55 yaşın üzerinde 10 milyon 'kıdemli' vatandaşımız oldu

2004 yılı başında Ankara'daki Akyurt Vakfı ve Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi Vakfı (KASEV) bir araya gelerek Türkiye Yaşlılık Konseyi Derneği'ni (TÜRYAK) kurmuşlar.

Dernek başkanlığına da Ankaralı işadamı Mete Bora getirilmiş... İlk açıklamasını dün yapan Bora, Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığını hatırlatıyor ve yaşlılıkla ilgili sosyal politikaların oluşturulması gerektiğine dikkat çekiyor.

Türkiye'de 55 yaş üstü nüfusu 10 milyona ulaşmış. Dernek bunu 'kıdemli vatandaş' olarak nitelendiriyor. Gelişmekte olan ülkelerde 60 yaşın üzerindekilerin toplam nüfusu oranı %20'yi buluyor.

Şimdiye kadar övünülen genç nüfusun oranının giderek azaldığını, yeni politikaların zorunluluk olarak önüne çıktığını belirten Bora şunları söylüyor:

"Yaşlı insanların sorunlarının ve gücünün farkında olan bir üst örgütlenme olarak kurulan TÜRYAK; yaşlıların, yaşayan değerler olarak toplumdaki rolünü etkinleştirmeyi ve toplumun tüm çevrelerini bir araya getirecek bir sinerjiyle yaşlılığın önemini gerçekten benimsetmeyi hedefliyor.

Bunun için de yaşlanan nüfusumuz için sosyal politikalar üretilmesi; birçok alanda yaşlı insanların deneyim ve uzmanlıklarından yararlanma kanallarının açılması; kıdemli vatandaşlarımıza yönelik yatırımların artırılması gerekiyor."

Türkiye'nin önünde bir sorun daha; özürlüler kadar bu kesime de duyarlı olmak gerekiyor.

Irak’ta sadece ceset sayıyoruz

GÜNLERDİR,
haftalardır TV ekranlarında ve gazete sayfalarında Irak’ta kaçırılan ve rehin alınan insanların dramını izliyoruz. Türkiye açısından tatsız ve utanç verici bu manzaralar dikkati çekiyor.

Irak'ta bugüne kadar 49 Türk vatandaşı öldürüldü, 63'ü de yaralandı; rehinelerin sayısı ise her zaman değişiyor. Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani, Habur'un karşısındaki Halil İbrahim gümrük kapısında Türk şoförlere inanılmaz engellemeler çıkartıyor; Türk kamyonlarını haraca kesiyor...

Bursa'dan Cahit Serakeser adlı okurumuzun gönderdiği e-mail'i okudukça, Türkiye olarak ne kadar 'güçsüz' ve 'duyarsız' olduğumuz dikkati çekiyor. Mesajda diyor ki:

"İngilizce bildiğimden, çoğu İngiliz yabancı TV kanallarını dikkatle takip ediyorum. Son günlerde İngiltere kamuoyunun ve hükümetinin en çok uğraştığı konu ne, biliyor musunuz? Irak’ta kaçırılan ve rehin tutulan İngiltere vatandaşı..

Peki Fransa’da, yine Irak’taki rehine iki gazeteci... İtalya’da da iki İtalyan yardım görevlisi hanımın kaçırılması da aynı şekilde gündemde...

SEFERBER OLDULAR

Bu hükümetler, adeta tüm işlerini güçlerini bırakıp bu insanlarını kurtarmak için seferber oldular. Parlamentoları sürekli bu konuyu müzakere etti. Yazılı ve görsel medya bu konuyu hiç manşetlerinden indirmedi. İki İtalyan serbest bırakıldı. Serbest bırakılmalarının ardından bizzat Başbakan Berlusconi’nin Kral Abdullah’ı bile devreye sokup yaptığı temaslar olduğu söyleniyor. İngiliz rehine için Tony Blair’in, Yaser Arafat ve Kral Abdullah, Hüsnü Mübarek, İranlılar dahil telefon açmadığı kimse bırakmadığı biliniyor. Fransızlar için Chirac tüm mesaisini harcıyor.

YAZIKLAR OLSUN

Peki, savaşa neredeyse birlikte girecek kadar ABD’nin en yakın ve sadık müttefiki Türkiye ne yapıyor? Hepimiz biliyoruz.. Vatandaşlarımız birer birer rehin alınır ve kurban edilirken, hükümetimizle, medyamızla, kamuoyumuzla sadece ceset sayıyoruz.

Yazıklar olsun! Utanmayı ne zaman öğreneceğiz? Ne zaman?"

Buna eklenecek bir söz var mı?

AB bizi bozar

AB'
ye girmek için yoğun bir çaba gösteren Türkiye ne durumda?

Ayağınıza bir şey yapın ayakkabınız neredeyse ayağınızdan çıkacak. Kocaman bir sakız. Pes be bu hangi ağızdan çıktı? Her tarafta sigara izmaritleri. Doğarken ağzında sigara mı vardı? Balgam ve tükürükler. Dağdan mı indin be adam! Cep telefonu kulağında abuk sabuk konuşmalar ve el kol hareketleri. Seni dinlemek mecburiyetinde miyiz?

Yolda yürürken gördüğümüz olumsuzluklar bunlarla bitmiyor tabii. Yaya kaldırımında işportacılar, dilenci ve yan kesiciler, kapkaççılar vs.... Vallahi ne kadar hareketli insanlarız...

Bu kadar medeni ve hareketli insanları AB alamaz. AB bizi bozar. AB bize yavan gelir. AB çok çalışacak bu marifetleri kazanacak ki biz AB'yi kabul edelim.

Yakın zamanda AB'ye 10 devlet dahil edildi. Toplam nüfusları 70 milyon civarında. Hoppala, sadece Türkiye 70 milyon. Ufacık ufacık devletler birleşmiş bize ne canım. Biz çok büyüğüz. Onlar bize yalvarsın. Onlar bizim şartlarımızı kabul etsin.

Köşe başında bir lokantanın önünde tabela: Beyinli kelle 3.5; beyinsiz kelle 3 milyon. Demek ki beyinli olmaya fazla gerek yok. Alt tarafı 500 bin fark var. Bir simit parası. Niye Avrupalıya yalvarıyoruz? Aramızda bir simit farkı var. Adam başı bir adet susamlı simit veririz olur biter; oluruz AB'li... Nasılsa çok simitçi fırınımız var. Onlarda 2 simit+ 1 çay=1 milyon diye tabela asmaktan kurtulurlar.

Sabri TOPÇU-BEŞİKTAŞ

GÜNÜN SÖZÜ

"HER konuda seçeceğiniz insanlarda üç özellik arayınız: 1- Dürüstlük, 2-Zeka, 3-Enerji... Eğer birincisi mevcut değilse, diğer ikisi sizi yok eder!..."

(Prof. Dr. Acar BALTAŞ)

MESAJ PANOSU

YILDIZ
Posta Caddesi’ndeki kavşak çalışması nedeniyle yaya geçidi kaldırıldı, aradan 2 yıl geçti. Karşıya geçmek için arabaların arasında cambazlık yapıyoruz; nereye başvursak ses gelmedi. İnsana önem vermeyen yönetimlerden bıktık; iki satır yazın belki bir yetkili okur. Sadun CEBECİ

İETT
son üç yıldır öğrenci sırtından da para kazanıyor. Her yıl pasoları 5 milyon karşılığında yenileyerek trilyonlar kazanıyor. Yüzbinlerce basılan bir kartın maliyeti 100 bin lirayı aşmazken İETT öğrencilere yaslanarak bütçesini iyileştiriyor. Acaba özelleştirdiği otobüslerde herkese bilet kesilip kesilmediğini kontrol ediyor mu? E. E.

GÖLCÜK Tersanesi'ne personel alımı (250 kişi) yapılıyor. Aranılan önemli şart DİS 2000 Sınavı'na girmiş olmak; fakat bu sınava sadece Kocaeli'nde girmiş olmak... Gölcük'te oturuyorum ama sınava o dönemde öğrenci olduğum için Adapazarı'nda girdim ve yüksek bir puan aldım. Fakat işçi bulma kurumuna müracaatım dahi kabul edilmiyor; Kocaeli'nde sınava girmiş olmam gerektiği söyleniyor. Sadece Kocaeli'nde sınava girmiş olmak şartı şehirler arasında ayrımcılık yapmak ve anayasaya aykırı ve yanlış bir durum değil midir?

Faruk DEMİRTAŞLAR
Yazarın Tüm Yazıları