ABD, Ankara’nın ne yaptığını anlayamıyor

Washington’ unda kafası karışmış gibi görünüyor. Ankara’nın birkaç hafta önceki tutumu ile şu sıralardaki yaklaşımına tam teşhis konulamıyor. Bu hafta, ABD Genelkurmay Başkanı ve İngiliz Savunma bakanı’nın Ankara ziyaretlerinde en çok bu konulara açıklık aranacak.

Ankara’ nın Irak konusundaki yaklaşımı, giderek netleşeceğine aksine giderek karışıyor. Kamu oyunun her ayrıntıyı bilemesine gerek yoktur. Ancak , bir politikanın ana hatları kamu oyuna ne kadar iyi anlatılır ve benimsetilirse, uygulama o oranda başarı kazanır.

İktidar partisi konuşmasına konuşuyor da, ne demek istediği bir türlü anlaşılamıyor. İşin daha da tehlikeli yanı, son gelen haberlere göre Washington da anlayamıyor.

Bush yönetimine çok yakın isimlerle konuştum ve hepsinden aynı yanıtı aldım:

“…Türkiye ‘ nin yaklaşımını bir türlü çözemiyoruz. Bir ara son derece olumlu sinyaller aldık, ardından garip bir tutum izlenir oldu. Ankara ne yapmak istediğini saptamadıkça da, biz planlarımızı tamamlayamıyoruz…”

Beyaz Saray ve Pentagon’ dan ilk defa homurtular duyuluyor.

Washington‘daki bu rahatsızlığın temelinde, AKP’ nin iktidar olduktan sonra, özellikle Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyareti sırasında verdiği mesajlar yatıyor. Bush yönetimi bu mesajlardan “Türkiye’ nin Irak konusunda ABD ile birlikte hareket edeceği” sonucuna varmış. Kendini de buna göre hazırlamış. Şimdi ise, alınan mesajlar daha mesafeli bir yaklaşımı yansıtıyor. Bir türlü son söz söylenmiyor, sürekli yeni istekler ortaya atılıyor ve karar erteleniyor.

Bu tutum da Washington’ u giderek geriyor.

Ankara ile Washington arasında belli başlı dört sorun var:

- Savaş zararlarının karşılanması : Türkiye’ nin beklentileri ile ABD’ nin vermeye hazırlandığı destek konusunda henüz görüş birliğine varılmış değil. Washington’ da, Türkiye’ nin abartılı isteklerde bulunduğunu, neredeyse ekonomisini Irak harekatı sayesinde düzlüğe çıkartmaya çalıştığı havası esiyor. Türkiye’ nin beklentisi ise, Bush yönetiminin Türk ekononomisinde bir sıkışma yaşandığı taktirde destek olacağına dair kesin bir açıklama yapması ve aynı zamanda da, içeriği belirlenecek bir fon oluşturulması. Yaklaşım ve beklentiler arasında taraflar arasında farklar hala var.
- İkinci nokta, 2 inci cephe ( Kuzey Irak) açılması ve bunun içinde Türkiye’ ye 60-90 bin arasında asker yığılmasıyla ilgili. Türkiye böylesine büyük bir cephe açılmasına ve Türkiye’ ye geçici dahi olsa asker yığılmasına karşı çıkıyor. Bu bir NATO operasyonu olmadığı için TBMM kararı gerektiği, bu olasılığında hem hükümeti hem de AKP’ yi böleceği, altından kalkınılması çok güç sorunlar yaratacağı Washington’a net şekilde bildirildi.

- Üçüncü nokta da, Ankara’ nın gerektiği taktirde K. Irak’a asker sokmak istemesi. Amerikalılar, Türk askerinin K.Irak’a girmesine taraftar değiller. Kürtlerden gelen tepkiyi dikkate alıyorlar. Harekatla birlikte, Türk askeri’ nin bölgeye yayılmasından, bunun üzerine İran’ın harekete geçmesinden, daha da önemlisi Kürtlerle bir çatışma doğmasından kaygılanıyorlar. Bu olasılığın bütün harekatı bozmasından çekiniyorlar. Türk tarafı ise, Musul- Kerkük petrollerinin Kürtlerin eline geçmesi durumunda, bağımsız bir Kürt Devleti kurulmasını kaçınılmazlaştıracağına inanıyor. Washington’ un sözlü güvenceleri yeterli bulunmuyor. Ankara, bu olasılığa karşı kendi askerini tercih ediyor.

- Dördüncü nokta, Türkiye’nin bu harekat sırasında işbirliği yapmayı, BM Güvenlik Konseyi kararı koşuluna bağlaması. BM denetçileri bir şey bulamadıkları taktirde, Bush yönetimi her şeye rağmen müdahele ettiği taktirde, Ankara işbirliğini kabul edemeyeceğini Washington’a bildirdi.

Ankara kararını resmen vermekte aceleci davranmak istemiyor. BM denetçilerinin raporlarını verecekleri 27 Ocak gününe kadar beklemek istiyor. Bu durum da Washington’u rahatsız ediyor. Homurtular giderek artıyor. Bunu dengeleyebilmek için, üslerin gözden geçirilmesi, büyük olasılıkla bu hafta başlatılacak. Bu şekilde sinirler yatıştırılmaya çalışılacak. Anlayacağınız, işler sanıldığı gibi pespembe gitmiyor.

* * *

GÜL İLE ERDOĞAN ARASINDAKİ FARK

Cumartesi geceleri dışarı çıkmaz ve siyasetten manzaralar konusunda bilgilenmek isterseniz önerim, CNN TÜRK’te her haftasonu 22.05 ‘ten itibaren yayınlanan, Tayfun Ertan’ın SÖZ SİZDE programını izlemeniz olur. Ele aldığı konular, ele alınış şekli , konukları, stüdyosu ve kurgusuyla çok hoş bir program. Bu haliyle de rakipsiz.

Geçen cumartesi akşamı, konu AKP hükümetinin durumu idi.

Oktay Ekşi, Derya Sazak ve Fehmi Koru son derece düzeyli değerlendirmeler yaptılar.

Hele Koru’ nun Gül ve Erdoğan arasındaki yaklaşım farkını anlatışı en ilginciydi.

Koru’ ya göre, Başbakan Gül’ün eski deneyiminden kaynaklanan , Devlet içindeki dengelere daha dikkat eden, sorunları devlet kurumlarını gözeten bir yaklaşımı var. Hatta örnek olarak, Kıbrıs sorununu Denktaş ile birlikte çözme eğilimi gösterildi. Konuşma şekli, seçtiği kelimeler ve genel tutumuyla daha bir devlet adamı izlenimi verdiği de açıkça ortada.

Erdoğan ise, yine Koru’ nun benzetmesine göre, daha çok bir “sivil toplum örgütü lideri” gibi davranıyor.

Gerçekten de nefis bir niteleme. Erdoğan’ ın konuşma şekli, seçtiği kelimeler, genel yaklaşımı, Gül’ den çok farklı. Örneğin Gül, Kıbrıs’ ta Denktaş’ lı çözümden yanayken, Erdoğan çözümün Denktaş olmadan da bulunabileceğini açıkça söyleyebiliyor.Adeta bir muhalefet partisi başkanını andırıyor.

Acaba hangisi daha iyi ?

Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır, ancak Koru’ ya göre, bu iki liderin çevreleri de tutumlarını etkiliyor. Birinin etrafı Başbakanlık bürokrasisi, diğerinin ki daha çok partililerden oluşuyor. Koru’ ya göre, Erdoğan ‘ da Başbakanlığa geldikten sonra değişecektir.

Koru, AKP’ye çok yakın bir yazardır. Değerlendirmelerindeki denge , bu açıdan çok yerindeydi.

*** *** ***

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları