Dünyanın en popüler 10 turistik noktası belli oldu! Listede Türkiye'den de bir yer var...

“Dünya üzerindeki ikonik ve tarihi noktalar, gezginler için her zaman popüler birer destinasyon olmaya devam etti. Fakat bu noktaların, favori olması için geçerli birer sebepleri vardı tabii ki.” Bu sözleri söyleyen Tripadvisor sözcüsü Laurel Greatrix…

Ayrıca sık ziyaret edilen bu turistik noktaları deneyimlemenin farklı yolları olduğunu da sözlerine eklemeden geçmiyor. Örneğin, gizli kapaklı kalmış yerleri keşfetmek, geleneksel olanın ötesine geçmek gibi yeni deneyimler de bu gezilere adeta kapısını açmaya can atıyor.

Her ne kadar kalabalık olsa da İtalya’nın vazgeçilmez güzeli Venedik deyince akla gelir San Marco Meydanı. Tüm cazibesi, ihtişamı ve romantikliği ile San Marco Meydanı’nda mutlaka bir şeyler için…Şehrin ana meydanı olan San Marco, 180 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğindedir. 9. yüzyıl boyunca inşa edilen meydan, dünyanın en güzel meydanlarından biri olarak bilinir. Hatta öyle ki Napolyon, San Marco Meydanı için ‘dünyanın en güzel sanatsal noktası’ olarak tanımlamıştır.

Batı Hemisphere’de 413 metre yüksekliğindeki Skydeck, muhteşem dört eyalet manzarası sunar ve 103. kattaki cam bir balkonda korkunç denebilecek bir yükseklikte ziyaretçilerini ağırlar. Fakat şunu belirtmek lazım; en ufak bir yükseklik korkusu olanlar, sakın Skydeck’e çıkmaya cesaret etmesinler. Dünyanın en uzun sekizinci binası olan Skydeck, misafirlerine daha önce hiç deneyimlemedikleri derecede yüksek bir adrenalin sunuyor. O zaman cesareti olanlar haydi Skydeck’e…

Hüzün dolu bir ev var şimdi sırada. Anne Frank, 2. Dünya Savaşı sırasında yazdığı günlüğü ile üne kavuşmuştur. 1929’da Frankfurt’ta doğan Frank, Adolf Hitler’in diktatörlük zamanında zulümden uzaklaşmak için ailesi ile birlikte Hollanda’ya kaçarlar. Anne Frank ve ailesi, Alman zulmü Hollanda’ya ulaşana kadar rahat ederler. Ülkede kamplar ve tutuklamalar başladığında ise oturdukları binada gizli bir bölmede yaşamaya başladılar. İşte burada kaldığı sırada Anne Frank’in yazdığı günlüğü, seneler sonra ortaya çıktığında olay yaratıp son derece üne kavuşmuştur.

New Orleans’in mücevheri olarak adlandırılan Fransız Mahallesi, bölgenin en romantik ve en tarihi yerlerinden biridir. New Orleans Fransız Mahallesi’nde bir Fransız Marketi, modern butikler, herkesin bayıldığı antika dükkanları, renkli ve özel kokteyller sunan barlar ve eski restoranlar bulunur.

Zamansız bir portreye sahip olan mahalle, özellikle geceleri son derece renkli bir görüntüye bürünür. New Orleans’ta bulunan Fransız Mahallesi’nin bu kadar ünlü olmasının sebebi ise İspanyol çağının sanat ve mimarisini yansıtmasıdır.

La Sagrada Familia, kökeni, kuruluşu ve amacı ile Barselona’da türünün tek örneği olan bir kilisedir. Dahi mimar Antoni Gaudi tarafından gerçekleştirilen mimari yapının yapımına, beş kuşak tanıklık etmiştir.

Bugün, köşe taşının döşenmesinden 135 yıl sonra bile Bazilika’daki inşaat halen devam etmekte olup inşaatın 2026 yılında tamamlanması beklenmektedir. Sagrada Familia’nın içindeki bazilika, Katolik toplumun ibadet yaptığı muhteşem bir kiliseyi de içermektedir ve seneler geçtikçe uluslararası ziyaretçileri ağırlar ve halka da açıktır.

Yine bir ülkedeki simgelerden biriyle birlikteyiz. Fransa’nın simgesi olan Eyfel Kulesi, her sene yaklaşık 7 milyon ziyaretçiyi kendine çekmeyi başarır. Oldukça kalabalık olduğu için kuleye ziyaretinizi önceden planlamanız çok mantıklı olacaktır.

Giriş biletlerinin online olarak alınabilmesi, bu konuda size oldukça yardımcı olacaktır. Ayrıca biletleri önceden almanız, saatlerce uzun uzun sıralar beklemenize engel olacaktır. Romantik şehrin bir numaralı turistik merkezi, özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında oldukça kalabalık olmaktadır. Ziyaretinizi buna göre planlayabilirsiniz.

Amerika’nın simgesi olan Özgürlük Anıtı, New York Körfezi’ndeki devasa duruşu ile her daim ülkeyi ziyaret edenlerin gözdesi olmuştur. Fransız ve Amerika ülkeleri arasındaki arkadaşlığı simgeleyen anıt, demokrasi ve özgürlüğü anlatmaktadır.

1924 senesinde ‘Ulusal Anıt’ olarak adlandırılan Özgürlük Anıtı, 93 metrelik yüksekliği ile elinde bir meşale taşıyan kadını temsil eder. Görkemli ‘Özgürlük Anıtı’ndaki muhteşem manzarayı, gözlem güvertesine çıkan bir asansör ile ziyaretçilerin izlemesi mümkündür.

1447 yılında, Papa V. Nicholas zamanında yapımına başlanılan Vatikan, yıllık 6 milyona yakın ziyaretçi sayısı ile Roma’nın en göze turistik merkezlerinden biridir. Yapımına başlandığı andan itibaren özel ailelerin, kraliyetin ve papaların genişlettiği koleksiyon ile bugüne kadar dünyanın en geniş müzesi olmayı başarmıştır.

İçine girdiğiniz anda sizi büyüleyen tablolar ve parçalar, bir süre aklınızdan çıkmayabilir. Ayrıca Vatikan’a ve Sistina Şapeli’ne geldiğinizde fotoğraf makinalarınızı elinizden bırakmayın.

Dünyanın en büyük sanat müzesi olan Louvre, Paris’in göz bebeği simgelerindendir. 2019 senesinde 9.6 milyon ziyaretçiyi ağırlayan Louvre’ün geçmişi, 12. yüzyılda hüküm süren Philippe Auguste’a kadar geri gidiyor.

Muhteşem Sen Nehri’nin kıyısında bulunan müze, heykel, resim gibi aklınıza gelebilecek bin bir türlü sanat eserini gözler önüne seriyor. Dünyanın en büyüğü denmesi, hiç boş bir cümle değil çünkü gerçekten yaklaşık 73 bin metrekarelik bir alana yayılmış olan Louvre Müzesi, gez gez bitmeyecek türden.

İtalya deyince insanın aklına ilk Roma’mı gelir yoksa Venedik mi? Aklına ilk Roma gelenlerin, Roma’da gezilecek yer deyince birinci ya da ikinci sırada mutlaka Kolezyum gelir. Adeta Roma’nın simgesi halini almış olan Kolezyum’un, 2,000 yıllık geçmişi bulunmaktadır.

Roma İmparatorluğu dönemine ışık tutan mekan, son derece büyülü bir atmosfere sahip. Flavian Amfitiyatrosu olarakta bilinen Kolezyum, zamanında gladyatörlerin dövüşlerine, mahkumların infazına ve egzotik hayvanların sergisine ev sahipliği yapmış. Şimdilerde ise Roma’nın en çarpıcı turistik noktalarından birisi.

Listede bonus olarak Göbeklitepe yer alıyor. Dünyanın orijinal hâliyle günümüze kalmış en eski tapınağı Göbeklitepe… Tarih sahnesinde ‘devrim’ niteliğinde bir keşif olarak tanımlanıyor. Sonunda UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alındı.

Stonehenge’den 7 bin, Mısır piramitlerinden ise 7 bin 500 yıl daha eski. Geçmişi günümüzden 11 bin 600 yıl öncesine dayanıyor.En önemlisi ise bizlere insanlığın geçmişi ile ilgili yeni şeyler öğretirken, merak duygumuzu da kamçılıyor. Şu sıralar Atiye dizisiyle de oldukça popüler...