Bayramda ilgi alanınıza göre 8 yurt dışı önerisi

Bayram kapıda, yola çıkma heyecanı da şimdiden bacayı sarmış olmalı. Hem kışın yorgunluğunu atmak hem de monotonluğun kasvetinden kurtulmak isteyenler için yurt dışından 8 önerim var. Mutlaka sizi mutlu edecek, kanınızın şimdiden kaynamasını sağlayacak ve bütçenizi sarsmayacak bir seçenek olacaktır. Biraz uzaklaşmak herkesin hakkı.

8- Alışveriş sevenler için Milano
İtalya’nın en dinamik şehirlerinden biri olan Milano Paris ve New York gibi dünya moda endüstrisinin en önemli merkezlerinden. Renkler, trendler Milano’dan dünyanın farklı köşelerine yayılıyor. Şehrin ana merkezi, katedralin bulunduğu Duomo Meydanı. Buradan başlayacağız alışveriş turumuza. Şehri ve vitrinleri keşfedeceğiz birlikte.

Önce Duomo’nun yanında bulunan ve “Milano’nun Oturma Odası” olarak geçen Galleria’ya girin. Duomo ile opera binası Scala’yı birbirine bağlayan cam tavanlı yapı alışveriş merkezi olarak kullanılıyor. Scala’nın hemen yanındaki sokaklar adeta ünlü modacılar tarafından parsellenmiş durumda.

dını daha önce burada bulunan bir bankadan alan Montenapoleone ile Della Spiga, Manzoni, Via Borgospesso ve Via Sant’Andrea cüzdanı dolu olan alışveriş çılgınlarının cenneti. Duomo, Cavour ve San Babila meydanları arasındaki bölüm, kentin en önemli alışveriş yerlerinden.

Giorgio Armani, Prada, Gucci, Krizia, Versace, Ermenegildo Zegna, Missoni, Moschino, Mila Schön, Trussardi, Etro, Dolce & Gabbana gibi tüm tanıdık isimler burada. Özellikle de İtalyanların gurur duydukları markalar şık vitrinlerin arkasında müşterilerini bekliyorlar.

7- Gastronomi düşkünleri için Hong Kong
Hong Kong doğudaki konumu ve batıya çevrilmiş yüzüyle farklı mutfakların bir araya toplandığı bir yer.

Damak tadına ve lükse düşkün olanlar için şehirde beş tane favori restoranım var: Lung King Heen, şehrin en güzel otellerinden biri olan Four Seasons’da yer alıyor. Hong Kong Limanı’nın görkemli manzarasına Çin mutfağının eşsiz lezzetleri eşlik ediyor.

Sushi Hiro adından da anlaşılacağı gibi sushinin en lezzetli ve tazesini sunuyor.

Minimalist dekorasyon, mükemmel servis ve yüksek fiyatlar mekanın ilk hatırlattıklarından. Gaddi’s ise Fransız mutfağının temsilcilerinden.

Petrus, Shangri-La Adası’nda bulunuyor, önünüzde Victoria Limanı manzarası, tabağınızda ise ünlü şef Frederic Chabbert’in Fransız spesiyaliteleri duruyor. Sevgilinizi etkilemek için ideal bir ortama sahip!

6- SPA meraklıları için Deauville / Normandiya
Dünyanın en iyi SPA’larından biri. Tarihi yapısını koruyarak bugünlere gelmesi ama günün tüm imkânlarını eksiksiz sunabilmesi dünyadaki kaplıcalar arasında hep üst sıralarda yer almasını sağlıyor.

Geçmişi daha eskilere dayanmasına rağmen Deauville’i tarih sahnesinde 11. yüzyıl ortalarından itibaren görüyoruz. Gelişmesini biraz da 19. yüzyıl ortalarında yapılan tren yoluna borçlu.

Aynı tarihlerde kurulan hipodrom ve kumarhane de insanları Deauville’e çekmeye başlamış.

1960’lı yıllarda aralarında bir marinanın da olduğu deniz kenarı tesislerinin turizmdeki yerlerini almasıyla Deauville daha da cazip bir yer haline gelmiş. Le Ciro’s Barriere ve L’Essentiel’de yemek yiyebilirsiniz. Konaklama için Les Manoirs de Tourgeville, Royal Barriere ve L’esperance Deauville’i tavsiye ederim.

5- Goril safarisi için Ruanda
Bayramda safari istiyorsanız ormanları, volkanları, gölleri ve zengin bitki örtüsü ile Ruanda iyi bir seçenek. Afrika’nın en güzel yerlerinden olan bu ülke cinsi tükenmekte olan dağ gorillerini doğal ortamlarında görmek için ideal.

Goril safarisinde, sekiz kişilik gruplar halinde, bir ile beş saat arasında ormanda yürüdükten sonra bu muhteşem hayvanlara çok yaklaşabiliyor ve yakınlarında vakit geçirebiliyorsunuz.

Öncelikle Ruanda’nın başkenti Kigali’ye uçun. Şehri gezdikten sonra akşam Kivu Serena Hotel’de kalabilirsiniz. Ardından, 60 kilometre mesafedeki Volcanoes Milli Parkı’na gitmeniz gerekiyor. Bölgedeki halkın yaşayışını görebileceğiniz köy yürüyüşünden sonra konaklama için Mountain Gorilla View Lodge’u tercih edebilirsiniz.

Sabah 07.00 gibi goril yürüyüşü için Milli Park’ın başlangıç noktasına gidiliyor. Gruplara ayrılma ve kısa bir bilgilendirme toplantısının ardından bambularla dolu ormanda, Virunga Dağları’nın yamaçlarında gorillerin izinden yürüyorsunuz. Bazen goril ailelerini bulmak daha uzun sürüyor ve tüm günü alabiliyor.

Gorillerle birlikte geçireceğiniz büyüleyici bir saatlik sürede yemek yemelerini, birbirleri ile oynayışlarını seyredebilir, fotoğraf çekebilirsiniz.

4- Çocuklar için Orlando
Eğlenmek ve eğlendirmek üzerine kurulu Orlando’da çizgi film renkleri arasında kaybolup Hollywood sahnelerinin içine girebilirsiniz. Her yaştan bireyin keyifle eğleneceği Disney World’de ister günlük program yapabilir isterseniz konaklayabilirsiniz.

Etrafınız gülümseyen yüzlerle, rengârenk kıyafetlerle ve tabii ki neşeyle dolu. Masal kahramanları ile sohbet etmekte, çizgi film karakterleri ile selfie yapmakta özgürsünüz. Disney World’de Magic Kingdom, EPCOT Center, Hollywood Studios ve Animal Kingdom olmak üzere dört ana park bulunuyor.

Dilediğinizi seçerek giriş ücreti ödeyebilir ya da kombine bilet satın alarak tümünü gezebilirsiniz. Universal Stüdyoları’nda etkileyici film sahnelerinin ardında yatan teknoloji dünyasını yakından tanıyacaksınız.

Burada 5 farklı adadan oluşan Macera Adaları bölümünde, farklı gösteriler ve etkinlikler sizi bekliyor. Sea World, milyonlarca insana deniz canlılarını tanıtan dünyanın en ünlü deniz hayvanat bahçelerinden biri. Sudaki yaşamı anlamak, sayısız balık çeşidi ve deniz canlısıyla tanışmak isteyenler mutlaka uğramalı.

3-Lüks meraklıları için Capri Adası
Balayı çiftlerinin de gözdesi olan Capri, Napoli Körfezi’nin girişinde yer alan küçücük bir ada. Tarih boyunca imparatorları büyüleyen Capri, 1960’lardan itibaren de ünlülerin gözdesi olmuş.

Elizabeth Taylor’dan Brigitte Bardot’ya, Frank Sinatra’dan Jacqueline Onassis’e kadar sayısız ünlü, adanın büyüsüne kapılanlar arasında. Ada, Capri ve Anacapri olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.

Lüks villaların yer aldığı Anacapri ise daha sakin. Anacapri’de yer alan Capri Palace muhteşem tanımını sonuna kadar hak eden bir otel. Özellikle sanat ve tasarım meraklıları için hazine değerinde.

Otelden çok bir müzeyi andırıyor. Otel Caesar Augustus, Vezüv Yanardağı ve Napoli Körfezi’ne bakan bir manzaraya sahip. Bodrum ve Datça’da da şube açan Il Riccio, Michelin yıldızlı bir restoran. Yemekleri müthiş ama en çok tatlıları aklınızı başınızdan alıyor. Adadaki bir diğer Michelin yıldızlı restoran Olivo.

2- ‘Beyaz Geceler’ için St. Petersburg
‘Beyaz Geceler’ denilen dönemde Avrupa’nın kuzeyinde günler iyice uzun, dolayısıyla geceler aydınlık. Bunu görebileceğiniz yerlerden biri olan St.Petersburg gecenin neredeyse hiç yaşanmadığı bir şehir. 25 Mayıs’ta başlayan ve 16 Temmuz’a kadar yaklaşık 50 gün süren bu dönemde hava geç kararıyor.

Vücut düzeniniz şaşıyor, yatmak istiyorsunuz ama dışarısı aydınlık. Kışınsa bunun tam tersi söz konusu. Beyaz Deniz’i Baltık Denizi’ne bağlayan 74 kilometre uzunluğundaki Neva Nehri’nin 30 kilometresi şehirden geçiyor.

t. Petersburg’da bir kısmı yapay olan 95 kanal var, o yüzden de yerleşim 42 ada üzerinde. Şehirde Aziz Isaac Katedrali’ne muhakkak uğrayın. Kırk yılda inşa edilen ve 1858 yılında bitirilen binada her biri 114 ton ağırlığında 48 sütun var.

1900 yılında yapılan ve adını ‘Roma Şafak Tanrıçası’ndan alan Aurora (Şafak) Zırhlısı bugün bir müze gemi, geçmişte ise Sovyet Donanması’nın gözbebeği olmuş. Gemi, 25 Ekim 1917’de ‘Kışlık Saray’a attığı topla ‘Bolşevik Devrimi’ni başlatmış. Sıçramış Kanlar (Yeniden Diriliş) Kilisesi ismini Çar II. Alexander’ın burada 1881 yılında suikaste uğramasından alıyor. 25 yılda bitirilen binanın dış cephesinde yaklaşık 7000 metrekarelik mozaik kullanılmış. Ermitaj Müzesi ise şehrin olmazsa olmazlarından.

1- Tarihe düşkünler için Pompei
Direkt uçuşla gidebileceğiniz Napoli’den bir araba kiralayıp dünyaca ünlü ‘Amalfi Sahili’ni gezebilirsiniz. Önce Vezüv’ün eteklerindeki Pompei’ye uğrayın. Vezüv ilk patladığı İ.S. 79 yılından beri bölgedeki korkutucu güç olmuş. Yakınındaki Pompei ve Herculaneum şehirlerini tarihin sayfalarına gömmüş

aynı zamanda bu şehirleri yüzlerce yıl lavların altında tutarak korunmalarını sağlamış. Pompei, 20 bin kişinin yaşadığı, şarap ve balık ihraç eden bir şehirmiş, 24 Ağustos 79 yılındaki patlamada iki bin yaşayanıyla beraber lavların altında kalmış.

Şehirdeki meydanlar, tapınaklar, tiyatro, hamam, çeşmeler ile zengin Romalıların villaları çok iyi bir durumda. Meşhur “Dikkat köpek var” mozaiği eski yaşamlara ışık tutan örneklerden sadece biri.

Buradaki Villa dei Misteri’yi es geçmeyin. Bu evin 1900 yıllık olduğuna inanamayacaksınız. Bilim insanları Napoli Körfezi’ne tepeden bakan 1281 metrelik Vezüv’ün her 30 yılda bir patladığını belirtiyor, son patlama ise 1944’de olmuş.