Yeni hükümete tavsiyeler

SEÇİMLER yapıldı. Seçim meydanlarında dile getirilen vaatler artık geride kaldı. Şimdi, gerçeklerle karşı karşıyayız. İcraat başlayacak.

Türkiye ekonomisinin bugünkü genel durumu 2002 seçimlerinin yapıldığı dönemle karılaştırılamayacak kadar iyidir. Son beş yıla yakın zamanda ekonomik alanda elde edilen kazanımlar hiçbir biçimde küçümsenemez. Ama, ekonomide sorunlar da bitmez.

Beş yıl önce, devletin borç dinamiği bozuktu. Her borçlanmada Hazine’nin yeteri kadar borçlanıp borçlanamayacağı bir riskti. Kurların her yukarı çıkması yeni bir kriz işaretiydi. Enflasyon yüzde 30’lardaydı. Ekonomik büyüme başlamıştı. Ama, devamı konusunda şüpheler vardı. Kriz havası devam ediyordu.

Türkiye o günleri geride bıraktı. Kısa vadeli sorunların çoğu çözüldü. Göreli bir rahatlama sağlandı. Şimdi sıra orta-uzun vadeli bir perspektif içinde ekonominin yapısal sorunlarının çözümüne geldi. Türkiye ekonomisini daha rekabetçi bir konuma oturtmayı hedeflemeliyiz.

İLK BİR YIL

Bundan sonra yeni hükümet tarafından neler yapılmalı ya da yapılmamalıdır?

1. Bütçe açığı vererek kaynak yaratılabileceği düşünülmemelidir. Faiz dışı fazla edebiyatını bırakıp "denk bütçe" hedeflenmelidir.

2. Hükümet üyeleri kurlar ve faizler konusunda hiç konuşmamalıdır.

3. Merkez Bankası üzerinde hiçbir baskı kurulmamalıdır. Başka çevrelerden gelebilecek baskılar karşısında hükümet enflasyon hedefi doğrultusunda Merkez Bankası’nın yanında ve destekçisi olmalıdır.

4. İç siyasette puan almak için IMF ve AB çapaları boşlanmamalıdır.

5. Devlette personel reformu yapılmalıdır. Aynı işi çok kişiyle yapıp herkese düşük ücret vermek yerine, daha az kişiyle daha kaliteli hizmet verip herkese daha yüksek ücret verilmesi hedeflenmelidir. Devlette personel kalitesi artmalıdır. Devlet istihdam deposu olarak görülmemelidir.

6. Yeni hükümet sosyal güvenlik reformunu, sistemin en kısa sürede kendi ayakları üzerinde duracak bir biçimde uygulamaya koymalıdır. Sosyal güvenlik sisteminde bundan sonra alınacak her karar uzun dönemli sonuçları iyi hesaplanarak alınmalıdır.

7. Kayıt dışı ekonominin azaltılması hedeflenmelidir. Bu amaca yönelik olarak tüm vergi mükelleflerinin beyan esasına geçirilmesi zorunludur. Vergi tabanı gelirin bilinmesiyle genişletilebilir. Gelirlerin bilinmesi harcamaların bilinmesi anlamına gelir. Dolayısıyla, önce, vergi mevzuatında "gelir" tanımı yapılmalıdır. Tasarruf artı harcamaların toplamının gelir olduğu gerçeği ile vergi mevzuatı oluşturulmalıdır. Vergiden muaf gelirler dahi beyana tabi olmalıdır.

8. Vergi tabanı genişletilirken, özellikle dolaylı vergi oranları düşürülmeli, vergi mevzuatının rekabeti önleyici etkisi asgariye indirilmeye çalışılmalıdır. Gelirden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının artırılması hedeflenmelidir.

9. Vergi affı gibi düzenlemeler yapma alışkanlığı bırakılmalıdır. Anı çeşit vergilerde farklı oranlar yelpazesi oluşturulmamalıdır. Vergi mevzuatı sektörler ya da piyasalar arası çarpıklıkların kaynağı olmamalıdır.

10. İş yasası yeni istihdamı özendirici olmalıdır. Çalışanı koruyan, işsizi dışlayan bir iş yasası, ekonomik sorunların yanında, sosyal sorunların da kaynağı olur. Vergi sistemi istihdamı özendiren bir yapıya kavuşturulmalıdır.

11. Finans sistemini uluslararası rekabete ayak uyduracak vergi düzenlemeleri yapılmalıdır. Aracılık maliyetleri düşürülmelidir. Sistemin gözetim ve denetiminin uluslararası düzeye taşınması hedeflenmelidir.

12. Devlet ekonomik faaliyetlerin içinde olmamalı, ama düzenleyici ve gözetici olmalıdır. Özelleştirme devam etmelidir. Düzenleyici konumundaki devlet kurumları hükümetin siyasi kaygılarıyla değil, ekonomik verimliliğin azamiye çıkarılmasını hedefleyerek çalışmalıdır.

13. Piyasaların karar vermesi gereken fiyatlar devletin kontrolü altında olmamalıdır. Devlet fiyat tespit etmemelidir. Tarımda ürün fiyatı ile değil, devlet üreticinin gelir düzeyi ile ilgilenmelidir.

14. Devlet ekonomide rekabeti bozan bir kurum olmaktan çıkmalıdır.

15. Devletin verdiği teşvikler tüm ekonomide gözden geçirilmelidir. Verilecek teşvikler süreli olmalıdır. Amaçlar iyi tespit edilmelidir. Hiçbir sektör ya da ekonomik faaliyet, stratejik önemi olmadıkça, sonsuza kadar teşvik edilemez.

16. Ekonomik faaliyetleri düzenleyen yasalar (borçlar, icra-iflas, medeni kanun gibi) rekabeti engellemeyen, aksine, rekabeti teşvik eden ve herhangi bir kesimi diğerinin aleyhine kollamayı amaçlamayan hale getirilmelidir.

İktidarlar ne yaparlarsa ilk yıllarında yaparlar. Daha sonra tribüne oynanmaya başlanır. Yeni hükümet de işe çabuk başlamalıdır. Bunun için siyasi ve bürokratik kadrolarda yeterli bilgi birikimi vardır.
Yazarın Tüm Yazıları