Amerika'yı değil Türkiye'yi seçin

TENİSTE başarılı olan, gelecek vaadeden gençlerimiz belli bir noktadan sonra bir yol ayrımına geliyor...

Haberin Devamı

1- Okul yaşamını noktalayıp profesyonel tenisçi olmak.
2- Yurt dışında bir üniversitede burs kazanıp, eğitim ve tenis yaşamını orada sürdürmek.
Her iki tercihte de gençleri önemli sorunlar bekliyor... Birinci madden başlayacak olursak; biz ne yazık ki, profesyonellik kavramını anlamış değiliz. Profesyonel olmak istiyoruz ama profesyonelce yaşamayı bilmiyoruz. Profesyonel olmak sadece günde birkaç saat tenis oynamak ve kondisyon antrenmanları yapmak değildir. Tüm hayat tarzınızı (uyku, yemek, sosyal yaşam vs.) değiştirmeniz ve tenisi bir meslek olarak kabullenmeniz gerekir. Bunu son dönemde Marsel İlhan, Çağla Büyükakçay, İpek Şenoğlu gibi birkaç tenisçimiz başarabildi. Fakat takdir edersiniz ki, bu sayı son derece az.
Şimdi gelelim yurt dışında burslu okuma sevdasına... Genç tenisçilerimizin en büyük hayali Amerika’da bir üniversite bursu kazanmaktır. Eğer çok iyi bir üniversite kazanılmışsa, bu tercihe saygı duyarım. Ancak bizde de artık çok iyi üniversitelerin olduğu ve bunların burslu okuma imkanı tanıdığı da bir gerçek. Bütün bu üniversitelerin tenis sahaları bulunuyor. Hatta Üniversitelerarası Tenis Ligimiz bile var. Süper Lig, Birinci Lig ve İkinci liglere yaklaşık 100’e yakın üniversite takımı katılıyor.

Haberin Devamı

TENiSi ORALARDA İLERLETEMEZSİNİZ


GENÇ tenisçilerimizin Türkiye’deki üniversiteleri tercih etmesi için yeterli sebep fazlasıyla mevcut. Fakat, üniversitelerimizin de tenise daha fazla yatırım yapması gerektiği düşüncesindeyim. Bakın, ülkemizde bir tenis antrenörü patlaması var. Üniversiteler, tam zamanlı çalışacak maaşlı antrenörler istihdam edebilir. Bu antrenörler tenis takımları kurup yaş grupları turnuvalarını izler ve gelecek vaadeden lise öğrencilerini kendi üniversitelerine kazandırabilmek için burs imkanları sunabilir.

Bütün bunları yapabilirsek, yetenekli gençlerimizin ülkemizde kalmalarını sağlayabiliriz. Böyle bir durum da Türk tenisine çağ atlatır. Genç tenisçiler elimizin altında olacakları için, milli maçlara ya da kulüp maçlarına kolayca gidip gelebilirler. Amerika’daki üniversiteden izin almak, sporcuyu buraya getirip geri göndermek gibi zorlu ve masraflı işlerden kurtulmuş oluruz. Ayrıca, şunu rahatlıkla söyleyebilirim; ben, Amerika’ya gidip de tenisini orada ilerleten bir tenisçi göremedim. En fazla formlarını muhafaza edip döndüler.

 

Yazarın Tüm Yazıları