GeriSeyahat Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu

Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu

İzmir kahvede çağ atlıyor; yeni başlayan kahve rotası turları da bunun kanıtı gibi... ‘İzmir Kahve Rotası’ Türk kahvesinin bilinen klasik ritüellerle hazırlanıp sunulmasından başlayıp yeni nesil kahveciliğe uzanan, iki saatlik denemeye değer bir lezzet gezisi. Güzergâh çok ilginç, mekânları ve tatları da...

Türk kahvesinin 500 yıllık bir öyküsü var. Birçok ülkenin tarihinden bile daha uzun. Aradan geçen sürede evrilmiş ama tadından bir şey kaybetmemiş, tam tersine yeni lezzetler kazanmış, tüm dünyaca tanınan, bize özgü bir değer haline gelmiş.

Osmanlı coğrafyasına 16’ncı yüzyılın ortalarında Habeşistan’dan ulaşan kahve, buradan dünyanın dört bir yanına yayılmış. Gittiği her köşede, o diyara ait kültürün içinde kendi dünyasını oluşturmuş. İzmir’de kahvenin farklı pişirildiği geleneksel dükkânlar çok ilgi görüyor.

Bir yandan da 3’üncü dalga kahveciler açılıyor. Yani kentin kahveyle sıkı bir bağı var. İzmir Kahve Rotası’nın fikir sahiplerinden birinin turizmci Lal Talay olduğunu öğrenip onunla çıkıyoruz yola. Lal’ın anlattıkları ve derin bilgisi büyüleyici.

Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu
Gezginimiz Aynur Tattersall (sağda) tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda alışverişten yorulan İzmirliler gibi kahve molası verdi.

Dünyada kahvenin hayatı hızlandırdığına inanılırken, Türkiye’de kahvenin daha çok hayatın süratini kesen bir mola olduğunu düşünenler çoğunlukta. İnsanların ev ve işyeri dışında zamanlarının büyük kısmını geçirdikleri alanlara yenisini ekleyen kahve mekânları birçok sosyolog tarafından ‘Third Space’ (insanların iş ve ev arasında geçen hayatlarında uğrak bir 3’üncü mekâna sahip olması) teorisinin can bulmuş hali olarak tanımlanıyor. Kahve yalnızken ya çalışma ortamında ya da evde kısa molaların aracı olurken dostla içilen kahveler biraz daha uzun molaların aracı haline dönüşüyor.

İlk durak: Acı Kahve

İlk durağımız, geleneksel Türk kahvelerinin pişirildiği tarihi Kızlarağası Hanı oldu. Karşımıza nazar boncuklarıyla süslü Kahveciler Sokağı çıktı. İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda Türk kahvesi geleneksel yöntemlerle yapılıyor ama değişik usullerde sunuluyor.

Burada hem kahvenin hem de atmosferinin müdavimleri başka. 1700’lü yıllardan beri Kemeraltı’nın en işlek mekânı olan Kızlarağası Hanı’nın avlusundaki Acı Kahve’ye sorgusuz sualsiz girdik. Sakızlı lokumla servis edilen geleneksel Türk kahvesi, hasır tabureler üzerinde alışveriş yorgunluğunu atmak isteyenlerin ya da bilindik bir mekânda buluşarak alışverişe çıkacakların uğrak yeri.

Hem avluda hem hanın üst katında hizmet veren mekânda dağçilekli ve çikolatalı gibi farklı aromalara sahip Türk kahvesi çeşitleri de var. Dağçilekli olanı tatmanızı tavsiye ederim.

Kumda pişirmenin mucidi

Kumda kahvenin mucidi Kemeraltı Hisarönü Kumda Kahve. Aslında Kıbrıs usulü kahve hazırlıyor. Yaklaşık 8-9 dakikada sıcak kumun üzerine konan cezvede pişirilen kahve, diğer yöntemlere göre uzun ve zahmetli bir süreç gerektiriyor. Daha yumuşak içimli bir kahve olması nedeniyleyse tercih ediliyor.

Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu
Hisarönü Kumda Kahve

Sahibi İsam Gültekin, kahvenin en eski ve bilinen yöntemi köz üzerinde pişirmeye farklı bir yorum getirdiklerini, bundan müşterilerinin çok memnun olduğunu anlatıyor heyecanla. 13 yıldır her gün yüzlerce fincan kahve sunan Kumda Kahve, demirhindi gibi geleneksel Osmanlı şerbetleriyle kahve aromasını buluşturan tek mekân.

Günde bin fincan

Kemeraltı’nda alışverişten sonra bir fincan kahve içip dinlenmek için sokağa giriyor İzmirliler. Yabancı turistlerin de ilgisini çeken Polat Kahve, Türk kahvesini cezve yerine fincanda pişiriyor. Fincanda kahve, alevle çok hızlı pişiyor. Fincana önce kuru kahve, üzerine sıcak su ekleniyor. Kaşıkla iyice ezilen kahve, fincanla birlikte ateşe konuyor. Sadece fincanın yarısı yüksek alevin üzerine sürülüyor ki içenin ağzı yanmasın. Bu pişirme yöntemi kahvenin köpüğünün iki farklı renk tonunda olmasını sağlıyor.

Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu
Polat Kahve

Satı Polat, mekânında 14 yıldır fincanda hazırladığı iki renkli kahvesini kendi el yapımı şerbetiyle sunarak farklılığını ortaya koyuyor. Özel şerbet, karanfil, tarçın gibi aromalı 8 çeşit malzemeyle hazırlanıyor. Günde ortalama bin fincan kahvenin satıldığını anlatıyor. İnanamıyorum! Turizm mevsiminde bunun da üzerine çıkılabildiğini belirtiyor.

İsimleri değişip kafe oluyor

Kemeraltı’ndan Alsancak’a geçtiğimizde kahvehanelerin yerlerini artık kafelere bıraktığını hemen fark ediyoruz. Adı değişse de mekânların özellik ve nitelikleri aslında hep aynı. Alsancak’taki ‘yeni nesil’ kahve dükkânlarına doğru yol alıyoruz.

Kapısını çaldığımız ilk mekân Kamber Güngör’e ait Poka Coffee Roasters. 2016’da hizmete başlamış. Bu 3’üncü dalga kahveci, dünyanın en iyi çiftliklerinden sağladığı yeşil kahve çekirdeklerini gözümüzün önünde kavuruyor. Köpürtülen sütle latte fincanı üzerinde oluşturulan sanatın zaman zaman yarışmaları oluyormuş. Burada çalışanların 30 saniyede hazırladıkları latteyi hayranlıkla izliyoruz.

Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu
Poka Coffee Roasters

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne doğru ilerlerken ara sokaklardan birine sapıyoruz. Pia Sahaf Cafe önümüze çıkıyor. Kitap ve kahve keyfini birlikte sunan eskinin kıraathanesi özelliklerine sahip mekân retro bir hava sunuyor.

Kemeraltı’ndan Alsancak’a bir kahve yolculuğu
Pia Sahaf Cafe

Pia Sahaf’ta eski kitapların arasında oturup, kahve içip kitap okuyabiliyorsunuz. Burada eski kitap ve eski plaklar da alınıp satılıyor.

Medeni Yılmaz’ın mekânında Bergen ve Behlül isimli iki sevimli kedi de canları isterse size eşlik ediyor. İzmir’de bilindik zincir mekânların ötesinde daha nice kahvehaneler, kafeler var elbette. Ama biz gerisini başka bir yolculuğa bırakıyoruz ki heyecanımızı, merakımızı canlı tutalım.

False