Amerika, Amerika...

ÖZAL da böyle cümbür cemaat çok gitmişti Amerika'ya... Hele Körfez Savaşı sırasında ona da ‘‘Dile bizden ne dilersen’’ diye çok söylenmişti.

Ama aradan günler, aylar geçmiş, beklediklerimizden hiçbiri gelmemişti.

Bir söyleşide CNN muhabiri sormuştu cumhurbaşkanına:

‘‘Amerika vaat ettiklerini verdi mi?’’

Özal
hafif boynunu bükmüş ‘‘Gürledi ama bir türlü yağmadı’’ demişti.

Sonuç: Bir koyup nasihat almıştık. Dilerim bu kez öyle olmaz.

Neyse...

Bütün umutlarımızı bağladığımız bu süper ülkeyle ilgili bazı ilginç bilgiler verelim.

Amerika ile yıllık 7 milyar dolarlık alışveriş yapıyoruz. Biz onlara 3 milyar dolarlık mal satıyoruz, onlardan 4 milyar dolarlık mal alıyoruz.

1 milyar dolar içerdeyiz.

Bu alışverişe silah dahil değil. Amerika'ya silah alımı nedeniyle birikmiş 5 milyar dolar borcumuz var. Silinmesini istiyoruz ya bakalım.

Biz bu dengenin düzeltilmesini istiyoruz; onun için Başbakanımız diyor ki, ‘‘Bize yadım etmeyin, bizimle ticaret yapın’’.

Yani bizden daha çok mal alın, bize daha çok turist gönderin, işadamlarınız gelip yatırım yapsınlar.

Özal da bunları söylemişti. ‘‘Olur molur’’ diye bol bol gürlemişti Amerika, ama bir türlü yağmamıştı.

* * *

Oysa Amerika o kadar büyük bir ülke ki, dokunsa bizi abat eder.

Şunun için: Bu dev ülke yılda tam 1 trilyon 200 milyar dolarlık ithalat yapıyor.

Bizden aldığı mal bu ihracatın sadece ve sadece binde dördü ediyor.

Şimdi eğer Ecevit'e yapılan vaatler Özal dönemindeki gibi gürlemede kalmaz yağmura dönüşürse, Türkiye'nin ihracatı patlama yapar.

Amerika'da tüketim inanılmaz boyutlarda. Türkiye, Amerika'ya mal yetiştirmekte ciddi olarak zorlanır.

Amerikan sermayesi konusunda ise eğer akıllı davranırsak ciddi bir yatırım atağı başlar.

Çünkü Amerikalı işadamları, Orta Asya'ya en rahat Türk ortaklarla girebileceklerini çok iyi biliyorlar.

Ama bizim bürokratik işlemler adamları yıldırıyor.

Ecevit'in vurguladığı gibi, Afganistan'ın yeniden inşasında da Türk müteahhitleri Amerikalılarla ortak çok büyük işler yapabilirler.

Sözün kısası, Amerika isterse Türkiye'yi bir daha krizlere düşmeyecek kadar sağlam bir ekonomik yapıya kavuşturabilir.

* * *

Biraz da Amerika'nın toplum yapısına bakalım.

Beyazlar, yani Avrupa kökenli insanlar Amerikan halkının yüzde 71'ini oluşturuyor.

Güney Amerika kökenliler, yani Hispanikler yüzde 12'sini, siyahlar da yüzde 13'ünü...

Amerikalıların yüzde 85'i Hıristiyan.

Devlet çok zengin, buna rağmen yoksulluk tamamen kazınmış değil. Örneğin, yoksulluk sınırı olarak kabul edilen yıllık brüt 16 bin 600 dolar gelirin altındaki aile oranı yüzde 10'a yakın.

İşsizlik yüzde 4 civarında.

Her dört ABD'liden biri 18 yaşın altında. Her 8 ABD'liden biri de 65 yaşın üzerinde.

Ülkede 100 yaşın üzerinde olan 64 bin kişi var. Bu rakamın 2050 yılında 800 bine ulaşacağı hesaplanıyor.

Yani Amerikalılar epeyce uzun ömürlü.

Tanrı onlara daha uzun ömürler versin. Versin de, bizi de unutmasınlar.

Bizimle bol bol ticaret yapsınlar.
Yazarın Tüm Yazıları