Yürekliydiler

HER ikisini de kutluyorum. Ayaklarında ve yüreklerinde taşıdıkları enerji ve inancın her damlasını tüketerek oynadılar. Biliyorlardı. Biri kazanırken, diğeri kaybedecekti. Yine de, hep kazanmayı ve Süper Lig’i düşünerek 90 dakikanın ağır yükünü taşıdılar.

Maç sonrası Eskişehir ve Bolu tribünlerine baktım. Kocaman bir fotoğrafı andırıyordu. Fotoğrafın bir karesi kıpır kıpırdı. Orada Süper Lig’e yükselmenin coşkusu yaşanıyordu.

Diğer karede soluk ve bitkin bir kalabalık. Üstelik bayağı öfkeli. Onlar da Süper Lig hayallerinin kayboluşuna kahroluyordu.

Oyunun geneli sert bir tempoda geçti. Henüz 2. dakikada Erhan Yılmaz’a çıkan kırmızı kart Boluspor’un oyun kurgusunu bozdu. Sayısal eksiklik moral açısından etkilese de, hücum heveslerini hep diri tuttular.

Futbol bu. Bir anlık zaman dilimine sevinci ve kederi kolayca sıkıştırıyor.

İkinci yarının hemen başında yaşanan iki pozisyon bunun net görüntülerini taşıyordu. İbrahim Parlayan’ın, kaleci Ferhat Odabaşı’nın üzerinden aşırdığı ve boş kaleye yuvarladığı topun direkten dönüşü...

Ve bir anda Boluspor kalesine yönelen o topun Doğa Kaya’nın kafasından filelerle buluşması.

İşte sevinç ve kederin kol kola bir fotoğrafı!!!

60. dakikada Mehmet Ayaz’ın Eskişehirspor kalesinin iç direğinde patlayan volesi, oyunun kırılma noktasıydı.

* * *

MAÇIN hakemi Selçuk Dereli bir ara oyunu kontrolde sıkıntılar çekti. Kısa bir süre de olsa, psikolojik bir eziklik yaşadı.

Oyunun başında çıkardığı kırmızı kart etkiledi, Selçuk Dereli’yi... Oysa, gereksiz ve duygusal bir yaklaşımdı bu. Özellikle TV’den yakın çekim izleyenlerin yorumu da Dereli’yi onaylıyordu.

Eskişehirspor’a yeni dünyalarında başarılar diliyorum. Ve Süper Lig’e renk katacaklarına da inanıyorum. Çünkü, onların 1. lig performanslarını ve o muhteşem kadroyu dün gibi hatırlıyorum.

Boluspor mu? Hiç saklamadan söyleyeceğim emeklerinin karşılıksız kalmasına üzüldüm. Süper Lig hayallerinin çöküşüne de kahroldum.
Yazarın Tüm Yazıları