39’uncu ülke oluruz

ANKARA
BAYRAM ertesi çıkacak Kuzey Irak tezkeresi...Hemen sınır ötesi harekát anlamına mı gelecek?

Hiç sanmıyorum.

Tezkere diplomasisi önce Washington’da sınav verecek. Başbakan, ABD Başkanı Bush’a "ciddiyim" derken cebinde tezkere olacak. Bush, Barzani’yi "Türkleri tutamıyorum" diye uyarırken aynı tezkereyi kullanacak. Ama olmazsa, kimse kimseyi ciddiye almazsa...

Hükümetin kıdemli bir üyesinin söylediği gibi;

- Orada zaten 38 ülke vardı... 39’uncu da biz oluruz.

Koalisyon güçleri Irak’a BM kararı ile mi girdi, hayır! Lahey Adalet Divanı’na, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne mi sordular? Yine hayır.

Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku geçerli o coğrafyada.

O yüzden hiçbir ülkenin Türkiye’ye "dur" deme hakkı yok.

Ama ilginçtir, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti bakanı, "asmaktan-kesmekten" söz etmiyor.

Aksine, Türkiye’deki terörle mücadeleden örnek vererek konuşuyor:

- Devletin askeri, polisi, kendisini riske atıyor. Sivilleri koruyor.

- Yani?

- Teröristin peşinde koşuyor, ama halka eziyet etmiyor, adeta cerrah gibi davranıyor.

- Ya Kuzey Irak’a girilirse?

- Aynı tutum orada da sürmeli, PKK’yı Barzani, Talabani, o bünye dışlamalı.

O da geri vermiyor

DİYOR ki, "Pasaportuma uzak kalamam". Ve samimiyetle ekliyor, "Çünkü kimliğimin, kişiliğimin, özümün bir ifadesi..."

* * *

Biliyorsunuz, Türkiye’de Bakan Mehmet Şimşek’in ikinci pasaportu tartışılıyor. Ben dahil çok kişi, "Şimşek artık bakan olduğuna göre İngiliz pasaportunu geri vermeli" diye bastırıyor.

Önerimde hálá ısrarlıyım, ama yazılanlara bakınca, farkımı anlatmak zorundayım.

Mehmet Şimşek’in ikinci pasaportunu suç saymıyorum, sadece artık lüzumsuz görüyorum.

Aslında Şimşek’in ikinci pasaportu Türkiye’ye ihanet değil, aksine devlet politikası eseri.

Malum yurtdışında 4-5 milyon Türk yaşıyor. Bunlardan 900 bini tıpkı Mehmet Şimşek gibi çifte pasaportlu. Yani Türklükten ayrılmadan bulundukları ülkenin vatandaşlığına geçmiş durumdalar.

Aralarından işadamları, doktorlar, ünlü sanatçılar yetişiyor.

Politikaya atılıp çok başarılı olanlar, hükümete girenler de çıkıyor.

Hollanda’da Nebahat Albayrak, Belçika’da Emir Kır gibi.

Nebahat Hanım 40’ına basmadan Hollanda Hükümeti’nde koltuk sahibi oldu.

Ve bazılarınızın Şimşek’a ait olduğunu düşündüğü girişteki cümleler ona ait.

Çünkü Hollanda medyası, bakan olduktan sonra Türk vatandaşlığından çıkıp pasaportunu iade etmesini istiyor. Nebahat Albayrak ise direniyor.

Demek istediğim, her tartışmada madalyonun mutlaka iki yüzü olduğunu hatırlamamız gerekiyor.

Ertuğrul Özkök geçenlerde "Vatan neresi?" diye sordu. O sorunun yanıtı Nebahat Hanım’ın bırakamadığı Türk pasaportunda, Mehmet Şimşek’in işini gücünü bırakıp Türkiye’ye dönüşünde yatıyor.

Özetle diyorum ki, karışmayalım da herkes bu vatanda dünya vatandaşı standardında yaşasın.
Yazarın Tüm Yazıları