YENİ yıl aklımızla kavradığımız, adına zaman dediğimiz akışkanlığın katogerize edilmesiyle elde edilen bir sıfırlama noktasıdır.
Zamanı da tamamen zihinsel bir ürün olan matematikle kavramaya çalıştığımız için, rakamsal dizinleri (yıllları); matematik ile tabiatın kucaklaştığı sonsuzluktan kurtulsun, dolayısıyla kavranması kolay olsun diye, arada bir sıfırlamak gerek.
Gerçekte bizim dışımızda ve kontrolümüz dışında değişen iki öğe, dönen dünya -mevsimler- ve bizzat biz canlılarız.
Özünde ise bu iki değişim gerçekte kendilerini sadece tekrar ederler.
Kış bahara, bahar yaza dönüşür durur.
Embriyon bebeğe, bebek yetişkine, canlı cansıza dönüşür durur.
* * *
Bizim bildiğimiz evrende önden tahmin edilemeyen, kendini tekrar etmeyen tek değişim bizim yarattığımız değişimdir.
Değişimi yönlendirmenin tek yöntemi bilimsel metodoloji, gözlemenin en doğru yöntemi de bilimsel gerçekliktir.
Bunların her ikisi de yine adına akıl dediğimiz zihinsel pratiktir.
Değişimi akıl ile yaratır, akıl ile ölçeriz.
Tabiatın kendini tekrar etmesi dışında, değişen her şey bizim aklımızda.
O halde zaman da içimizde.
Tabiatın kendini tekrarı dışında, bizim dışımızda zaman yok!
* * *
Bunun içindir ki:
‘‘Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmaz akışında....
*
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim.
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.’’
Ahmet Hamdi Tanpınar
* * *
Belki de; 5 duyumuzla kavradığımız fiziki evren ile sezgilerimizle hissettiğimiz paralel evreni ayıran en önemli öğe ‘‘an’’dır.
Zaman iki evrende farklıdır.
Zamanı değil anı değiştirmek gerekir.
Bu da fiziki evrende bizim elimizdedir.
* * *
2002 veya herhangi bir yılın bize mutluluk getireceği değil, bizim 2002 veya herhangi bir yıla mutluluk getireceğimiz gerçeğini kavradığımızda daha huzurlu olacağız.
* * *
Dilerim hepimiz, hep birlikte 2002'ye refah ve huzur getiririz.