Güncelleme Tarihi:
Eczacıbaşı Voleybol Takımı’nın kaptanı Neslihan Darnel, liglerde kulübünü, şampiyonalarda ise milli takımı başarıya götüren en önemli isimlerden biri. 28 yaşındaki başarılı sporcunun 3.5 yaşında bir kızı var: Zeynep Penelope Darnel. Kariyerini ve anneliğini dengede tutmadaki sırlarını anlatan Darnel, aynı zamanda 3. olunan Avrupa Şampiyonası ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
İspanya’da dünyaya getirdiği kızının bakımına tüm sorularımızı yanıtlayan Darnel ile sohbete, hamilelik döneminde yaşadığı hikayelerden başladık.
Hamilelik dönemiz nasıl geçti? Sporu bırakmak zorladı mı sizi?
Hamileliğimin ilk 3,5 ay spora devam ettim, maçlara çıktım. Doktorum herhangi bir problemim olmayacağını söyledi. Daha sonra bol bol yürüyüş ve havuzda aerobik yaptım. Benim için rahat bir dönemdi, herhangi bir problem yaşamadım hamileliğimde de. Zeynep de sağlıklı bir şekilde doğdu. Doğumdan 40 gün sonra da spora başladın yeniden.
Yalnız hamileyken inanılmaz sinirliydim. Normalde sakin bir insan olduğum için eşim de şaşırdı. Kısa sürdü bu durum çünkü insan farkına varınca kendini durdurabiliyor.
“9 aylık hamileyken ip atladım”
Sürekli egzersiz yaptığınız için doğumunuz rahat olmuştur herhalde.
Çok kolay oldu ama biraz komik biraz da sinir bozucu bir hikayem var. 9 aylık hamileyken eşimin zayıflamak için getirdiği ipi elinden alıp “Öyle atlanmaz, böyle atlanır” dedim ve ip atlamaya başladım. Bir şey hissetmedim ama biraz su gelince doktora gittik. Kesenin azıcık yırtıldığını ve 1 gece müşahede altında tutulmam gerektiğini söylediler. Ardından da suni sancı ile 7-8 dakika içinde ama 17 gün erken doğurdum Zeynep’i. Aslında bu süre normal karşılanıyor. Dolayısıyla Zeynep çok sağlıklı doğdu ve ben de ertesi gün taburcu oldum.
Lohusalık döneminde neler yaşadınız?
Çok büyük bir bunalım yaşadım diyemem ama insanın hayatı tamamen değişiyor. “Şimdi ne yapacağım, nasıl olacak?” diyorsunuz. Hemen çalışmaya başlamış olmam, bu dönemi çabuk atlamamı sağladı bence.
Annelik sonrası “Artık çok farklı bakıyorum” dediğiniz neler oldu hayatınızda?
İnanılmaz bir sorumluluk duygusu kazandım. Takım arkadaşlarım ve menajerlerim bile “Artık abla oldun, bayağı olgunlaştın. Tam bir takım lideri oldun” demeye başladılar. Başkaları söylemese ben fark etmezdim sanırım bu değişimi.
“Zeynep doğduğunda bile ağlamadı”
Bebek olunca ailelerin büyük derdidir uykusuz geceler. Zeynep’in bebeklik dönemi nasıldı?
Bebekliği o kadar sakindi ki ben hiç anlamadım çocuk büyüttüğümü. Doğduğunda bile ağlamadı. Geceleri kalkıp 2 saatte bir süt içmesi gerekiyordu, o zaman da ağlamadı hiç. Süt içecek galiba diyerek kendim uyanıyordum. O konuda çok şanslıydım. Babasının uykusu hafif olmasına rağmen, o da duymuyordu hiç kalktığını. Gaz sancısı da çekmedi, diş çıkarırken de problem yaşamadık. Ağlamayı yeni yeni öğreniyor aslında. İstediği şey yapılsın diye silah olarak kullanıyor (Gülümsüyor).
Zeynep’in bakımında kimler yardımcı oldu size?
Annem ile babam yanımdaydı hep. Ben evhamlı biri olduğum için olsa gerek, bence bebeğin en savunmasız olduğu anda güvenebileceğiniz tek insan, anneniz. Sağ olsun annem bizimle birlikte İspanya’da yaşadı bir süre. Dolayısıyla bakıcı düşünmedik o sıra. Biraz büyüyünce anneme de yardımcı olması için biriyle çalışmaya başladık. Daha çok oyun arkadaşı oldu Zeynep için.
İkinci bir çocuk düşünüyor musunuz?
Sporu bıraktıktan sonra belki. Ben hep bir çocuk diye düşünüyordum. Çünkü ikinci çocuğunuza ne sağladıysanız diğerlerine de sağlamak zorundasınız. Maddi durumumuz el verirse ileride, Zeynep’e yaptığım her şeyi yapabilecek durumda olursam neden olmasın. Zeynep kardeşi olmasını çok istiyor. Hatta bir gün “Anne, yarın gidelim marketten bir tane kardeş alalım” dedi (Gülümsüyor).
Zeynep ile nasıl zaman geçiyorsunuz bu yoğunlukta?
Benim kızım çok sosyal biri. Sürekli “Restorana gidelim bu akşam” diyor, biz de ona uyuyoruz. Evin her yanı onun oyuncaklarıyla dolu. Çok fazla kurallarla sıkmadık bu yaşa kadar. Evde en çok saklambaçla evciliği seviyor Zeynep. Bazen babası bize katılıyor bazen ben onlara katılıyorum.
“Anne, bana Neslihan Darnel de!”
İnternet ve kitaplarda çocuk geliştirmeye yönelik yenilikleri takip ediyor musunuz?
Tabii ki destek almadan olmuyor. Çünkü şu an okula gidiyor, öğretmenleri ve psikoloğumuzla sürekli iletişim halindeyiz. Bizde tek sorun şu oluyor: Evde 6 kişiyiz evde ve herkes onun etrafında dönüyor. Bu yüzden birazcık otorite problemi oluyor. Sağ olsun dedesi, anneannesi hiç kıramıyorlar onu. Ne diyorsa kabul ediyorlar.
Maçlarınızı izlemeye geliyor mu?
Çok sık geliyor ve seviyor. En son Avrupa Şampiyonası’nda Sırbistan’a bile geldi. Evde balonlarıyla voleybol oynuyor. “Anne bana Neslihan Darnel de, ben şimdi maça çıkıyorum. Maçı anlat bana” diyor.
Sporcu olması yönünde yönlendirme yapar mısınız ileride?
Ben hiçbir konuda Zeynep’e yönlendirme yapmıyorum. Her başladığım cümlede “Zeynep bana sorarsan böyle yapmalısın, sen bilirsin yine de” diyorum. Benden yardım isterse sonuna kadar yardım ederim elbette ama ilk kararı kendi versin ve sorumluluğunu alsın istiyorum.
“Türk sporunda kimseyi mutlu edemezsiniz”
Biraz da voleyboldan bahsedelim. Çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Avrupa Şampiyonası’ndan döndük ve sonrasında liglerimiz başladı. Süper Kupa maçında kupayı aldık Eczacıbaşı olarak. Yoğun bir şekilde çalışmalar devam ediyor.
Avrupa Şampiyonası’nda sizce finale çıkamamanızın nedenleri nelerdi?
Aslında turnuvaya yenilgilerle başlamıştık. Öyle bir duruma geldik ki gruptan çıkabilmemiz için İtalya’yı yenmemiz gerekiyordu. Vazgeçmedik hiçbir zaman ve çok zor maçlarla devamı da geldi. Sırbistan’a gittiğimizde de biz çok kararlıydık. Salona çıktığımızda 8000 Sırp taraftar vardı. O kadar baskı altına aldılar ki bizi, kötü başladık maça ve şoka girdik diye düşünüyorum. Final setine taşıdık maçı ve finalde rakip oyuncunun servisi banda çarpıp file önüne düştü. Bu servis maçın kaderini değiştirdi. Ben yine de çok iyi mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Ama Türk sporunda kimseyi mutlu etmeniz mümkün değildir hiçbir zaman.
Değerli paylaşımlarından ötürü Sayın Neslihan Darnel’e teşekkür ederiz.
Röportaj: Hanife Yaşar