Popvirüs

Lale BARÇIN İMER
Haberin Devamı

Egoist’i atladık

Neden böyle oldu bilmiyorum, ama Meltem ve Eser Taşkıran'dan kurulu bu topluluğun ikinci albümü ‘‘Egoist 2’’, neredeyse arada kaynayan albümlerden biri olacaktı ki topluluk bir klip çekti. ‘‘Eyvah’’ isimli şarkıya klip çeken Egoist'in albümü gerçekten başarılı bir çalışma. Gerçi ülkemizde son yıllarda ‘‘başarı’’ tirajla ölçülür oldu, belki doğru olan bu, ama ben yine ‘‘içerik bakımından’’ başarıdan söz ediyorum. ‘‘Töreler Aldı’’ isimli şarkı, albüm için belki çok iyi bir çıkış değildi ancak grubun albümünde inanılmaz şarkılar var. Sony Müzik bence Sertab'tan sonra Meltem Taşkıran'la da yakından ilgilenmeli, çünkü Meltem inanılmaz bir sese sahip. Çok iyi bir prodüktöre ihtiyacı var o kadar...

Ayşe Tütüncü’den çeşitlemeler

Uzun zamandır büyük bir zevkle dinlediğim bir albümden nihayet söz etmek mümkün oldu. Ayşe Tütüncü Perküsyon Grubu'nun ‘‘Çeşitlemeler’’ adını taşıyan albümü. Ada Müzik etiketiyle çıkan albümde çoğu eser Tütüncü'nün tarafından yorumlanmış. Hasta Sempre'den başlayarak Chick Corea'nın ‘‘Children Songs No. 1’’ı ve Jan Garbarek'in ‘‘Doors’’una kadar inanılmaz şarkılar yer alıyor albümde. Kesinlikle kaçırmayın...

Hazal iyi şarkıcı

Önümde genç şarkıcı Hazal'ın albümü duruyor. Bu onun üçüncü albümü ve bence bu albümüyle nihayet tarzını oturtmayı başarmış. Hazal'ı ve albümünü ciddiye alıyorum, çünkü onun güzel bir sesi var. İyi bir şarkıcı. Albümüne gelince A yüzünü sevdim diyebilirim. ‘Sürgün Aşkımız’, ‘Parayla Saadet Olmaz’, ‘Yastayım’ gibi şarkıları kastediyorum. B yüzünün beni çok mutlu ettiğini söyleyemem. Ama her şarkıda Hazal'ın gerçekten bu işi sevdiğini hissedebiliyorsunuz. Albümde yer alan müzisyenlere ve düzenlemelere de bakılınca ortalamanın çok üzerinde başarılı bir Türkçe pop albümü çıkıyor ortaya. Ben her gün dinlemem belki, ama bu tarzı sevenlerin bunu yapmasında bir sakınca görmüyorum.

Hakan haklı

Geçtiğimiz perşembe günü Kelebek'te Pınar Yılmazerler'in Hakan Peker'le yaptığı röportajı çok ilginç buldum. Hakan pek çok konuda meslektaşlarının pek cesaret edemeyeceği açıklamalar yapmıştı. Bunlardan en ilgimi çeken ve Peker'e hak verdiğim cevaplarından biri şuydu. Pınar sanatçılarımızın adlarını Avrupa'da duyurmak konusunda neden başarılı olamadıklarını soruyor. Hakan Peker de, ‘‘Çünkü aslında istemiyorlar. Kimse bir şey yapmak istemiyor. Çabalamazsan Avrupa'da seni kim ister. Kaç kişi böyle bir zahmete girer. Burada yeteri kadar para kazanan, rahatına bakıp hiçbir yere gitmez. Farklı bir kültüre kendini ispat etme riskine girmez’’ diye yanıtlıyor. Doğru, doğru söylüyor. Aslında...

Yazarın Tüm Yazıları