2010 için 64 etkinlik yapıldı

2010’a kim ne proje yapıyor, bu paralar nasıl dağıtılıyor adam kayırılıyor mu diye sormuştum...

2010 Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu’yla konuştum, hem bütçeleri hem de yapılan işleri gönderdi bana...

"Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızda bile bu kadar detaylısı yoktur" diyerek.

Bugüne kadar aralarında konserler, sergiler, söyleşiler olan 64 etkinlik düzenlenmiş 2010 çerçevesinde.

8 tanesine para yardımı yapılmamış.

Geri kalan 54 tanesi ise maddi olarak desteklenmiş.

Bazı projelerin bütçesinin tamamı karşılanmış, bazılarının yüzde 30’u 70’i gibi farklı oranları.

Bu 54 projenin toplam bütçesi 13.115.544 lira tutuyor.

2010 Yürütme Kurulu bunun 9.822.384 lirasını karşılamış.

Yani bugüne kadar 2010 için harcanan para 9.822.384 lira...

Nuri Çolakoğlu bu kadar uzun süreli ve büyük bütçeli işlerde tartışmaya açık projelerin olabileceğini ancak bunları en aza indirmeye çalıştıklarını söylüyor.

Ama çok daha fazla proje ortalıkta dolanıyor?

"Bu projeler dışında kalanların bizimle hiçbir organik bağı yoktur. 2010 yılı için kendi hazırlıklarını yapan kişi ve kuruluşların çalışmaları bunlar. Biz bu çalışmaları da zevkle ve gururla izliyoruz" dedi.

Yani 2010 denilen her projenin Yürütme Kurulu onaylı olmadığının altını ısrarla çiziyor.

Bugüne kadar en çok para harcanan projede medyada çok tartışılan Boğaziçi Festivali olmuş.

Boğaziçi Festivali için Yürütme Kurulu, 3.500.000 lira ödeme yapmış, yani bugüne kadar harcanan tüm paraların üçte biri kadar...

Bu festival çerçevesinde sahneye çıkan Zülfü Livaneli-Woecley Smith, Yavuz Bingöl-Civan Gasparyan, Funda Arar-Ahmet Özhan konserlerinden sanatçıların aldıkları paralara kadar bütçesi tek tek elimde...

Fahiş bir rakama rastlamadım ben...

St. Petersburg Balesi yerine, aynı isimle St. Petersburg’daki bir bale okulunun gösteri yaptığı iddiaları da basına yansımıştı.

Festival komitesinin bu konudaki incelemeleri devam ediyormuş hálá...

2010’la ilgili ilk veriler bunlar.

Ancak projelerin onayı ve organizasyonu konusunda daha dikkatli olmakta fayda var.

Mesela Boğaziçi Festivali’nde gerçekleşen Zülfü Livaneli-Woecley Smith konseri, herhalde Livaneli’nin en kötü konseriydi.

Her konseri tıklım tıklım dolu olan Livaneli Açıkhava’da boş tribünlere söyledi.

Neden?

Yeterli tanıtımı yapılmadığı için. Medyanın ve Livaneli hayranlarının haberi olmadığı için.

Sadece projeye onay vermek değil, yapılan etkinliklerin iyi organize edilip edilmediğini de denetlemeli 2010 Yönetim Kurulu...

Bundan sonraki projelerde Çolakoğlu’yla dirsek temasımız devam edecek...

Tamer ve dişi sinek

Çarşamba gecesi telefonlar, mesajlar yağmur gibi gelmeye başladı...

"Tamer Karadağlı dişi sinekle bile yan yana gelmemişti ha? Aç Fox’u izle" diyor herkes.

Altın Portakal eğlencesini yazarken Tamer’le ilgili böyle bir cümle yazdım ya, kafama kakıyorlar şimdi...

Yahu adamı adım adım takip mi ettim, ne bileyim gecenin sonunda ne olduğunu?

Gecenin başında aynen dediğim gibiydi...

Alkol şişede durduğu gibi durmuyor ki... Ama şöyle bir fotoğraf hatırlıyorum geceden; sanatçılar, gazeteciler, televiyoncular olarak bir köşede toplanmıştık, tanımadık kimse yoktu yani grupta...

Söz konusu Pelin Hanım’ı bir kadın arkadaşıyla orada gördüm işte, yan yana duran Sinan Çetin ve Tamer Karadağlı’nın oraya doğru seyirtmeye çalışıyordu.

Demek ki hedefe acayip kilitlenmiş.

 tabii benim de bilmem lazım aslında Tamer’le dişi sinek lafının yan yana gelmeyeceğini...
Yazarın Tüm Yazıları