50 gün oturacağım eğer yetmezse kendimi köprüye zincirleyeceğim

Tiyatro oyuncusu Tuna Arman, yarın bir oturma eylemine başlıyor. İzinlerini tamamladı, destekçilerini yanında aldı.

4 Ekim’e kadar tam 50 gün Beyoğlu Galatasaray Lisesi’nin önünde oturacak. Derdi, hayvanlara eziyetin, tecavüzün ve hayvanların öldürülmesinin hapisle cezalandırılmasını sağlamak. Çünkü Türkiye’de hayvana karşı işlenen bu suçların cezası en fazla 300 lira. Eğer maktul sokak hayvanıysa ceza bile yok
Mehmet ÖZDOĞAN

Bugüne kadar kaç hayvan beslediniz?
- Bir buçuk yaşımda Sapanca’da oturduğumuz evin merdivenlerinde, patatesimin yarısını bir köpekle paylaşmışım. O zamandan beri var bu aşk. Ailem pek sevmezdi hayvanları. Sokakta, merdiven altında hep gizli köpek ve kedilerim olurdu. Bugüne kadar 30’un üzerinde hayvanı evimde beslemişimdir. Yüzlerce de sokakta var; onları saymıyorum.

Böyle koyu bir hayvansever olmak insana neler kaybettiriyor?
- Birçok şey. Mesela ailem dahil herkesin gözünde pis kadınım ben. Hayvanseverlere hemen deli damgası vuruluyor. Karşı komşum bile bir şey dese, susmak zorunda hissediyorum. Neyse, varsın ‘deli’ desinler. Bu ülkede delirmeden hiçbir şey başaramıyorsun. E tabii ilişkilerimde de kayıplarım oldu. Oğlumum babası sevmezdi. Her gün kavga çıkardı evde bu yüzden. Hatta şimdi, “Kendin pistin, oğlanı da pis yapıyorsun” diyor. Oğlum Sinan, benden de manyak çünkü.

Hayvanlara tecavüz etmenin veya hayvanları öldürmenin cezası farklı mı?
- Şaka gibi bir sistemimiz var. Bir kere zarar gören hayvanın sokak hayvanı olmaması gerekiyor. Sokak hayvanıysa, sıfır ceza. Bu bana çok ağır geliyor. Neyse, diyelim sahipli bir hayvan söz konusu. İster öldür, ister tecavüz et, ister sakat bırak; 5199 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre cezası 300 lira. O da ispatlanırsa tabii. Bir köpeği öldürmekle, bir insanın malına zarar vermek aynı cezayı gerektiriyor. Çünkü kanuna göre hayvan sadece bir eşya.

Bunu yapanların sicillerine de böyle birşey işlenmiyor haliyle?
- Kesinlikle işlenmiyor. Köpeğe tecavüz eden, kediyi öldüren sapık, çocuğa ne yapmaz? Bu adamın akıl sağlığının yerinde olmadığı açık. 300 lira ceza alıyor, sonra yine sokakta. Ne bir tedavi görmeye zorlanıyor, ne de bu suç sabıkasına işliyor. Bu tehlikeli yaratıkla aynı bakkaldan alışveriş yapmayı, aynı otobüse binmeyi hazmedemiyorum. Onun yeri hapis.

BUGÜN HAYVANA YARIN SİZE

Başka kanınızı donduran olaylar var mı?

- Bugün bir kedinin kafasına yüzlerce kere tekme atıldığını duydum. İzmir’de bir adam bir köpeği üç gün eve hapsedip, defalarca tecavüz etmiş. Şimdi nerede? Sokakta. Bütün bilim adamları söylüyor. Seri katillerin büyük bir çoğunluğu, ilk olarak hayvanlara zarar veriyor. En son Amerikan Psikiyatri Derneği’nin raporunda okudum.

Halk bunu bilmediği için mi bu suçlar yüksek sesle konuşulmuyor?
- Kesinlikle bu yüzden. Bakın mesela geçenlerde bir polis dedi ki, “Yakalıyoruz sapığı, nezarethaneye sokuyoruz. Ama kanun yetersiz. Ertesi gün salıvermek durumunda kalıyoruz.” Sadece polisler değil, bu vahşetin cezasız kaldığını bilen herkes çok tepkili.

Neden oturma eylemi? Ne kadar sürecek?
- Elimden gelen her şeyi yaptım ama sonuç alamadım. Eylem yarın başlıyor. 4 Ekim Hayvanlar Günü’ne kadar tam 50 gün boyunca sürecek. Her gün 15.00 ve 19.00 arasında oradayım. Dört saat izin vermişler. Bence eylem güzel geçecek. Bakın sadece iki hafta oldu eylem fikri ortaya çıkalı, binlerce destekçim var. Eş zamanlı olarak 10’a yakın il ve ilçede de oturma eylemleri başlıyor. www.dostlarimizicin.com internet sitesi günde binlerce kez tıklanıyor.

Peki eylemden sonra ne olacak?
- 4 Ekim’de oturma eylemi yapıp, imza kampanyası toplayan herkes farklı şehirlerden Ankara’ya hareket edecek. Bu imzaları Adalet Bakanlığı’na ileteceğiz. Başbakan Erdoğan’dan da randevu almaya çalışıyoruz.
Tuna Arman, tiyatroya ve televizyona yıllarını vermiş bir oyuncu. Komşularından gizli gizli evinde dört köpek, üç kedi besliyor. Köpeklerinden biri kör. Diğer evcil hayvanlarının çoğunu ya çöpten çıkarmış, ya da sokakta bulmuş. Ona deli damgası vurmuşlar, pis demişler ama umrunda değil. Kör köpeğinin bulaşık makinesini açıp tabakları yalamasını, kedisiyle köpeğinin yan yana dolaşmasını izlemek yetiyor ona. Bir köpeğin tecavüze uğradığını duyunca hıçkırıklara boğularak ağlıyor. Yetkililere sesleniyor: “Bu hastaları tıkın bir yerlere, yoksa bir gün sizin de canınızı yakacaklar.”

Size ne dense, ‘Tamam, amacım buydu’ dersiniz?
- Hayvana karşı şiddet, taciz, tecavüz uygulayan, onları öldürenlerin en az birkaç yıl hapis cezasıyla yargılanması ve zorunlu tedavi altına alınmasına ‘tamam’ derlerse; ben dünyanın en mutlu kadını olurum.

Diyelim on binlerce imza topladınız ama sonuç çıkmadı. Ne yapabilirsiniz daha fazla?
- Geçenlerde Reyhan’la (Karaca) bir işkence haberine delirdik. Ciddi ciddi Boğaziçi Köprüsü’ne kelepçeleyecektik kendimizi. Bu eylem sonuç vermezse onu da yaparım.

YURTDIŞINDA 10 YIL HAPİS VAR

Biz, köpeği öldürene 300 lira bile ceza veremezken, yurtdışında bir adam sadece köpeğini yanlış beslediği için 3 bin Avro ceza alıyor. İşkencenin, tecavüzün cezası zaten hapis. 1 yıldan başlıyor 7-8 yıla kadar çıkıyor. Bir de zorunlu tedavi ve para cezası ekleniyor. Mesela ABD çok katı. Hayvana işkencenin cezası 10 yıl hapse çıkıyor. En az para cezası da 5 bin dolar. İnsanlar beni yolda çevirip, ‘Cezanın bu kadar az olduğunu bilmiyorduk’ diyorlar. Eminim bilmeyen milyonlarca insan var.

TEDAVİ Mİ TECAVÜZ MÜ

İnternette ‘adaklık kedi var’ ilanları görüyorum. İnsan nasıl delirmez? Bu çocukların hepsi 18’in altında. En son yaşadığım olay... 15 yaşında satanist bir kız çocuğu. Kestiği kedileri internet sitesinde yayınlayacak kadar ileri gidiyor. ‘Yavru kedilerinizi istiyorum’ gibi şeyler yazıyor. Ve bu çocuk, Türk Ceza Kanunu’nda hayvana zarar tanınmadığı için kedileri kesmeye devam ediyor. Kimse bir şey yapamıyor. Bir de ‘hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek, cinsel hastalıklara iyi geliyor’ söylentisi var. Söylerken bile tüylerim diken diken oluyor. Onlarca ürolog açıkladı kesinlikle doğru olmadığını. Ve bu bahane bazen zanlının cezasız kalmasını bile sağlıyor.

Kediler de dipsoman olur: Potomania

Aşırı sıcak sadece sizi değil kedilerinizi de etkiliyor. Kedilerde aşırı su tüketimine bağlı çeşitli hastalıklar çıkıyor. Bu durum bazen de başka hastalıkların ya da psiklojik bir rahatsızlığın belirtisi olabiliyor

Kedilerde aşırı su tüketiminin tıbbı bir adı var: Polidipsia. Genellikle ‘polyüri’ olarak adlandırılan aşırı idrar yapmayla birlikte seyreden bir belirti. Kedilerde aşırı su tüketimi ve normalden fazla miktarda idrar yapma belirtisiyle seyreden birçok hastalık bulunur. En başta akla gelenler şüphesiz böbrekle ilgili problemler. Gerek akut, gerekse kronik böbrek yetmezliklerinde ve nefritte kedilerde su tüketimi artar. Diabet (şeker hastalığı) ve hipertyroidizm gibi endokrin sistem hastalıklarında da su tüketiminde ve idrar miktarında artış görülür.

İÇME HASTALIĞI

Karaciğer yetmezliği de kedinizin fazla su içmesine neden olabilir. Eğer kediniz dişi ve kısırlaştırılmamışsa aşırı su tüketimi, ‘pyometra’ gibi rahim iltihaplanmaları ve üreme sistemi hastalıklarının belirtisi olabilir. Kanda kalsiyum, azot ve potasyum oranları dengesizliğine yol açan hastalıklarda da su tüketimi artışı önemli bir bulgudur.
Eğer kedinize yakın zamanda kortizon, diüretik ya da bazı antibiyotikler uygulandıysa bunlar su tüketiminin artmasına yol açabilir. Herhangi bir hastalığa bağlı olmadan aşırı tuzlu ev yemekleri verilmesi de su tüketimini arttırabilir. Çok ender de olsa bazı kedilerde psikolojik bir bozukluk olan ‘potomania’ da (içme hastalığı) görülür ve bu durumda su tüketimi artar. Aşırı su içme, önemli hastalıkların belirtisi olabileceği için vakit kaybetmeden kedinizi mutlaka bir veterinere göstermelisiniz.

Pako Pano

* Bu bebeğin adı Deniz ve daha iki aylık. Tuvalet terbiyesi var, aşıları tamam, kuru mamaya da bayılıyor. Tek eksiği sıcak bir aile (532) 416 81 47

* Üç renkli minik kızlarımıza acilen yuva arıyoruz. Daha iki buçuk aylık hepsi. Oyuna bayılıyorlar. Mümkün olursa birlikte, olmazsa da ayrı ayrı onlara yuvanızı açar mısınız? (536) 437 21 46
Yazarın Tüm Yazıları