, “Bir Gün Tek Başına”sıyla anlatmasaydı.
Dünyada barışın Türkiye’de nasıl öğrenci hareketine dönüştüğünü konuşmasaydık, gökyüzünde süzülen insanların pelerinine bunca inanır mıydı...
Aydın Abi, inandırıcılığa değer verirdi.
İnandı ve dedi ki ben bu kostümü giyerim.
Ne mutlu ki o fotoğraf oldu. Dünya tarihine geçecektir o pozu.
Hep sofrasında bulunmadım ama yazdığı 5 kitabı okudum. Buna daha çok değer veriyorum.
Çünkü kendisi gitti ama biz hâlâ konuşuyoruz...

Haberin Devamı


Münir Özkul “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” oyununda -ölümüyle beraber çok yayınlandığı için söylüyorum- Fasulyeciyan’ın tiradını oynuyor.
Şöyle diyor: Satenik’in bir şarkısı şu perdeye asılı kalmıştır. O şarkı Jean Paul Martini’nin “Plaisir d’amour” şarkısıdır ve şöyle der: Aşkın güzelliği, zevki bir an sürer. Aşk acısı ise ömür boyu...

Münir Özkul ve Aydın Abi

Altın Küre

Oprah Winfrey Altın Küre’de konuştu. Siyahların yaşadığı baskıların bir kez daha altını çizerken kadının/insanın toplum içinde gizli kapaklı yaşadığı tacizi ve travmayı artık dile getirebileceği bir özgürlükten ve özgünlükten bahsediyordu.
Zaman doldu, artık bitti diyordu. Ne güzel duyuluyordu. Herkes simsiyah giyinmişti.
Özlük haklarının incinmişliğinin yasını parıl parıl gülümseyişleriyle anlatıyorlardı. Evet halktır toplumları değiştiren. Birlik olunca insanlar, biraz da öz eleştiri yapınca yerinden oynatamayacakları taş yoktur...

Haberin Devamı

Ama aynı gece...

10 yaşında bir kız çocuğu, Oprah’ın konuşma yaptığı gece annesinin yastığının altına bir not bıraktı, “Dayım beni taciz ediyor anne, lütfen yardım et” yazan.
Olay Türkiye’de geçiyordu. Anne yürekli çıktı, sır kalmadı konu.
10 yaşındaki kızın notu ağlattı beni. Bir yandan da umut doldu içim.
Bu kız bu ülkede bir Oprah olacak dedim mi dedim. Helal olsun o anneye.
Bazı şeyler yastık altı oluyor, saman altından kokuyor. Onlar da biliyor ki aslında sıra onlara da gelecek...
E bilsinler zaten.
Eşek osurmuyor.
10 yaşında çocuklarla değişecek dünya...
Sıkıyorsa inanma.
Kadınlar artık bunun için çalışıyor.
Bakınız: Nil Karaibrahimgil. İki yıl önce kız çocukları gelin olmasın diyen Sezen Aksu, Sertab Erener...
Şarkılar, şiirler ama en çok da kadınlar...
Bu dünyayı onlar değiştirecek. Ha bu arada Oprah Winfrey televizyon programında, bir yeni yıl zamanı seyircilerine araba veren kadın değil miydi?
Bu konuşma ile de artık taciz yok diyecekse ve başkanlığa da adaylığını koyacaksa ben oyumu veririm arkadaş.
The Color Purple filminden de “Ben Buradayım” diyen kız çocuklarının şarkısını son ses dinlerken.

Yazarın Tüm Yazıları