AKP’den sonraki Türkiye

TÜRKİYE’deki son siyasi gelişmeleri anlamamız için herhalde siyaset mühendisliğine ihtiyacımız var. Belirsizliği belirli hale getirmek analiz gerektiriyor.

Sisteme giren, sistem içinde işlem gören ve sistemden çıkan olarak bir düzeni aklımızda canlandırırsak anlamak kolaylaşır.

Türkiye’yi bir kazana benzetirsek; kazanın içine girenler ve çıkanlar vardır. Girdiler kazanda bir muamele gördükten sonra çıkarlar.

Önce bu kazana yani sisteme girenlere bakalım. ABD ve AB’nin siyaseti bu sisteme giren temel etkinliktir. Ama bununla kalmamaktadır. ABD ve AB’nin himayesinde ’Kukla Kürt Devleti’ 22(Barzanileşme) ve Ermeni siyasetini de görmeliyiz. Bu kazana yani sisteme giren diğer temel girdi ise ekonomik krizdir. Bu kazana başka iki unsur daha girmektedir. Türk halkının talepleri ve Ordu alt kademelerinden Türkiye’nin içine düştüğü ortama olan tepkilerdir.

Kazana girenleri yani sisteme girenleri tanımlamış olduk. Şimdi de kazanın içinde ne var diye bakmalıyız. Kazanın içinde egemen sınıflar vardır.

Kazanın yani sistemin içine giren bu birbiri ile uyuşumlu olmayan girdiler kazan içindeki var olanı ayrıştırmaktadır. Yani egemen sınıflar kendi içinde ayrışıma tabi oldular. Başka şekilde ifade edersek: Egemen sınıflar bölündü.

Temsili olarak söylersek, bu bölünmede bir tarafta ’kapatma davası’ var. Diğer tarafta ’Ergenekon davası’ vardır. Çünkü, bu iki davanın temsil ettiği programlar birbirinin zıttıdır.

AKP’den sonra ki Türkiye’nin ne olacağına bu dinamikler karar verecektir.

Bu durumu halkın lehine çevirebilmek için halktan yana programı olan bir örgütlenmenin bu oyuna müdahil olması gerekir.

İşte ’Ergenekon tertibinin’ temel nedeni de budur. Bu oyunu bozacak olanları oyunun dışına atmaktır.

Bülent ESİNOĞLU

Çankaya Belediyesi hiç çaba göstermedi

CUMHURBAŞKANLIĞI Köşkü’ne 5-10 dakika mesafede ve Turan Güneş Bulvarı’na paralel konumda olan 89. Sokak’ta (Yıldızevler-Ankara) tam anlamıyla bir çevre felaketi yaşanmaktadır. Bu sokakta dört yıl önce inşaatı tamamlanan ama kendi kaderine terk edilen, çürümeye yüz tutmuş ve çöplüğe donüştürülmüş havuz, park olarak tasarlanmış ancak otoparka çevrilen ve betonlaştırılan geniş alanın büyük bir kısmında beton parkeler de kırılmıştır.

Şahsen birkaç kez Çankaya Belediyesi yetkililerine elektronik ileti göndererek şikayet ve dileklerimi bildirdim. Ne yazık ki tatmin edici bir yanıt alamadım; düzeltme yolunda en küçük bir çaba göstermediler. Özellikle bu sokakta cereyan eden güvenliği tehdit edici olayları (gece silah atılması, kavga, küfür..) Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne birkaç kez bildirdim; kısmen düzelme kaydedildi. Ancak yakın zamanda yeni bir sorun daha belirdi; bu sokakta açılan pavyon türü mekanlardan bir veya birkaçı gece yarısından sonra canlı müziği kontrolsüz olarak dışarı veriyorlar. Ses ve gürültü konusunda yapılmış yasal düzenlemeye ve çıkarılan yönetmeliklere karşın fütursuzca davranılmaktadır. Hiçbir denetimin yapılmadığı açıktır. Bu sorunları yetkililer neden görmezden gelmektedir? Bu konuda yalnızca yetkilileri görevlerini yapmaya, semt sakinlerini de duyarlı olmaya davet ediyorum.

Prof.Dr. Sinan SÖNMEZ

Devlet Hastanelerinde hani sünnet bedava yapılıyordu

BEN bir vatandaş olarak devlet büyüklerimizin söylediklerine inanmak isterim. Bakanlar Kurulu bir karar aldı ve erkek çocukların devlet hastahanelerinde ücretsiz sünnet edilmesi kararı çıktı. Ben ve eşim bu gün Marmaris Devlet Hastahanesi’ne küçük oğlumuzu sünnet ettirmek için gittik. Bize orada çocuk cerrahı sünnet yapıyor dediler. Gittik baktık, kapısı kilitli doktorlar odasına gittik, orada oturuyor. Dedik ki biz çocuğumuzu sünnet yaptırmak istiyoruz. Adı Operator Dr. Şenay Kurtuluş olan doktor randevu alın, dedi. Tamam alalım, ne zamana istiyorsanız alalım. Yok dedi, ben sünnet yapamam haftaya buradan ayrılıyorum, dedi. Sonra öğrendik ki izinli ayrılıyormuş. İsrarlarımıza rağmen ve hiç bir hastası olmamasına rağmen bizim talebimize cevap vermedi. Başhekime çıkmak istedik yokmuş, şehirdışında imiş... Yardımcılarını aradık bulamadık. Genel cerrah olan başhekim yardımcısı biz yapamıyoruz, ürolog yapsın dedi. Ama ürlog da 10 günlük izinde imiş. Yani orada bize yardımcı olabilecek kimseyi bulamadık.

Bu bir yıldırma ve insanları özel hastahaneler yönlendirme değil midir?

Sn. Başbakana ve Sn. Sağlık Bakanına şikayetimdir.

Haydar ÖKSÜZ

GÜNÜN SÖZÜ

"Tuzla’da yaşananlar için Bakan Zafer Çağlayan dış mihrak aramaya kalkışmasın. Sorumlu mihrak Sayın Bakan’ın içinde bulunduğu hükümettir. Sayın Bakan dış mihrak arayacağına bakan arkadaşı Çelik’in yüzüne baksın, sorumluyu görür. Sorumlu karşısındadır."

(CHP Genel Sekreter Yrd. Mehmet Sevigen)
Yazarın Tüm Yazıları